Adli Tıp Grup Başkanı Haber7'ye konuştu! İşte merak edilen tüm cevaplar

Uyuşturucu testleri pozitif çıkan ünlülerin sonuçlara itiraz etmesinin ardından Haber7, Adli Tıp Grup Başkanı Doç.Dr. Mücahit Oruç'a kamuoyunun merak ettiği soruları yöneltti. İşte merak edilen tüm cevaplar...

ABONE OL
GİRİŞ 25.12.2025 15:18 GÜNCELLEME 25.12.2025 15:19 GÜNCEL
Adli Tıp Grup Başkanı Haber7'ye konuştu! İşte merak edilen tüm cevaplar

  Haber7-ÖZEL

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında birçok ünlü isim gözaltına alınarak Adli Tıp Kurumu'nda uyuşturucu madde testine tabi tutuldu. Dilan Polat, Derin Talu, Berrak Tüzünataç gibi ünlü isimlerin ardından Mehmet Akif Ersoy ve Ela Rumeysa Cebeci gibi medya sektöründeki isimler de operasyon kapsamında gözaltına alındı. 

Son olarak ise Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran'ın Adli Tıp'ta yapılan uyuşturucu testinin pozitif çıktığı öğrenildi. Ancak operasyon kapsamında gözaltına alınarak teste giren Dilan Polat, Derin Talu, Berrak Tüzünataç, Birce Akalay, Kubilay Aka, Metin Akdülger, Kaan Yıldırım gibi çok sayıda ismin ardından Saadettin Saran da çıkan sonuçlara itiraz etti. Saran İstanbul'daki özel bir laboratuvarda tekrar test yaptırdı.

Adli Tıp sonuçlarına itirazlar yaşanmasının ardından Haber7 Adli Tıp Grup Başkanı Doç.Dr. Mücahit Oruç'la görüşerek kamuoyu tarafından merak edilen soruların cevaplarına ulaştı. 

İşte Mücahit Oruç'la yapılan röportajın detayları;

Adli Tıp'ta yapılan saç testi neden önemli açıklayabilir misiniz ?

Uyuşturucu madde kapsamında değerlendirme yapılacak kişilerden kan, idrar ve saç teli alınıyor. Kan ve idrar vücuttan çabuk atıldığı için saç teli daha uzun zaman dilimine ait bir pozitiflik sunabiliyor. Yani geçmişe ait bir kullanım söz konusuysa buna ait bir bilgi verebiliyor.

Ne kadar zamandan bahsediyoruz?

Genel bilgi her 1 santimin bir aya karşılık geldiği, mesela kişinin saçı uzunsa 12 cm'e kadar işte 12 aylık bir dönem söz konusu olabiliyor.

Peki bu testlerin yanlış çıkma ihtimali var mı? Doğruluk oranı nedir?

Testlerde bir tarama testi var, bir de doğrulama testi var. Sadece tarama testi yapılanlarda yan yanlışlık çıkma ihtimali olabiliyor. Başka ilaçlarla çapraz reaksiyon veriyor. Yanlış pozitiflik söz konusu olabiliyor ama doğrulama testleri yapıldığı zaman bu Adli Tıp'ın laboratuvarlarındaki cihazlar ileri teknolojik cihazlar.

Bu cihazlarla doğrulama testi yapıldığı zaman %99.9 oranında doğruluk veriyor.

Bu ünlülere doğrulama testi yapıldı mı?

Bunların hepsine doğrulama testi yapıldı. Bunlar hepsi savcılık ve mahkeme kanalıyla geldiği için bunlardan kan, idrar, tırnak işte saç alınıp bunlardan doğrulama testi de yapılıyor. Doğrulama testi nerede yapılmaz?

Devlet hastanesinin acillerinde ya da özel laboratuvarlarda belki yapılmayabilir. Çünkü bu doğrulama testlerinin cihazları çok pahalı. Bunların sürekli bakımı vesaire de gerekiyor. Kalibrasyonu gerekiyor. Ha bunlar çok pahalı olduğu için belki orada biraz imtina edebilirler. O cihazlar ellerinde olmayabilir yani.

