Başıboş köpeklerden kaçarken hayatını kaybeden kızının son sözlerini söyledi
Başıboş sokak köpeklerinden kaçarken hayatını kaybeden Mahra Melin Pınar'ın annesi Derya Pınar ve babası Murat Pınar, kızlarının son sözlerinin "Baba beni köpekler kovaladı. Baba ölmeyeceğim değil mi?" olduğunu söyledi.
ABONE OLBaşıboş köpekler adete sokakları mesken tuttu. Vatandaşlar için tehlike arz eden ve saldırılarıyla ciddi yaralanmalara neden olan köpekler, 10 yaşındaki Mahra Melin Pınar'ın ölümüne neden olmuştu.
TBMM'de sokak hayvanları ile ilgili toplanan komisyonda; CHP, TİP ve DEM'li milletvekilleri görüşmeleri yapılan düzenlemelere karşı çıkmış, hayatını kaybeden Mahra'nın acılı annesine saldırmıştı.
Köpeklerin saldırısı sonrası kaçarken hayatını kaybeden Pınar'ın acılı ailesi kızlarının son sözlerini, Meclis'te kendilerine yönelik saldırıları ve yaşadıklarını anlattı. Acılı anne, CHP için çocukların köpek kadar değeri olmadığını söylerken; "Kadın haklarını savunuyoruz' diyorlar ama acılı bir kadına şiddet uyguladılar." ifadelerini kullandı. Acılı baba ise TBMM'deki saldırıyı anlatırken; "İnsanın değil de köpeğin vekili gibi davrandılar. CHP köpekleri savunan halktan uzak bir parti oldu. Ben bu tavırlarını 2 yıldır biliyordum, gerçek yüzlerini tüm Türkiye gördü" diye konuştu.
Acılı aile kızlarının hayatını kaybettiği günü anlatırken; Mahra'nın son sözlerinin "Baba ölmeyeceğim değil mi?" olduğunu söyledi. Baba Pınar o günü şu sözlerle anlatıyor...
"5 Mart sabahı kızımla yaptığım son kahvaltı oldu. Sabah ben işe gittim, kızım Mahra da evden çıktı. Ben işe gittikten bir süre sonra çalıştığım otelin müdürü "Kızınız kamyonun altında kaldı" dedi. Ben olay yerine gittiğimde kızımın bir ayağını paramparça gördüm. Üzerinden kamyon geçmiş. Kızım benim elimi tuttu ve bana "Baba beni köpekler kovaladı. Baba ölmeyeceğim değil mi?" dedi. Bana son sözleri bu oldu. Kızımın en son elini orada tutmuştum. Çok acı çekiyordu. Ambülans geldi, hastaneye götürüldü. Ameliyat oldu ayağından, ayağı biraz toparlandı. Ancak sonra beynine pıhtı attı. Bacağını kesmek zorunda kaldılar, beyninin zarar gören yerini aldılar. Bir süre yoğun bakımda direndikten sonra hayatını kaybetti. Kızım yavru kedileri çok severdi. Onları sürekli beslerdi. Olay günü de bizim evin oradaki boş arazide, sokak kedileri için tahta toplayıp yuva yapmak istemiş. O sırada iki tane büyük köpek kızıma saldırmış. Kızım da onlardan kaçayım derken kamyonun altında kaldı."
MAMA LOBİSİNİN DERDİ PARA
Sokak köpeklerine ilişkin görüşülen düzenlemelere muhalefetin karşı çıkmasına değinen baba; bu isimlerin dertlerini 'para' olduğunu söyledi ve devam etti;
"Sahipsiz köpekler bakın bu sıcakta sokakta yaşıyor. Sokakta yedikleri yemekler zaten bu sıcakta bozulur. İçtikleri plastik su kapları bile bu sıcakta köpeklere büyük zarar veriyor. Bu yasaya karşı çıkan, köpekler sokakta kalsın diyenlerin kendileri bu sıcakta ne kadar kalabilir? Klimasız ortamda 15 dakika bile duramayanlar, köpekler sokakta kalsın diyor. Aslında böyle davranarak köpeklere kendileri daha çok zarar veriyor. Köpek de köpek diye tutturuyorlar da, sokak köpeklerinin parçaladığı diğer hayvanlar ne olacak, umurlarında bile değil. Söz konusu olan köpek değil. Bu yasaya karşı çıkanların bir kısmını hariç tutuyorum ama geriye kalanların çoğunun derdi para. Sokak hayvanlarına mama diye para toplayıp, bunun üzerinden nasıl zenginleştikleri ortada. MASAK mama lobisine ne kadar para gittiği, dernek başkanlarının nasıl zenginleştiği raporlarla kamuoyu ile paylaşıldı. Bana veteriner bile "Mama lobisiyle baş edemezsiniz" dedi. Halkın onlara verdiği parayla ceplerini dolduruyor. Bu gelir kaynağını kaybetmek istemiyorlar. Mama lobisi için mesele sokak köpeklerini savunmak değil, para..."
