Türkiye'den İsveç'e NATO vizesi: "Biz NATO'dan güç almıyoruz, güç veriyoruz!"
İsveç’in NATO’ya katılım protokolüne ilişkin Meclis genel kurulunun kararının ardından gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasındaydı. Erdoğan bugün imzaladığını açıkladı. Türkiye'den İsveç'e NATO vizesini Doç. Dr. Furkan Kaya değerlendirdi.
ABONE OL-
HABER7 / ÖZEL
TBMM kritik bir oylamaya ev sahipliği yaptı. Meclis genel kurulunda İsveç’in NATO’ya katılım protokolü 287 oy ile onaylandı. Meclis kararının ardından gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasındaydı. Erdoğan bugün imzaladığını açıkladı. Dün ise F-16 satışı için Biden yönetiminden peşpeşe açıklamalar gelmişti. ABD Başkanı Joe Biden, Türkiye'ye F-16 satışının onaylanması için Kongre'ye çağrı mektubu gönderdi.
Türkiye’nin, İsveç’e NATO vizesi vermesini Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya Haber7 için değerlendirdi. Doç. Dr. Furkan Kaya konuya ilişkin, “Türkiye, NATO’nun önemli bir gücü, biz NATO’dan güç almıyoruz, NATO’ya güç veriyoruz. Ama İsveç NATO’dan güç alacak. Buradaki farkı anlamak gerek” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE ‘MİLLİ BEKA’ STRATEJİSİNİ UYGULUYOR
Rusya- Ukrayna savaşı ile iki Baltık ülkesi İsveç ve Finlandiya NATO’nun kapısını çaldığını ancak İsveç’in kapıda kaldığını hatırlatan Doç. Dr. Furkan Kaya, İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanmamasının temel nedenini terör örgütleri ile aralarına mesafe koymamaları ile ilgili olduğunu ifade etti. Türkiye’nin bu noktada duruşunun açık ve net olduğunu söyleyen Kaya, son NATO toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini de hatırlatarak F-16 meselesinde ABD kongresinde Türkiye’ye daha önce haksızlık yapıldığını belirtti.
Furkan Kaya, “Türkiye bir orta yol bulma bağlamında F-16 meselesini masaya getirdiğinde 40 adet yeni F-16, yaklaşık 49-39 adette modernizasyon kitinin alınması noktasında bir anlaşmaya varmak istedi. Fakat Amerikan Kongresi, hayır çünkü Türkiye, S400 füzelerini Rusya'dan aldı. Bunun Türkçesi şudur; Türkiye başına buyruk hareket ediyor, artık bizim sözümüzü dinlemiyor. Çünkü Türkiye artık Milli Beka stratejisini uygulamaya başladı. Bunu hem terörle mücadelede görüyoruz. Hem çevre coğrafyamızdaki gelişen hadiselerde Türkiye'nin kendi milli öncelik potansiyelini ve gücünü ortaya koymasıyla görüyoruz.” dedi.
"SÖZDE DEĞİL, ÖZDE UYGULAMALAR"
Doç. Dr. Furkan Kaya, F-16 meselesi masaya geldiğinde Türkiye’ye karşı olarak Yunanistan kartının öne sürüldüğünü ve F-16’ları ‘Yunanistan’a karşı kullanamazsınız’ ifadelerine karşın Türkiye’nin yine dış politikada önemli bir duruş sergileyerek ‘Gerekirse yaparız’ tavrı ile Türkiye’nin geri adım atmadığını ifade etti. İsveç’in anayasasında terör örgütlerine destek sağlayan ve bu yöndeki eylemler için yaptırımlar getiren değişiklikleri ile kararnamenin geçtiğini söyleyen Doç. Dr. Furkan Kaya en önemli adımın anayasal ve yasal adımlar olduğunu belirtti.
Furkan Kaya, “İrtibat savcısı ve terör uzman savcısı şeklinde iki yapılanmanın da süreç içerisinde yer alacağı söyleniyor. Bu yapılanmalar önemli. İrtibat savcısı ile Türkiye bu sürecinde hukuksal olarak takipçisi olacak. Sözde değil özde olacak bu nedenle. Dolayısıyla söz verilen şekilde anayasal ve yasal adımlar atıldıktan sonra terör örgütü propagandaları yapanlara karşı yasal tedbirler alınacak hukuki süreç işletilecek Türkiye’de bu süreçlerin sıkı takipçisi olacak. Buna müsaade edilmeyecektir.” şeklinde konuştu.
“BİZ NATO’DAN GÜÇ ALMIYORUZ, GÜÇ VERİYORUZ”
Türkiye’nin F-16 meselesinde alternatifsiz olmadığını ifade eden Doç. Dr. Furkan Kaya milli muharip uçağı KAAN’ı hatırlatarak Türkiye’nin Savunma Sanayii’nde gelinen noktada önemli kazanımlarının olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Furkan Kaya, bu noktada Türkiye’nin İsveç’e NATO üyeliği konusunda stratejik olaraktan avantajlı konumda olduğunu vurguladı.
Kaya, “İsveç'in üye olduktan sonra takınacağı tavır için bazı insanlar ‘Türkiye artık hiçbir şey yapamayacak, İsveç istediği gibi hareket edecek’ bu mümkün değil. Biz NATO'nun ikinci büyük ordusuyuz. NATO'nun çok önemli bir gücüyüz. Biz NATO'dan güç almıyoruz. Biz NATO'ya güç veriyoruz. Ama İsveç NATO'dan güç alacak. Şu aradaki farkı görelim. Güç olmak ile güç altında olmak arasında fark vardır. Ve biz NATO'ya rağmen NATO üyesiyiz. Biz burada kendi milli beka stratejimizi, milli duruşumuzu sergileyen, bölgenin en önemli gücüyüz. Dolayısıyla bizim NATO üyeliğimiz çok kıymetlidir.” ifadelerini kullandı.
“MEVZU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR”
Genel Kurul’daki oylamada 287 kabul, 55 ret oyunun yanı sıra 4 de çekimser oy kullanılmıştı.
Partilerin oylamasını değerlendiren Furkan Kaya, “Meclisteki partilerin evet yönündeki oylaması bize mesele vatansa gerisi teferruattır sözünü hatırlatıyor. Ne kadar farklı görüşlere sahip olunsa da, konu vatansa, gerisi teferruattır. Bu anlamda hem sahada, hem masada mücadele veren bir meclis. Dolayısıyla hem iktidar partisi hem muhalefet partilerinin bu noktada milli stratejilerimiz, milli çıkarlarımız ne ise o doğrultuda hareket eden duruşları da önemliydi.” dedi.