İsrail'in Mescid-i Aksa baskınına Türkiye, ABD ve Arap ülkelerinden peş peşe tepkiler
Son dakika... 5 yıl sonra Mescid-i Aksa'ya giren görevdeki ilk İsrailli bakan olan aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi lideri Ben-Gvir'in provokatif eylemine Türkiye ve ABD'den peş peşe tepkiler geldi.
ABONE OLProvokatif eylemleriyle tanınan İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek Harem-i Şerif'e girmişti.
Aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi lideri Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa'ya giren görevdeki ilk İsrailli bakan oldu.
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış anlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
DIŞİŞLERİ: PROVOKATİF EYLEMİ ENDİŞEYLE KARŞILIYOR VE KINIYORUZ
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şu şekilde;
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya yönelik gerçekleştirdiği provokatif eylemi endişeyle karşılıyor ve kınıyoruz.
İsrail’i Kudüs’teki dini mekanların statüsünü ve kudsiyetini ihlal edecek ve bölgede gerginliğin tırmanmasına neden olacak bu tür provokasyonların engellenmesi için sorumlulukla hareket etmeye davet ediyoruz.
ABD: MESCİD-İ AKSA'DAKI STATÜKOYA ZARAR VERİLMESİNE KARŞIYIZ
ABD’nin İsrail Büyükelçisi Tom Nides, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Mescid-i Aksa'daki statükoya zarar verilmesine karşı olduğunu söyledi.
Büyükelçi Nides, İsrail haber sitesi Walla'ya yaptığı açıklamada, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in bu sabah işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskın hakkında konuştu.
Nides, "Biden yönetiminin Mescid-i Aksa'daki statükoya zarar verilmesine karşı olduğunu" belirterek, "Açık konuşalım, statükoyu korumak istiyoruz ve bunu engelleyen uygulamalar kabul edilemez. İsrail hükümetiyle bu konudaki görüşmelerimizde çok nettik." ifadelerini kullandı.
FİLİSTİN: NETANYAHU'NUN KOALİSYON ORTAKLARINA VERDİĞİ VAATLERLE KIRMIZI ÇİZGİLER AŞILMIŞTIR
Filistin, İsrail'de hükümeti kurmakla görevlendirilen Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahu'nun, koalisyon ortaklarına "Batı Şeria'da daha büyük bir alanın ilhakı ve Yahudileştirilmesi" yönünde verdiği taahhütlerle kırmızı çizgilerin aşıldığını bildirdi.
Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Netanyahu'nun koalisyon ortaklarına verdiği taahhütlerle, uluslararası meşruiyetin, imzalanan anlaşmaların ve uluslararası hukukun hafife alındığı belirtildi.
Bu taahhütlerin, tüm kırmızı çizgilerin aşılması anlamına geldiği vurgulanan açıklamada, uluslararası toplumdan, verilen taahhütlerin uygulanmasını engellemek için acilen harekete geçilmesi ve Netanyahu'ya baskı yapılması istendi.
Uluslararası kararların uygulanması ve İsrail aşırı sağın Filistin halkına yönelik eylemlerini engelleyebilecek caydırıcı önlemler alınması çağrısı da yapılan açıklamada, "Filistin halkını tasfiye etmeyi hedefleyen yeni ve eski planlarını tamamlamaya çabalayan Netanyahu'nun, Filistin halkının adil ve meşru hakları pahasına koalisyon ortaklarıyla yaptığı anlaşma ve vaatlerin sonuçlarından doğrudan sorumlu olduğu" kaydedildi.
Açıklamada, "Netanyahu'nun, Doğu Kudüs'ün de içinde olduğu işgal altındaki Batı Şeria'da daha büyük bir alanın ilhak edilmesi ve Yahudileştirilmesini hızlandırmak için aşırı sağcı görüşleriyle öne çıkan Dini Siyonizm Partisi milletvekilleri Itamar Ben-Gvir ile Bezalel Smotrich'i devreye soktuğu" ifade edildi.
İsrail'de hükümeti kurmakla görevlendirilen Netanyahu, 21 Aralık'ta Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a kabinesinin hazır olduğunu bildirmişti.
Netanyahu'nun yeni kabinesinde, Ultra Ortodoks Yahudi partilerden Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği ile aşırı sağcı, ırkçı ve şiddet yanlısı politikalarıyla bilinen Dini Siyonizm, Yahudi Gücü ve Noam Partileri yer alıyor.
İsrail Başbakanı Yair Lapid, seçimlerde elde ettiği zaferin ardından Binyamin Netanyahu'nun oluşturduğu yeni kabineyi "tehlikeli, fanatik ve sorumsuz" olarak nitelendirmişti.
ARAP ÜLKELERİNDEN TEPKİLER
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Kuveyt ve Katar; İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskına tepki gösterdi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, söz konusu "provokatif uygulamalar" kınandı.
Filistin halkının yanında durdukları ve bağımsız devletlerini kurma çabalarının desteklendiği aktarılan açıklamada, İsrail makamlarının barış çabalarını baltalayan ve kutsallar konusunda uluslararası ilkelerle çelişen uygulamalarından üzüntü duyulduğu ifade edildi.
- BAE
BAE Dışişleri Bakanlığının yazılı açıklamasında da baskın şiddetle kınandı.
Mescid-i Aksa'ya tam koruma sağlanması, tehlikeli ve provokatif ihlallerin durdurulması gerektiği konusunda ülkenin "kararlı duruşuna" değinilen açıklamada, İsrail'e gerginliği azaltma ve tansiyonu yükselten adımlardan kaçınma çağrısı yapıldı.
- MISIR
Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise yaşanan olaydan "kaygı" duyulduğu kaydedildi.
Kudüs'teki tarihi ve hukuki konumu ihlal eden tek taraflı uygulamaların reddedildiği belirtilen açıklamada, bu uygulamaların, işgal altındaki topraklar ve bölgenin güvenlik ile istikrarına, barış sürecinin geleceğine olumsuz etkileri konusunda uyarılarda bulunuldu.
Açıklamada ayrıca tüm tarafların, gerginliği tırmandıracak her türlü eylemden kaçınması istendi.
- KUVEYT
Kuveyt Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada baskını şiddetle kınadı.
Baskının, "Müslümanların duygularını provoke ettiği, uluslararası kararlara da aykırı olduğu" kaydedilen açıklamada, uluslararası topluma İsrail'in ihlallerini durdurmak için hızlı ve etkili biçimde harekete geçme çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, ihlaller nedeniyle yaşanabilecek gerginliğin sorumluluğunun İsrail'e ait olduğu vurgulandı.
- KATAR
Katar Dışişleri Bakanlığı da baskını şiddetle kınayan açıklamada bulundu.
Yapılanın, "uluslararası hukukun açık bir ihlali" şeklinde değerlendirildiği açıklamada Katar, İsrail'i "gerginliği tırmandırdığı politikası" konusunda uyardı.
Açıklamada, Mescid-i Aksa'nın dini ve tarihi konumuna saygısızlığın, sadece Filistinliler değil, dünyadaki milyonlarca Müslümana da "saldırı olduğu" kaydedildi.