Ahmet Hakan'dan Mehmet Uçum’a: "Hararetle tavsiye ediyorum"
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşe yazısında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un dilini eleştirdi.
ABONE OLCumhurbaşkanı Baş Danışmanı Mehmet Uçum'un Van'da mazbata krizi sonrası başlattığı tartışma sürüyor.
Siyaseti sarsan Mehmet Uçum'a bir tepki de Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'dan geldi. Hakan, “'Kaydedildi, not edildi” dili, iyi bir dil değil. Bu dile savrulmadan da görüşlerinizi açıklayabilirsiniz.' dedi.
Hakan'ın “ŞU DİL ARTIK DEĞİŞMELİ: NOT EDİLDİ, KAYDEDİLDİ” başlıklı yazısı şöyle;
"CUMHURBAŞKANI Danışmanı Mehmet Uçum’un özellikle hukuki konularda çıkışları oluyor.
İçerik kısmına hiç girmiyorum.
Görüşlerinin bazılarına katılırım Uçum’un, bazılarına katılmam.
Fakat Uçum’un çıkışlarında kullandığı dilde sorun var.
“Bu yaklaşımınız not edildi. Bu görüşleriniz kaydedildi” falan diyen bir devlet dili kullanıyor. Üstelik bunu AK Parti’nin içine karşı yapıyor.
Mehmet Uçum’a hararetle tavsiye ediyorum:
“Kaydedildi, not edildi” dili, iyi bir dil değil. Bu dile savrulmadan da görüşlerinizi açıklayabilirsiniz."
AK PARTİLİ MİROĞLU'NDAN TEPKİ
AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum’un Van’da Abdullah Zeydan kararına dair açıklamalarına tepki gösterdi.
Miroğlu, “Onlar da ‘devletin istediği doğrultuda konuşmazlarsa’ kayıt altına mı alınacaklar, film başa sarılıp ‘aslında bölücü’ mü sayılacaklar?” dedi.
Mehmet Uçum’un Van'da Abdullah Zeydan ile ilgili sürece dair dün yaptığı paylaşımda partili bazı kişileri hedef alan açıklamasına AK Parti içinden tepkiler devam ediyor.
Eski AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay'ın ardından eski Mardin Milletvekili ve AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu da, Uçum'un "İktidar içindeki neoliberallerin tutumu da kaydedildi" açıklamasına yanıt verdi.
Miroğlu, Van'da mazbatanın DEM Partili Abdullah Zeydan'a verilmesini doğru bulanların susturulması halinde AK Partili Kürtlerin nasıl kendi aralarında konuşabileceğini sordu.
Miroğlu'nun paylaşımı şöyle:
"Aday tercihlerinin, hemen son birkaç seçimde değişmeden devam eden siyasi vitrinin, Kürt muhafazakarları HÜDA- PAR ve YRF’a, seküler Kürtleri’de CHP ve DEM’e ‘havale etme’ ve ‘ mecbur etme’ siyasetinin, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, partinin karar organlarına uzanan bilgi kanallarının aydınlanmaya muhtaç hale gelmiş olmasının, istişare mekanizmalarındaki ve entelektüel zemindeki vasatlığın, emekliler ve ekonomi gibi , seçmenin “Türkiye Yüzyılı” ufku sebebiyle tolere etmesini bekleyemeyeceğimiz durumlar ve daha bir çok sebebin AK Parti’nin seçim başarısızlığında elbette ama az ama çok payı var.
Ama bütün bunlar birer sonuçtur. Sebep değildir.
AK Parti için gerçek yüzleşme alanı, son on yılın iç ve dış politikasını şekillendiren siyasi paradigmalarda aranmalıdır.
Siyasi paradigmalarımızın şekillendirdiği, ama değişmesinin de vakti gelmiş politikalarımızı tartışmadan ve gündeme getirmeden, bu seçim yenilgisini 2028’de zafere dönüştürmemiz mümkün değildir.
Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi güneşe maruz kalan buz gibi erir gideriz.
Diyeceğim gerçek yüzleşme olabilmesi için insanlara asgarisinden bir tartışma özgürlüğü ve fırsat ortamı sunulabilmelidir.
Kimse , acaba yazar ve konuşursam siyasi istikbalim işim gücüm ne olur gibi bir endişeyle hareket etmeye zorlanmamalıdır!
Partimizin sembolü haline gelmiş bir dostumuz, partimizin siyasi ve hukuki işler başkanı olarak konuşur bir başka dostumuz “devlet adına kayıt” tutarsa, hiç birimiz Cumhurbaşkanımızın bizi davet ettiği yüzleşmeyle ‘gerçek bir yüzleşme’ yaşayamayız.
Kimse kimsenin yurtseverliğini ve bin yıllık tarihin getirdiği bütün belaların içinden her defasında Türkler’in ve Kürtler’in silah ve kalem yoldaşlığı sonucu küllerinden yeniden doğan bu güzelim , bu aşık olunası ülkeye aidiyet duygusunu sorgulayacak hak ve yetkiye sahip değildir!
Van’da mazbatanın hak eden sahibine , YSK onayından geçmiş ve seçilmesinde bir engel görülmemiş DEM Adayı Abdullah Zeydan’a verilmemesini doğru bulmayan partinin kurucusu arkadaşlarımız ve milletvekillerimiz şu bu sayılacak ve susturulacaksa- seçim yenilgisinin en büyük kısmı Kürt mahallesinde yaşanmışken- parti içindeki Kürt aktörlerin fikirlerini özgürce ifade etmelerini nasıl bekleyebiliriz?
Onlar da “devletin istediği doğrultuda konuşmazlarsa” kayıt altına mı alınacaklar, film başa sarılıp
“aslında bölücü” mü sayılacaklar?!!!
Güneydoğu’da 2015 seçimleri gibi bir sonucun dokuz yıl sonra yeniden yaşanmasının, Diyarbakır’da %16’da kalmanın, Van’da sıfır çekmenin sebeplerini AK Partili Kürtler kendi aralarında ve partileriyle nasıl konuşabilecek, yüzleşebilecekler?!
Hiç bir şey olmamış gibi davranamayız.
Bin yıl sonra en zor ve çetrefilli bir süreçte tarihin AK Partiye ve liderine sunduğu tarihi misyona uygun bir ilerleme ve yol haritasını yeniden tasarlamak ve bunu mümkün kılacak özgür bir tartışma ortamını inşa etmek hepimizin sorumluluğundadır, yoksa partimize de , liderimize de , devletimize de, bu ülkeye de yazık olur."
NE OLMUŞTU?
Van'da İl Seçim Kurulu, seçimi büyük farkla kazanan DEM Partili Abdullah Zeydan'ın seçilme haklarının iadesi kararını hukuka aykırı şekilde kaldırarak, mazbatanın AK Parti adayı Abdulahat Arvas'a verilmesine karar vermişti.
Protestolara yol açan karara karşı, başta CHP olmak üzere muhalefeti birçoğu tepki göstermişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başdanışmanı Mehmet Uçum dün sosyal medyadan yaptığı açıklamada Zeydan'a mazbata verilmemesini protesto edenlere tepki gösterirken, "Muhalefetin tüm aktörlerinin ve daha çarpıcısı iktidar içinde yer aldığı kabul edilen ve neo liberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmişlerin Van olayında aldıkları tutumların kaydedildiğini de herkes fark eder" açıklaması yapmıştı.
Eski AK Parti Milletvekili Orhan Atalay da Mehmet Uçum'a, "Millete sallanan parmak kesilip atılmalı" diyerek sert tepki göstermişti.