Kuduz uyarısı: Kedi bile severken dikkat edin, dünyada sadece 17 kişi kurtulabildi
Bitlis’te sokak köpeği tarafından ısırılan 2 çocuktan birine kuduz teşhisinin konulmasının ardından herkesi korku sardı. Uzmanlar, kuduz bulaştırma riskini artıran hayvanlarla ilgili ciddi çalışmalar yapılması gerektiği konusunda uyardı.
ABONE OLBaşıboş sokak hayvanlarının kuduz virüsü taşıyıp taşımadığı konusunda endişe duyan vatandaşlar, hastalığı araştırmak için internete akın etti. Biz de akılları kurcalayan sorulara cevap aradık.
Konuyla ilgili Türkiye gazetesinin görüşlerine başvurduğu İstanbul Veterinerler Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, büyük şehirlerde giderek sayısı artan ve kontrolsüz şekilde dolaşan sokak hayvanlarının risk oluşturduğunu söyledi.
Arslan "Sokak hayvanları belediyelerin kontrolünde; toplanarak kısırlaştırılması, kuduz aşısı yapılıp kulaklarına mikroçip takılması lazım. Böylelikle risk azalır. Ancak bazı şehirlerde veteriner hekim sayısının az olması, malzeme sıkıntısı, hatta aşı bile bulunamaması yüzünden kontrol ve denetimler yeterli yapılamıyor. Bu da riski artırıyor. İstanbul denetimlerin en iyi yapıldığı şehir ama her ilçesi için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Ormanlarla iç içe olan hayvanların buralara atıldığı ilçelerde risk daha yüksek" dedi.
Özellikle sokak köpekleri kaynaklı ısırılma vakalarının çok olduğunu aktaran Prof. Dr. Arslan "Kuduzdan son 20 yılda 20 kişi hayatını kaybetti. İstatistikler düşük görünüyor fakat öldürücü olması açısından son derece önemli. Isırılan yer beyne ne kadar yakınsa kuduz belirtileri o kadar erken ortaya çıkar. Hayvan ayaktan veya elden ısırdıysa kuduz etkeni sinirler yardımıyla yavaş yavaş beyne doğru ilerler. Haftalar hatta 3 ay sonra bile hastalığa dönüşebilir" ifadelerini kullandı.
KEDİLERDEN BİLE UZAK DURUN
Dicle Üniversitesi Halk Sağlık Yönetimi Bölümü Başkanı ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Mehmet Emin Kurt, kuduz vakalarının daha çok yaz aylarında ortaya çıktığını söyledi.
Kuduzun sadece köpeklerde değil, her hayvanda olabileceğine dikkat çeken Kurt, “Kedi tırmığı bile çok önemli. Sokakta bacağınıza sürünen sevimli bir kediyi severken 10 dakika önce bir fareyi yiyip yemediğini bilemezsiniz. Bu sebeple sokaktaki hayvanlara fazla yaklaşmayın ve uzaktan sevin. Her türlü hayvan ısırığı risk oluşturur. Özellikle şehir çöplükleri kuduz kaynağı... Bu hastalık erken müdahale ile engellenebilir. Bir hayvan ısırığı ya da tırmalamasına maruz kalan kişi, mutlaka ilk iş olarak bölgeyi tazyikli su ve sabunla temizlemeli. Daha sonra gidip kuduz aşısı yaptırmalı. Aşının hiçbir sakıncası yok. Ne kadar erken tedavi uygulanırsa risk o kadar düşer” şeklinde konuştu.
DÜNYADA KURTULAN 17 HASTA VAR
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, kuduz teşhisi konulan Mustafa E’nin son durumuna ilişkin şu bilgileri verdi:
"Çocuğumuz yoğun bakımda, sıvı tedavisiyle destekleniyor, kan basıncındaki yükselme ve düşüşler engellenmeye çalışılıyor.
Uyutularak ağrı kesici veriliyor. Beynin etkilendiğine dair önemli belirtiler var, durumu çok kritik. Diğer çocuğumuzu taburcu ettik, takip ediyoruz. Dünya literatüründe şu ana kadar kuduz olup yaşayan 15-17 vaka var. Bu kişilerin bir kısmında aşı olurken kuduz gelişti. Kuduz olan kişinin yaşama ihtimali çok düşük."
KÖYLERDE TEHLİKE DAHA FAZLA
Veteriner Hekim Gizem Hatay da kuduz vakalarının daha çok kırsal bölgelerde görüldüğünü aktardı.
Bu virüse genellikle tilki, köpek, çakal, yarasa, rakun ve kokarca gibi tükürüklü hayvanlarda rastlandığını belirten Hatay, şunları dedi:
"Hayvanlara yönelik tedbirler alsak da onlar da sonuçta hayatımızın bir parçası. Bu sebeple insanlar dikkatli olmalı. Bir hayvanın saldırgan bir tutumu varsa yetkililere haber vermeli. Bu tür hayvanlar toplanmalı."
KUDUZ VAKASININ ÇIKTIĞI KÖYDE ENDİŞE HAKİM
Adilcevaz ilçesine bağlı Göldüzü köyünde yaklaşık 10 gün önce sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan P.E. (10) ve M.E. (12) yaralanmıştı. Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesine sevk edilen 2 çocuğa yapılan tetkikler sonucu M.E.’de kuduz teşhisine rastlanmazken, kuduz belirtileri gösteren 10 yaşındaki P.E.’nin ise ilk iki testinin negatif çıktığı ancak üçüncü testte virüse rastlandığı bildirildi. P.E.’nin durumuna ilişkin Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz açıklama yapmıştı.
VETERİNER BÖLGEDE DENETLEME YAPTI
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'ne bağlı veteriner hekimler, belediye personelleri ile ilçe merkezi ve köyde bulunan sokak hayvanlarına kuduz aşısı yapılırken Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü ekipleri tarafından da bölgede denetleme yapıldı.
KÖY HALKI TEDİRGİN
Olayın ardından 600 haneli Göldüzü köyünde başıboş gezen sokak köpekleri, köy halkının korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Sokaklara dökülen çöplerde yiyecek arayan başıboş köpekler ise okul çevrelerinde gezerek köy halkına ve çocuklara korku saçıyor. Başıboş gezen köpeklerden korkan bazı aileler çocuklarını okula göndermezken bazı aileler ise okul servisleri ile çocuklarını okula gönderiyor. Köy halkı konu ile ilgili yetkililerden yardım isterken çocuklar ise korkudan okula gidemediklerini söyledi.
"ÇOCUKLAR KÖPEKLERİN KORKUSUNDAN OKULA GİDEMİYORLAR"
Çocukların korkudan okula gidemediğini dile getiren Göldüzü köyü muhtarı Halis Uruçlu, köydeki okul servislerinin sayısının arttırılması gerektiğine dikkat çekerek, “Bu olaydan sonra Kaymakam ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden ekipler gelerek sokak köpeklerine aşı yaptılar. Herkesin kendine mukayyet olması gerekiyor. Elazığ'dan gelene ekiplere de bu olayı anlattık. Yaralanan çocukların durumunu anlattık. Çevredeki köpekler çok fazla. Köyde bazı boş evler var. Bu evlerde de köpek dolu. Sokak köpekleri köyde tek bir tavuk bırakmadılar. Çocuklar köpeklerin korkusunda okula gelip gitmiyorlar. Köyümüz 600 haneli ve bizim köy de çok dağınık. Evler arasında 2 kilometre mesafe var. Bundan dolayı çocuklar köpeklerin korkusundan gelip gidemiyorlar. Çok geniş bir köydür. Okul için servislerinin de arttırılması gerekiyor ki herkes okula gitsin” diye konuştu.
"BİZİM CİĞERİMİZ YANDI BAŞKASININ CİĞERİ YANMASIN"
M.E.’nin dedesi Yılmaz Erçetin, umutlu bir şekilde torununun sağlığına kavuşmasını temenni ederek, “Torunumu 20 gün önce köpek ısırmıştı ve bize söylemedi. Bizim ev ile torunumu köpeğin ısırdığı yer arasında 2 buçuk kilometre mesafe var. Orada çocuklar ile oyun oynamışlar. Artık köpek nasıl ısırmışsa onu bilmiyoruz bize söylemedi. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra bana gelip ‘dede kolum kaşınıyor’ dedi. Hemen o gece acile götürdüm. Eve geldik bir daha kolum kaşınıyor deyince bu defa çocuk doktoruna götürdüm. Çocuk doktoru baktı dedi ‘bunu Hacettepe'ye kaldıracağız. Hemen ambulans istedi. Ambulansla torunum Ankara’ya kaldırıldı. Şu anda durumu Allah’a kalmış, Allah'tan umut kesilmez. İnşallah iyi olur. Yurt dışından ilaç getirilmiş. Dünden beri o ilacı veriyorlar. Yetkililerden sadece bu köy için servis istiyoruz. Köyde şu an 3 tane okul servisi var. 3 tane servis toplamda 45 öğrenciyi alıyor. Ama servis ne kadar fazla olursa o kadar güvenilir olur. Bizim ciğerimiz yandı başkasının ciğeri yanmasın” şeklinde konuştu.
Çevre köylerde de tehlikenin sürdüğünü belirten P.E.’nin dedesi Cemal Orak ise, “Bizim çocuklar köpeklerin korkusundan okula gidemiyorlar. Bizim sürekli mazot almaya imkânımız yok. Arabayla götürüp getiremiyoruz. Devlet buna bir el atsın. Benim iki tane köpeğim var aşısız. Torunum bugün geliyor ama durumu hakkında bizim bir bilgimiz yok. Ama diğer çocuğun durumu kötü. Devlet bize bir yardım etsin” ifadelerini kullandı.
"KÖPEKLER BİZİ KOVALIYOR"
Köpeklerden çok korktuğunu ve yetkililerden yardım istediklerini ifade eden Menderes Uruçlu adlı çocuk da, "Arkadaşlarımızdan dolayı çok üzgünüz. Köyde servis yok. Yeterince servis olmadığından dolayı köye servis istiyoruz. Yaralanan bir çocuk benim amcamın oğlu onu ikisinin durumu iyi birisinin durumu çok kötü, çok korkuyorum yani köpekler çok. Toplanmasını istiyoruz sayın valimizden. Okula gelemiyoruz. Çünkü bunlar köpekler bizi kovalıyorlar" diye konuştu.