"CHP HALKTAN UZAK BİR PARTİ"
TBMM'de CHP ve TİP'li vekillerin kendilerine yönelik saldırılarını ise şu sözlerle anlattılar;
"AK Partili vekiller sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan çocukların fotoğraflarını önlerine koyunca, muhalefet vekilleri de sokak köpeklerinin fotoğrafını koydu. Ben bunu görünce eşime "Lütfen onlarla muhatap olma" demiştim. Yasa tasarısını hazırlayan vekilimiz konuşma sırasında "Çocukları köpeklere parçalatmayacağız. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" deyince biz "Önce insan, önce çocuk" diyerek alkışladık. Eşime saldırmaya başladılar. "Bunu çıkarın" dediler. Eşim de yanında kızımın olay günü ayağında olan kanlı ayakkabılarını gösterdi. "Sokakta köpeklerin başı boş şekilde kalıp, çocuklarımızı parçalamasına göz yumman herkes, çocuğumun katilidir" diye bağırdı. Eşime saldırıya devam ettiler. Oraya acılı bir anne gelmiş, vekilin konuşmasını alkışladık diye saldırmak nedir? Bana DEM ya da TİP partisinin oradaki saldırgan tavrından öte CHP'nin tavrına üzüldüm. İnsanın değil de köpeğin vekili gibi davrandılar. Eşim ve ailesi CHP'li. Atatürk'ün partisi diyoruz ama şimdiki CHP halkın partisi değil. Halk düşmanı gibi davranıyor. Orada CHP'nin acılı anneyi dinlemesini beklerdim. Ama CHP halktan uzak köpekleri savunan bir parti oldu. Yazıklar olsun. Eşimin olayından sonra CHP milletvekili Barış Karadeniz konuşma yaptı. "Çocuklarınıza sorun, köpekleri uyutalım mı?" diye AK Partili vekillere sordu. Sonra acılı baba Halil Bey de "Ben sorabilirim de Derya hanım, Mahra'ya sorabilir mi? Mahra hayatta değil" dedi. Halil Bey'in de üstüne yürüdüler. CHP gerçek yüzünü göstermiş oldu. Ben 2.5 yıldır bunların bu tavırlarını biliyordum. Şimdi tüm Türkiye gördü. Eşimle bu olaydan sonra Özgür Özel görüşmek istedi. Eşim kabul etmedi. "Bugüne kadar yanımızda olmadınız. Bundan sonra da olamazsınız"
"ACILI BİR KADINA SALDIRDILAR"
Sinirlerim çok bozuk. Kızımı kaybettikten sonra çok yıpranmıştım. Ama bu sefer çok sinirlerim bozuldu. Ben normalde sakin bir insanım ama beni bile çileden çıkardılar. Köpek haklarını savunanlar tarafından da birçok defa böyle saldırılara maruz kalmıştım. Şimdi kameralar çekerken onları savunanlar tarafından saldırıya uğradım. "Kadın hakları, insan hakları, doğa haklarını savunuyoruz" diyorlar ama acılı bir kadına şiddet uyguladılar. Ben de bir kadınım, benim çocuğum da kızdı. Bizim hiç hayat hakkımız yokmuş gibi, köpekleri savunuyorlar.
"BUNA DUR DENİLMESİ GEREKİYOR ARTIK"
Sokak köpeklerine yönelik yasa bence eksiklikler taşıyor. Sokak köpeklerine yiyecek vermek de yasaklanmalı. Beslediklerinde sokak köpeklerinin sayısının önüne kimse geçemez. Sadece sokak köpekleri değil, genel anlamda hayvan beslemek yasaklanmalı. Sokaklarda köpek terörü var. Bu teröre karşı ses çıkaranları da tehdit eden köpek savunucuları var. Köpekleri insanların evlerinin önünde besliyorlar. Gidin başka yerde besleyin deyince de sizi medyaya veririm, kameraları yığarım diye tehdit ediyorlar. Hem köpekler üzerinden rant sağlıyorlar hem de sokakları terörize ediyorlar. Buna dur denilmesi gerekiyor artık. Yasa eksik kalan bir diğer nokta ise, yasaklı ırklar konusu ve sahipli köpeklere tasma bağ takma zorunluluğu. Ayrıca köpeklerin kamusal alanlara çocuk parkları gibi girmemesi gerektiği ve dışkılarının toplanması zorunluluğu da yasada yer almalı."
O TAVIRDAN SONRA ARTIK CHP'Lİ DEĞİLİM
CHP'li bir aileden geldiğini kaydeden anne Pınar, TBMM'de yaşadığı saldırının ardından artık CHP'li olmadığı kaydederek;
"Özgür Özel'in özel kalemi arayıp benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben görüşmek istemediğimi ilettim. Bu olaydan daha önce CHP'li üyelere Mahra'nın başına gelenler iletilmişti. Başıboş köpek sorunu anlatılmıştı. Ama ilgilenmediler. Olay olduktan sonra benimle görüşmek istemelerinin hiçbir anlamı yok. Kızımı kaybedeli 29 ay oldu. Bana 29 ay boyunca başın sağ olsun bile demediler. Köpeklerin özgürlüğünden bahsederken bana başın sağ olsun bile demediler. Şimdi bu olaydan sonra beni aramaları hiç inandırıcı değil.
Ben CHP'li bir aileden geliyorum. CHP'liydim ama artık değilim. Benim acıma karşı tutundukları tavırdan sonra artık CHP'li değilim. Ben kızımı öpmeye kıyamazken, kızımı kaybettim. Köpekleri savunurken ölen çocuklara hiç kıymet vermiyorlar. CHP için ölen çocukların köpek kadar değeri yok. Köpek terörünü savunuyorlar." dedi.