'Ayasofya'ya kamyon girdi' iddiasına Bakanlıktan açıklama! Tarihi yapıya zarar yok

Kamuoyunda 'Ayasofya Camii'ne kamyonların sokulduğu' yönünde servis edilen haberlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü açıklama yaptı.

ABONE OL
GİRİŞ 24.11.2025 13:04 GÜNCELLEME 25.11.2025 20:36 GÜNCEL
'Ayasofya'ya kamyon girdi' iddiasına Bakanlıktan açıklama! Tarihi yapıya zarar yok

Yaklaşık 15 asırdır ayakta olan ve tarih boyunca üç kez yıkıma uğrayıp yeniden ayağa kalkan Ayasofya-i Kebir Camisi’nde yürütülen çalışmalar devam ediyor. 

Camii'nin yapısının gelecek nesillere en doğru ve sağlam şekilde aktarılması amaçlanıyor. Çalışmalar Vakıflar Genel Müdürlüğü yönetiminde sürdürülüyor.

Ayasofya Camii'nde yangın çıkarmaya çalışan şüpheli için kritik talep

Bakan Ersoy: 64 milyar dolar gelire emin adımlarla ilerliyoruz

Bakan Ersoy: "2002’den bu yana 13 bin 377 kültür varlığı Türkiye’ye döndü"

  • İstanbul'un fethinden sonra cami olarak kullanılan ve 1934'te alınan Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülen Ayasofya'nın yeniden cami olarak ibadete açılması için Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin yayımlanmasının üzerinden 5 yıl geçti.

BAKANLIKTAN AÇIKLAMA

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ayasofya'da yürütülen çalışmalara ilişkin, "Çalışmalarda kullanılması planlanan en büyük araç 45 ton ağırlığındadır. Bu aracın metrekareye düşen ağırlığı ise 6 tondur. Hazırlanan özel zemin, en ağır aracın ağırlığını güvenle taşıyacak kapasitededir" açıklamasını yaptı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, yaklaşık 15 asırdır ayakta olan, 3 kere yıkıma uğrayıp yeniden ayağa kalkan Ayasofya-i Kebir Camisi'nin gelecek nesillere en doğru ve sağlam şekilde aktarılması için başlatılan çalışmaların Vakıflar Genel Müdürlüğü yönetiminde sürdüğü belirtildi.

Açıklamada, "2023 yılında başlayan 2'nci etap restorasyon çalışmaları kapsamında Ayasofya'nın deprem güvenliğinin sağlanması amacıyla caminin ana kubbesinde dış yüzeyde kurşun kaplamalar yenilenirken, bu süreçte yapının mevsimsel koşullardan etkilenmemesi ve iç yüzeydeki mozaiklerin zarar görmemesi için kubbe yüzeyinin geçici çelik konstrüksiyon ile kapatılmasına Bilim Heyeti ve Koruma Kurulu tarafından karar verilmiştir" denildi.

DEPREM GÜVENLİĞİ ÖNCELİKLİ 

2023’te başlatılan ikinci etap restorasyon çalışmaları kapsamında Ayasofya’da öncelik, yapının deprem güvenliği...

Bu doğrultuda ana kubbenin dışındaki kurşun kaplamalar yenilenirken, yapının mevsimsel etkilerden korunması ve iç mekândaki mozaiklerin zarar görmemesi için kubbenin geçici bir çelik konstrüksiyonla örtülmesine Bilim Heyeti ile Koruma Kurulu tarafından onay verildi.

BİLİM KURULU ONAYIYLA ÇALIŞMALAR PLANLANDI

Geçici çelik konstrüksiyonu taşıyacak 43,5 metre yüksekliğinde dört ana kolonun, ibadeti engellemeyecek biçimde cami içerisinde inşa edilmesi yine bilim kurulunun onayıyla planlandı. Bu kolonları ve 43,5 metrelik sistemi taşıyacak çelik malzemelerin taşınması için iş makinesi kullanımının zorunlu olduğu tespit edildi ve yapının batı yönünden sınırlı bir giriş güzergâhı oluşturuldu.