Adli Tıp'ta ama doğrulama testleri yapılıyor. Bu sonuçlar %99.9 doğru kabul ediliyor.


Peki dışarıda yapılan bir testte Adli Tıp'ın farklı çıkma ihtimali var mı?

Kullandıkları standart prosedür. O standartlar doğruysa, orijinal molekülse hani farklı çıkmasını pek düşünmeyiz. Hani nasıl farklı çıkar? Uygulama esnasında olabilir. Yanlış kişinin atıyorum işte kanı idrarı alınabilir.

Adli Tıp'ta karışma gibi bir durum söz konusu olabiliyor mu?

Adli Tıp'ta yok. Niye yok? Kollukla geliyor. Kollukla beraber kişi geliyor. Onun özel işte numune alma odaları var, orada numuneler alınıyor, bunlar barkodlanıyor. Barkodlarla beraber cihaza veriliyor. Her bir kişi tek tek böyle toplu şekilde alınmadığı için o ihtimal çok düşük.

Peki Adli Tıp'ta bu testi yapan, kime test yaptığını biliyor mu? Yani örneğin kime ait olduğunu biliyor mu laboratuvardaki kişiler? Yoksa bunlar bir kodlamayla, bir sayıyla falan mı geliyor yoksa isim mi yazıyor üstünde?

Mesela Adli Tıp'a geldiği zaman ya da laboratuvara geldiği zaman bunlar mahkeme yazısıyla ya da savcılık kanalıyla geldiği için bunların isimleri belli oluyor zaten. Örnekler alındığı zaman da onlara numaralar veriliyor. O numaralarla beraber rapor yazılırken yine isimler belli oluyor. Hani orada belki şey düşünülebilir. İsimden dolayı ama cihazı kaynaklı olduğu için bunlar söz konusu değil.  Bir de yapılan incelemeler hepsi zaten kamera kayıtları altında sürekli , inceleme yapılan değerlendirme yapılan odalarda kamera kayıtları var.

hani bunlar olduğu için yanlı tutum gibi durumlardan uzaklaşıyor. 

Peki Adli Tıp'taki sonuçlarla oynanması mümkün mü? 

O cihazların zaten hepsi kayıt altıda olduğu için çok mümkün değil.  Bir de kişi oraya bakıp aa bu pozitifmiş denmiyor. Orada kimyasal olarak değerlendiren analitik sonuçlar var, kalibrasyonlar, titreler var. O titrelere denk geldi mi, gelmedi mi onlara bakılıyor. Yani bir yazıcıdan kağıt çıkartıp bunun değeri negatif ya da pozitif şeklinde bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü cihazlara girildiği takdirde de oradan da kim çalışmış, nasıl çalışmış, hangi yöntemi kullanmış bunlar hepsi belli. 

Eski geleneksel yöntemlerle bakılmıyor. İleri teknolojik cihazlarla bakılıyor. O cihazlara da dışarıdan müdahale vesaire hepsi belli oluyor zaten. Müdahale söz konusu değil. 

KAYNAK : Haber7
Yalçın Taşbaşı Haber7.com - Özel Haber Editörü

Editör Hakkında

Yalçın Taşbaşı 1991 yılında İstanbul'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul'da, üniversite eğitimini ise Kayseri'de Erciyes Üniversitesi'nde tamamladı. 2014 yılında gazetecilik bölümünden mezun olmasının hemen ardından vatani görevini tamamlayarak iş hayatına giriş yaptı. 2015 yılında yeniakit.com.tr'de internet editörlüğü görevine başladı. Burada 7 yıl süren görevinin ardından 2022 yılında Haber7.com'da özel haber editörü olarak göreve başladı ve çalışmalarına devam ediyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR