Emniyette tartıştığı memuru 15 el ateş ederek öldüren polis için müebbet talebi
Kayseri Emniyet Müdürlüğü'nde tartıştığı idari memur Fevzi Süleyman Sökmen'i (35), tabancayla 15 el ateş ederek öldüren polis memuru Şükrü Koçoğlu'nun (50) yargılanmasına başlandı.
ABONE OLOlay, geçen 14 Eylül'de saat 13.00 sıralarında Kocasinan ilçesi Erkilet Bulvarı'ndaki Kayseri Emniyet Müdürlüğü'nde meydana geldi.
Daha önce depremzedelere yardım etme meselesi yüzünden tartışan polis memuru Şükrü Koçoğlu ile emniyette görevli idari memur Fevzi Süleyman Sökmen arasında tartışma çıktı.
Çıkan tartışma sonucu Sökmen, kendisini ölümle tehdit ettiğini iddia ettiği Koçoğlu'ndan 2 Haziran'da şikayetçi oldu.
İkili, 14 Eylül'de bir kez daha Kayseri Emniyet Müdürlüğü'nde karşılaştı. Çıkan tartışma sonucu Koçoğlu, tabancasıyla Sökmen'i öldürdü.
Gözaltına alınan Koçoğlu, işlemleri sonrası tutuklandı.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma tamamlanıp, iddianame düzenlendi. Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, Koçoğlu hakkında 'kasten adam öldürme' suçundan müebbet hapis cezası istendi.
"AMACIM SADECE KONUŞMAKTI"
Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında tutuklu sanık polis memuru Şükrü Koçoğlu ile ölen Sökmen'in şikayetçi babası C.S. ve taraf avukatları hazır bulundu. Öldürme kastı olmadığını söyleyen sanık Koçoğlu, "Depremzedelerle ilgili duygu sömürüsünde bulunuyordu. 'Bu kadar düşünüyorsan 1 maaşını bağışla Süleyman' dedim. Korkup gitmesi için de çay bardağını yere fırlattım. Beni sürekli rahatsız etti. 'Süleyman senden ricam benim olduğum zaman buraya gelme' dedim. Olay günü Süleyman ile karşılaştık. 'Bir dakika' dedim, Süleyman da konuşmak istemedi. Benden kaçarak yangın merdivenine doğru gitti. Ben de konuşmak için arkasından gittim" diye konuştu.
"KAÇ EL ATEŞ ETTİĞİMİ BİLMİYORUM"
Sözlerini sürdüren sanık Koçoğlu, "'Süleyman şikayette bulunmuşsun; derdin nedir?' diye sordum. Süleyman da 'Benim herhangi bir derdim yok. Her şey orada yazıyor' dedi. Engelli çocuğum olduğunu, ona bakan hasta annesi olduğunu söyledim. Onlar hakkında sırıtarak, 'ben iyi yerlerde değerlendiririm' diye konuşunca, olay meydana geldi ve kendimi kaybettim. Sonrasını hatırlamıyorum. Beylik tabancamda sürekli 15 mermi taşıyordum. Kaç el ateş ettiğimi bilmiyorum. Olay bir anda gelişen diyalog sonrası meydana geldi. Kesinlikle planlamadım, pişmanım. 'Yeter artık lan' ve 'yarım kalan işimi tamamlarım' demedim. Olayda bir kastım yok. Amacım sadece konuşmaktı" ifadelerini kullandı.
"TEDBİR ALMAYAN YETKİLİLERDEN DE ŞİKAYETÇİYİM"
Şikayetçi olduğunu belirten Sökmen'in babası C.S. ise "Oğlum hiçbir suçu ve tahriki olmadan öldürüldü. Olaydan önce Emniyet Müdürlüğündeki yetkililer tedbir almadı. Görevlerini yapmayan yetkililerden de şikayetçiyim. Ortada kan davası ya da namus meselesi yoktu" dedi.
TANIK: ŞARJÖRÜ BOŞALTTIM DEDİ
Duruşmada, aralarında İl Emniyet Müdürlüğü Ulaştırma Büro Amiri İ.Ç.'nin de olduğu 4'ü polis 6 kişi de tanık olarak dinlendi. Tanıklardan F.Y. isimli kadın, "Şükrü Koçoğlu sinirli şekilde gelip, 'abla siz dışarı çıkın biz konuşacağız' dedi. Süleyman konuşmak istemedi. Ardından biz çıktıktan sonra 15 metre gittik ve seri şekilde silah sesleri duyuldu. Koridorda, Şükrü Koçoğlu ile karşılaştık ve bize 'gidin bakın yaşıyor mu? Şarjörü boşalttım' dedi. Ben de donup kaldım. Korktum" diye konuştu.
"ŞİKAYET DİLEKÇESİNİ OKURKEN KARAKOLDAN ÇIKTI"
Olayın meydana geldiği gün Şükrü Koçoğlu'nun ilk olaydan dolayı karakolda ifadesini alan tanık polis memuru M.G. ise "Olay günü Şükrü Koçoğlu'na Süleyman'ın şikayetçi olduğu ifadeyi okuyordum. Daha tamamını bitirmeden Şükrü Koçoğlu karakoldan çıktı. Arkasından gittim. Ama göremedim. Hemen İ.Ç. komiseri arayıp, ona bilgi verdim ve aralarında bir sıkıntı olmasın dedim" diye konuştu.
Duruşma savcısı, davaya ilişkin görüşünün hazır olduğunu belirterek mütalaasını açıkladı. Şükrü Koçoğlu'nun tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, sanık avukatlarının esasa ilişkin savunmalarını hazırlamak için süre istemeleri üzerine duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.