'KAMYON SOKULDU' İDDİASI

Ayasofya'daki çalışmalara ilişkin yer verilen haberlerde, camiinin içerisine 'kamyon sokulduğu' iddiaları paylaşıldı. Konuya ilişkin ise Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden açıklama geldi. Müdürlük, sürecin herhangi bir zarara yol açacak bir uygulama değil; tam aksine bilimsel raporlar, statik analizler ve Koruma Kurulu kararları doğrultusunda adım adım yürütülen kontrollü bir restorasyon çalışması olduğunu ifade etti.

Yapılan açıklamada; araçların, gelişi güzel veya tarihi zemine zarar verecek bir biçimde içeri alınmadığı; aksine yaklaşık bir yıl süren hazırlık çalışmaları sonunda oluşturulan özel platform üzerinden kontrollü bir şekilde hareket ettiği vurgulandı. Çalışmalar kapsamında olası tüm sabit ve hareketli yüklerin statik hesapları, zemin sınıfı testleri, zemin yükleme testleri ve georadar taramaları gerçekleştirildi.

ZEMİN TAŞIMA KAPASİTESİ 25 TON

  • Zemin taşıma kapasitesi metrekare başına 25 ton olarak hesaplandı, koruma amacıyla metrekare başına 30 ton taşıyabilen bir sistem inşa edildi. Kullanılacak en büyük aracın 45 ton ağırlığında olduğu, ancak bu ağırlığın metrekareye düşen kısmının yalnızca 6 ton olduğu belirtildi. Hazırlanan özel zemin, bu yükü güvenle taşıyacak şekilde tasarlandı.

Caminin batı avlusu girişinden harim bölümüne kadar tüm güzergâha prekastlar, ahşap elemanlar ve çelik platform yerleştirildi. Mermer zeminlerin korunması bu sayede sağlandı. Harimde mevcut mermer döşemeler belgelenerek kontrol edildi; iç mekânda georadar taraması ve zemin sınıfı testi yapıldı.

TARİHİ YAPIYA ZARAR VERİLMİYOR

Ardından iş makinelerinin hareket edeceği alanda yükün yayılmasını ve mermerlerin zarar görmemesini sağlayan çok katmanlı geçici döşeme sistemi kuruldu: buhar geçişine izin veren örtü, keçe, kum, 18 mm kontra, 10x10 cm ahşap karkas, karkaslar arasına xps levha, karkasların üzerine ses önleyen şilte ve en üst katmana baklava sac uygulanarak zemin tamamen korumaya alındı. İş makinelerinin egzoz dumanının yayılmaması için de duman emici cihazlar kullanılıyor.

Yetkililer, Ayasofya’da yürütülen hiçbir çalışmanın tarihi yapıya zarar vermediğini, tüm uygulamaların uluslararası koruma ilkeleri, bilimsel raporlar ve uzman heyet kararlarıyla yürütüldüğünü vurguladı.

BİLİM KURULU ÜYESİ ÇALIŞMALARA İLİŞKİN BİLGİ VERDİ

Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç, Ayasofya-i Kebir Camisi'nde gerçekleştirilen güçlendirme ve restorasyon çalışmaları esnasında görüntülenen vinçlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Çalışmalar esnasında cami içerisinde görüntülenen araçlara ilişkin basın mensuplarına açıklamada bulunan Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç, açığa çıkan bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek üzere basın toplantısını gerçekleştirdiklerini belirterek, "Ayasofya'nın içinde yaptığımız platformu görüyorsunuz. İskelelerin kurulması için içeriye birtakım cihazların da girmesi lazım. Bunlar ağır iskeleler. Burada yapılsaydı eğer kaynak ve benzeri işlemlerden dolayı daha tehlikeli bir durum olacaktı. Onun için dışarıda hazırlanıp bloklar halinde buraya geliyor ve yerlerine yerleştiriliyor." dedi.

