Erdoğan’ı savunan avukata kovuşturma! Ders kitaplarına geçecek ibretlik dava
Hürriyet yazarı Selvi, Başkan Erdoğan'ı devlete isyan fiili içinde olduğu suçlaması yöneltecek kadar ileri giden Av. Bendal Celil Ezman ve buna cevap veren Erdoğan'ın avukatına kavuşturmaya dönüşen ibretlik süreci anlattı.
ABONE OLAbdulkadir Selvi, FETÖ diliyle yazılmış içinde akılalmaz iddialar içeren suçlamalar ve bu iddialara terör örgütlerine yandaşlığıyla bilinen Ankara Barosu'nun çanak tutarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı savunanların nasıl sindirilmeye çalışıldığını köşesine taşıdı.
Abdulkadir Selvi'nin "Erdoğan’ı savunan avukata kovuşturma" başlıklı köşe yazısı şöyle:
Şimdi size ilginç bir davanın öyküsünü anlatacağım.
Adınız Recep Tayyip Erdoğan da olsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı da olsanız ne tür suçlamalara maruz kaldığınızı göstermesi açısından önemli.
Av. Bendal Celil Ezman, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor.
Ama nasıl bir suç duyurusu. Çok uzun bir dilekçe olduğu için esasına dokunmadan, özetleyerek aktaracağım.
AĞIR SUÇLAMALAR
- Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan adlı vatandaşın suç işleme itiyadı içinde olduğu, illegal faaliyetlerde bulunduğu...
- HSK üyeleri ile birlikte çete, suç örgütü oluşturduğu...
- 17-25 Aralık operasyonlarının engellenmesi uygulamaları ve 16 Temmuz 2016 tarihinden sonra yürütülen illegal uygulamalarla, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı ve kanunlarını uygulatmayarak, Türkiye Cumhuriyeti devletine isyan fiili içinde oldukları...
- 15 Temmuz 2016 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan’a bağlı MİT ile iltisaklı kişiler tarafından darbe ve direniş tatbikatı yapılmış ve akabinde Recep Tayyip Erdoğan adlı vatandaş tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devlet kanunlarının ve Anayasası’nın uygulanması engellenerek 16 Temmuz 2016 tarihinden itibaren Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, HSK üyelerinin baskısı ve hâkim ve savcılar tarafından darbe gerçekleştirilmiş, insanlığa karşı suç uygulamaları yapılmıştır.
- İllegal faaliyetlerde bulunduğu, bu faaliyetlerin organize olduğu Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Binali Yıldırım’ın talimatı ve iştiraki ile yapıldığı illegal çete faaliyeti olarak yürütüldüğü tarafımdan gözlemlenmiştir.
DARBEYİ ÖNLEME SUÇU
Bendal Celil Ezman’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suçlamalarını uzatabilirim. Ama işin özü anlaşılmıştır. Ezman, 251 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 2 bini aşkın vatandaşımızın yaralandığı 15 Temmuz darbe girişimini Erdoğan ile MİT’in darbe tatbikatı olarak tanımlıyor, darbenin bastırıldığı 16 Temmuz günü ise Erdoğan’ın darbe yaptığını ileri sürüyor. Avukat olması hasebiyle her kelimeyi bilerek ve seçerek kullanıyor. Cumhurbaşkanı’nın HSK üyeleri ile ayrıca MİT’le ayrıca dönemin başbakanı Binali Yıldırım’la birlikte illegal faaliyetler içinde bulundurmakla, çete kurmakla, suç örgütü oluşturmakla, 16 Temmuz günü darbe yapmakla suçluyor.
FETÖ DİLİ
15 Temmuz gecesi yaptıkları darbe girişimi başarısız olunca yurtdışına kaçıp kucağına oturdukları yabancı istihbarat servislerinin koruması altında Erdoğan’a karşı operasyonlarını sürdüren CIA antetli FETÖ’cüler bu iddiaları öne sürüyorlar. Bu dil FETÖ dili. Bu dil 15 Temmuz’u itibarsızlaştırma dili. Maalesef CHP Lideri Kılıçdaroğlu da bu koroya katılıyor. Kontrollü darbe söyleminde olduğu gibi...
CUMHURBAŞKANI’NIN AVUKATI
Bu suç duyurusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan ne yapıyor? Hani tek adam diyorlar ya... Cumhurbaşkanı Erdoğan hukukun içinde hakkını arıyor. Erdoğan’ın avukatı Doç. Dr. Hüseyin Aydın, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan kamu davasına Erdoğan’ı temsilen dilekçe veriyor.
SAVUNMASINDAKİ SUÇLAMALARI
Bendal Celil Ezman, mahkemedeki savunmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki ithamlarını bir adım daha ileriye götürüyor. 15 Temmuz’da darbeyi önleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne isyan fiilini işlemekle” suçluyor.
Yetinmiyor. Cumhurbaşkanı’na hakaretle ilgili suç duyurusunda bulunan savcılar ve avukat Hüseyin Aydın ile HSK üyeleri hakkında da Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı isyan fiilini işledikleri iddiasında bulunuyor. HSK üyelerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı isyan fiilini organize etmekle itham ediyor.
Savcılar tarafından FETÖ terör örgütü adı altında suç örgütü uydurulduğunu ileri sürüyor.
SONUÇ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı suçlamalarının dozunu her defasında daha da ağırlaştıran Bendal Celil Ezman, yargılama sonucunda 1 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Ceza, bir daha tekrar edilmemek şartıyla erteleniyor. Bendal Celil Ezman’ın, Cumhurbaşkanı’na hakaretten aldığı mahkûmiyet kararına karşı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne yaptığı istinaf başvurusu da reddediliyor.
Ama iş burada bitmiyor.
ANKARA BAROSU’NA ŞİKÂYET
Av. Bendal Celil Ezman, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın’ı 3 Mayıs 2019’da Ankara 1 no’lu baroya şikâyet ediyor. Şikâyet dilekçesinde mahkûmiyet kararı aldığı Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundaki iddiaların tamamını dile getiriyor. Baro bu şikâyeti işleme koyuyor. Hüseyin Aydın’dan savunmasını istiyor.
SAVUNMA YAPMAK SAYGISIZLIKTIR
Aydın, “Asgari hukuk bilgisinden, hukuki, ahlaki ve vicdanı her türlü değerden yoksun, mesnetsiz bu şikâyet dilekçesini dikkate alarak yanıt sunmak, bizatihi avukatlık mesleğine saygısızlıktır. Mesleğe olan saygımdan dolayı dilekçeyi esas alarak bir yanıt sunma gereği duymuyorum” diyor.
Bendal Celil Ezman’ın dilekçesinde hak arama özgürlüğü yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çete suçlamasında bulunduğu, HSK üyelerine ve avukatına yönelik organize terör olayı gerçekleştirdikleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne isyan fiili içinde oldukları gibi suçlamalarını sürdürdüğünü belirterek, derhal Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesini talep ediyor.
CUMHURBAŞKANI’NIN AVUKATINA KOVUŞTURMA
Başkanlığını şimdi Türkiye Barolar Birliği Başkanı olan Ramiz Erinç Sağkan’ın yaptığı Ankara 1 no’lu baro ne yapıyor? Suç teşkil eden dilekçeyi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirmediği gibi tam 1 yıl sonra Hüseyin Aydın hakkındaki kovuşturma açılmasına karar veriyor.
1 YIL BEKLETİLİYOR
Neden 1 yıl sonra? Karar o zaman neden tebliğ edilmiyor? Baro, kendi üyesine karşı tuzak mı kuruyor? 1 yıl Türkiye Barolar Birliği seçimi için mi beklendi? Yoksa Hüseyin Aydın’ın 2 no’lu baroya geçmesi mi?
Peki o zaman adil bir savunmanın üç ayağından biri olan baro, şimdi adaletten nasıl söz edebilir? Bu karar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı savunanların sindirilmeye çalışılmasından başka bir şey değil.
Erdoğan’a tek adam derler ama her türlü hakareti yaparlar, Erdoğan’ı savunanları ise sindirmek için, linç etmek için ellerinden geleni arkalarına koymazlar.
Bunlara ne denir? Adaletinizle bin yaşayın...