Şimdiye kadar 20-25 metreye kadar küçük vinçle çalıştıklarını aktaran Güleç, "Bunlarda herhangi bir sorun olmadı. Ama 25 metreden sonra artık onlarla çalışamaz hale gelince vinçleri içeri almak durumunda kaldık. Şu anda 27 metredeyiz. Üstünde bulunduğumuz platform bu vinçleri taşıyacak durumda. Bunu hazırlamak üzere bilim kurulunda çok tartıştık. Vinçlerin içeri girmesi nasıl olur, girmesini nasıl yapabiliriz diye. Son çözüm olarak bu platformun oluşturulmasını sağladık." ifadelerini kullandı.

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA

Konuya ilişkin bir açıklamada İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden geldi. Açıklamada, iddiaların dezenformasyon içerdiği aktarıldı. 

Açıklama şu şekilde;

"Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya hesaplarında, Ayasofya-i Kebir Camii’ndeki restorasyon çalışmalarına ilişkin “zeminin tahrip edildiği” ve “iş makineleriyle yapıya zarar verildiği” şeklinde paylaşılan iddialar dezenformasyon içermektedir.

Ayasofya’nın gelecek nesillere sağlam şekilde aktarılması amacıyla 2023’te başlatılan restorasyon süreci, Vakıflar Genel Müdürlüğü koordinasyonunda ve Bilim Heyeti ile Koruma Kurulu’nun bilimsel raporları ve teknik onayları doğrultusunda yürütülmektedir.

Deprem güvenliğini artırmak için ana kubbenin kurşun kaplamalarının yenilenmesine ve iç mekânın korunması için kubbenin geçici çelik konstrüksiyonla kapatılmasına Bilim Heyeti tarafından karar verilmiştir. Bu sistemi taşıyacak 43,5 metre yüksekliğindeki dört ana kolonun yerleşimi de yine bilim heyeti tarafından belirlenmiştir.

Çelik malzemelerin taşınması için iş makinesi kullanımının zorunlu olduğu Bilim Heyeti tarafından tespit edilmiş; zemin için statik hesaplar, yükleme testleri, zemin sınıfı analizleri ve georadar taramaları yapılmıştır. Zemin taşıma kapasitesi m² başına 25 ton olarak ölçülmüş; bunun üzerine m² başına 30 ton taşıyabilen özel bir sistem kurulmuştur. Çalışmalarda kullanılacak en ağır aracın zemine uyguladığı yük ise sadece 6 tondur, hazırlanan zemin bu yükü fazlasıyla taşımaktadır.

Girişten harime kadar özgün mermerleri korumak için prekast, ahşap ve çelik elemanlarla güçlendirilmiş platform yapılmış; harimde mermer döşemeler belgelenmiş ve tüm zemin testleri tamamlanmıştır.

İş makinelerinin hareket edeceği alanlarda yükü yayarak mermeri koruyan çok katmanlı geçici döşeme sistemi Bilim Heyeti’nin belirlediği teknik esaslara göre uygulanmış; zemine keçe, kum, kontra, ahşap karkas, xps, ses şiltesi ve baklava sac yerleştirilmiştir. Egzoz gazının yayılmaması için duman emici sistemler kullanılmaktadır.

Ayasofya-i Kebir Camii’nde yürütülen tüm çalışmalar, yapının güvenliğini ve özgünlüğünü korumak amacıyla Bilim Heyeti’nin denetimi altında, bilimsel yöntemlerle ve yüksek hassasiyetle yürütülmektedir. Yapılan işlemler Ayasofya’ya zarar değil, Ayasofya’nın güçlendirilmesi ve korunması içindir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

VAKIFLARIN KADİM RUHU FOTOĞRAFLARDA HAYAT BULDU

Ayasofya’da yürütülen restorasyon çalışmalarının bilimsel bir seferberlik olduğunu söyleyen Bakan Ersoy, çalışmalarda özgün yapının titizlikle korunduğunu vurguladı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, vakıf geleneğinin izlerini günümüzün fotoğraf sanatçılarıyla buluşturan "Zamanın İzleri-Vakıf Medeniyeti Fotoğraf Yarışması"nın ödül törenine katıldı.

Vakıf kültürünün asırlık mirasını çağdaş bir bakışla yeniden görünür kıldığını belirten Ersoy, törende yaptığı konuşmada, vakıf kültürünün asırlardır toplumsal dayanışmayı, iyiliği ve insanı merkeze alan bir medeniyet anlayışını yaşattığını kaydetti.

VAKIF ESERLERİNİ GELECEĞE TAŞIYORUZ

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen programda, Turizm Bakanlığı olarak vakıf kültürünü güçlendirmeye devam ettiklerini belirtti ve “Ecdat yadigarı vakıflarımızı, vakıf eserlerimizi gelecek nesillere en doğru ve en sağlam şekilde aktarmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.

Restorasyon projelerinin önemine de vurgu yapan Ersoy, özellikle Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde yürütülen kapsamlı çalışmalara dikkati çekti.

Ayasofya’nın ibadete açılmasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu ve güçlü iradesi sayesinde gerçekleştiğini hatırlatan Ersoy, caminin UNESCO’daki statüsünün korunması için ciddi bilimsel çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.

Ayasofya'da en geniş kapsamlı restorasyon sürecini başlattıklarını kaydeden Ersoy, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız liderliğinde üstümüze düşen neyse yapmak için kollarımızı sıvadık ve Mimar Sinan’dan bu yana Ayasofya’da gerçekleştirilen en kapsamlı en geniş çaplı restorasyon sürecini başlattık. Külliyenin her noktasında çalışmalar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz."

AYASOFYA’DA MÜHENDİSLİK VE BİLİM ODAKLI RESTORASYON

Bakan Ersoy, Ayasofya’da gerçekleştirilen güçlendirme, onarım ve koruma çalışmalarının mühendislik, sanat ve bilimin buluştuğu büyük bir seferberlik olduğuna vurgu yaptı.

Ersoy, bilim heyetinin çalışmalarını Prof. Dr. Can Binan, Prof. Dr. Asnu Bilban Yalçın, Prof. Dr. Ahmet Güleç, Prof. Dr. Hasan Fırat Diker ve Doç. Dr. Mehmet Selim Ökten gibi isimlerin yürüttüğünü söyledi.

Kubbe, minare ve dış cephede devam eden teknik işlemler hakkında ayrıntılar paylaşan Ersoy, deprem güçlendirme kapsamında kubbenin kurşun kaplamalarının yenilendiğini, mozaiklerin korunması için kurulan çelik konstrüksiyonun 43,5 metre yüksekliğe ulaştığını belirtti.

Bakan Ersoy, zemini korumak için uygulanan çok katmanlı sistemin de Ayasofya’nın özgün dokusunun zarar görmemesi amacıyla titizlikle planlandığını aktardı ve çalışmaların ibadet düzenini aksatmamak için yatsı sonrası başlayıp sabah namazına kadar sürdürüldüğünü sözlerine ekledi.

AYASOFYA’NIN YENİ FOTOĞRAFLARINI YENİDEN SERGİLEMEK İSTERİZ

Konuşmasında, İzzet Keribar’a da özel bir atıf yapan Bakan Ersoy, Ayasofya'nın restorasyonu tamamlandığında Keribar ile birlikte yeni fotoğraf çekimleri yapılabileceğini ifade etti. Ersoy, “İlk kitabın sergisini Cumhurbaşkanımız açmıştı; yeni fotoğraflardan hazırlanacak sergiyi de yine Cumhurbaşkanımızın teşrifiyle açarız.” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, tüm sanatçılara ve jüriye teşekkür ederek yarışmanın vakıf kültürüne yönelik farkındalığı artıracağını, toplumumuza ilham veren ve gelecek nesiller için kalıcı bir hafıza oluşturan bir vesile olduğunu söyledi.

RUHU DİRİ TUTUYOR

Fotoğraf sanatının bu mirası geleceğe taşıyan gücüne de konuşmasında yer veren Bakan Ersoy, yarışmayı vakıf medeniyeti ruhunun diri tutulmasına sağladığı katkı nedeniyle son derece anlamlı bulduğunu söyledi.

Ersoy, vakfın sadece maddi bir bağış değil, insanın yüreğini, kalbini ve ruhunu da sonsuzluğa bağlaması olduğunu ifade etti.

Vakıf geleneğinin yetimlerden yaşlılara, şehirlerden doğaya kadar insanlığın tüm kesimlerini düşünen bir medeniyet anlayışı oluşturduğunu kaydeden Ersoy, gerçek zenginliğin mal biriktirmekle değil paylaşmakla mümkün olduğunu dile getirdi.

FOTOĞRAF SADECE GÖRÜNTÜ DEĞİL

Bakan Ersoy, yapay zekâ çağında bile fotoğrafın sadece görüntü değil, bir anın duygusunu, hafızasını ve hikâyesini geleceğe taşıyan eşsiz bir sanat olduğunun altını çizdi.

Sergide yer alan fotoğrafların, vakıf medeniyetinin toplumsal dayanışmaya, paylaşmaya ve insanı merkeze alan yaklaşımına dair güçlü tanıklıklar sunduğunu ifade eden Ersoy, ünlü isimlerden oluşan jüriye de teşekkür ederek İzzet Keribar, Coşkun Aral, Merih Akoğul, Cengiz Karlıova ve Ali Can Atay’ın eserler arasında seçim yaparken zorlandığını söyledi.

ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU

Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu ise törende yaptığı konuşmada yarışmanın bu yıl iki ayrı kategoride düzenlendiğini hatırlatarak ödül alan isimleri açıkladı. Aksu, Dijital Renkli ve Siyah–Beyaz ile bu yıl ilk kez açılan Mobil Fotoğrafçılık kategorilerinin büyük ilgi gördüğünü ifade etti.

Konuşmasında, “Bu yıl yarışmamıza ülkemizin dört bir yanından; Azerbaycan, Kıbrıs ve Balkanlar gibi kardeş coğrafyalardan gelen 2 bini aşkın fotoğraf, vakıf kültürünün yalnızca Anadolu’ya değil, gönül coğrafyamıza da sirayet eden evrensel bir değer olduğunu bir kez daha göstermiştir.’’ sözleriyle katılımın genişliğine dikkat çeken Aksu, ödül listesini şu şekilde aktardı:

Dijital Fotoğrafçılık Kategorisi:

- Fatih Sultan Mehmet Han 1.’lik Ödülü
- Mimar Sinan 2.’lik Ödülü
- Bezmialem Valide Sultan 3.’lük Ödülü

Aksu, Mobil Fotoğrafçılık kategorisinde ise vakıf ruhunun farklılık ve çeşitliliğini yansıtmak amacıyla üç özel ödül verildiğini belirterek şu isimleri duyurdu:

- Fahrettin (Türkan) Paşa Özel Ödülü 
- İzzet Keribar Özel Ödülü 
- Coşkun Aral Özel Ödülü

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, konuşmaların ardından yarışmanın ödüllerini sahiplerine takdim etti.

KAYNAK : Haber7
Kadriye Ebrar Etirli Haber7.com - Editör

Editör Hakkında

2000 yılında İstanbul'da doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik' bölümünde henüz okurken HaberAnkara ve AnkaraMasası'nda çalıştı. 2022 yılındaki mezuniyetinin ardından Beyaz TV'de 'Haber Editörü' pozisyonunda görev aldı. 2024 yılının Şubat ayından itibaren Haber7'deki Gündem Editörü kariyerine devam etmektedir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR