Uzmanlar: Zamanlamaya dikkat! Yalova'da DEAŞ'ın harekete geçirilmesi Türkiye'ye mesaj!
Uzmanlar Yalova'da 3 polisin şehit olduğu terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyon hakkında Türkiye'ye verilmek istenen mesajı vurguladı: Tam Türkiye'nin Suriye'ye yönelik olası bir operasyon hazırlığı sürecinde gerçekleşmesi tesadüf değildir.
ABONE OLYalova'da terör örgütü DEAŞ'a yönelik düzenlenen operasyon sırasında güvenlik güçlerine ateş açılması sonucu çıkan çatışmada 3 polis memuru şehit oldu, 8 polis ve 1 bekçi yaralandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın acı haberi duyurmasının ardından uzmanlar operasyonun detaylarını ve saldırının arka planındaki stratejik mesajları değerlendirdi.
"DÜĞMEYE BASAN MERKEZ TEL AVİV"
Saldırıyı CNN Türk ekranlarında değerlendiren Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, olayın sadece Yalova özelinde lokal bir terör eylemi olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çekti. Başbuğ, "Tam da 'terörsüz Türkiye' dediğimiz, o kritik eşiğe geldiğimiz bir süreçte bu saldırıların yapılıyor olması tesadüf değildir. Birileri düğmeye bastı. O birinin öznesini aradığınızda da kendinizi Tel Aviv'de buluyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"DEAŞ ABD'NİN İCADIDIR"
DEAŞ'ın ortaya çıkış sürecine değinen Başbuğ, örgütün ABD tarafından kurulduğunu hatırlattı. Başbuğ, "DEAŞ kimin icadı? Amerika'nın icadı. Bunu bizzat Obama ve Clinton döneminde itiraf ettiler. Trump, 'DEAŞ bitti, Suriye'den çekiliyoruz' dediğinde Amerikan derin devleti ve başkan yardımcıları 'Hayır, DEAŞ tehdidi bitmedi' diyerek buna karşı çıktı. Çünkü ABD, PKK/YPG ve SDG ile olan ortaklığını DEAŞ tehdidi üzerinden meşrulaştırıyor" dedi.
HEDEF TÜRKİYE VE BÖLGESEL KAOS
Programda, DEAŞ'ın İslam adına hareket ettiğini iddia etmesine rağmen sadece Müslüman coğrafyasında kan döktüğü ve İsrail'e karşı hiçbir eylemde bulunmadığı vurgulandı. Coşkun Başbuğ, İsrail'in bölgedeki planları için DEAŞ'ı en kullanışlı aparat olarak gördüğünü belirtti. Başbuğ, "Suriye'de Lazkiye ve Tartus bölgesinde Nusayriler, aşağıda Dürziler hareketlendiriliyor. Fırat'ın doğusunda SDG, Türkiye içinde ise DEAŞ hücreleri harekete geçiriliyor. Bunların hiçbiri birbirinden bağımsız değil. İsrail ve ABD, Suriye'de barış iklimini bozmak ve Türkiye'ye kaos ihraç etmek istiyor" değerlendirmesinde bulundu.
AYNI ARAÇTA FETÖ, DEAŞ VE PKK
Terör örgütlerinin tek bir merkezden yönetildiğini savunan Başbuğ, Edirne'de yaşanan çarpıcı bir örneği hatırlattı. Başbuğ, "Edirne'de yurt dışına kaçmaya çalışan bir araç durduruldu. İçinden kimler çıktı biliyor musunuz? FETÖ mensubu, DEAŞ'lı ve PKK'lı. Bu üçü aynı araçta ne arıyor? Bu durum, kuklacının tek olduğunu, sadece kuklaların ve maskelerin değiştiğini net bir şekilde gösteriyor" dedi.
SON ÇIRPINIŞLAR
Coşkun Başbuğ, Türkiye'nin bu oyunların farkında olduğunu ve mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğünü belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Bu akıl, elindeki Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) gibi kartların tükendiğini görüyor. Son kozlarını oynuyorlar. Ancak Türkiye bu süreçten dönmeyecek. Terörsüz Türkiye mottosunu boşa düşürmeye çalışanlar, eninde sonunda kaybeden taraf olacaktır."
KADIN VE ÇOCUK HASSASİYETİ OPERASYONU UZATTI
TRT Haber canlı yayınında operasyonun 7 saat 40 dakika sürmesinin temel nedeninin Türk polisinin "sivil hassasiyeti" olduğunu vurgulayan Strateji ve Güvenlik Uzmanı İbrahim Keleş, güvenlik güçlerinin içeride kadın ve çocukların bulunması nedeniyle son derece temkinli davrandığını belirtti. Keleş, operasyon anına dair izlenimlerini şu sözlerle aktardı:
"Polisimiz, içeride kadınlar ve çocuklar olduğu bilinciyle, onlar zarar görmesin diye büyük bir sabırla hareket etti. Hatta operasyon sırasında polisin içeridekilere 'Çocukları ve kadınları dışarı gönderin, onlar zarar görmesin, korkmasınlar' şeklinde çağrıda bulunduğunu görüyoruz. Bu, Türk güvenlik güçlerinin ne kadar insani bir yaklaşım sergilediğinin kanıtıdır. Teröristler ancak siviller tahliye edildikten sonra etkisiz hale getirildi."
"BİZİM SAVAŞ ANLAYIŞIMIZ YIKMAK DEĞİLDİR"
Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet güçlerinin operasyonlarında her zaman sivilleri, ibadethaneleri ve tarihi yapıları koruduğunu hatırlatan Keleş, bu durumu Barış Pınarı Harekatı'ndan bir örnekle açıkladı. 2019 yılında Şanlıurfa Akçakale'de şahit olduğu anları anlatan Keleş, "Fırtına obüsleri nokta atışı yapıyordu. Ertesi gün Tel Abyad terörden temizlendiğinde şehir yıkılmamıştı. Amerika'nın Musul'da, Rusya ve İran'ın Halep'te yaptığı gibi taş üstünde taş bırakmayan bir anlayış bizde yok. Bu bizim yüz akımızdır" ifadelerini kullandı.
"OPERASYON HAZIRLIĞI SÜRECİNDE, DEAŞ'IN TÜRKİYE İÇİNDE HAREKETE GEÇİRİLMESİ TESADÜF DEĞİL"
Saldırının zamanlamasına dikkat çeken Keleş, olayın sadece yılbaşı öncesi alınan güvenlik tedbirleriyle açıklanamayacağını, asıl nedenin Suriye'deki gelişmeler olduğunu savundu. DEAŞ'ın son dönemdeki hareketliliğinin, Suriye'deki PKK/YPG (SDG) varlığı ve ABD'nin bölgedeki politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyen Keleş, şunları kaydetti:
"Bu saldırıyı Suriye'de SDG'nin ayak diremesi ve ABD'nin çekilme tartışmalarıyla birlikte okumak lazım. Suriye'deki terör örgütü, ABD'ye 'Ben DEAŞ ile mücadele ediyorum, desteğini kesme' mesajı veriyor. Tam Türkiye'nin Suriye'ye yönelik olası bir operasyon hazırlığı sürecinde, DEAŞ'ın Türkiye içinde harekete geçirilmesi tesadüf değildir. Bize verilen mesaj şudur: 'Sen Suriye'de DEAŞ ile mücadele ettiğini iddia eden örgütü (SDG) yok etmeye çalışıyorsun, bak senin ülkende DEAŞ neler yapıyor.' Bu, Türkiye'ye yönelik açık bir tehdit ve mesajdır."
ATASEVER: TÜRKİYE'YE KARŞI HER TÜRLÜ KARTI AÇIYORLAR
TRT Haber canlı yayınına katılan Uluslararası Terör ve Güvenlik Uzmanı Bülent Atasever, operasyonun detaylarına ve terör örgütünün stratejisine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Operasyonun yapıldığı evde kadın ve çocukların bulunması nedeniyle emniyet güçlerinin büyük bir hassasiyetle hareket ettiğine dikkat çeken Bülent Atasever, Türk polisinin terörle mücadele yönteminin diğer ülkelerden farklı olduğunu vurguladı. Atasever, "Türkiye çok uzun zamandır terörle mücadele konusunda son derece deneyimli bir ülke. Bizim mücadelemiz diğerlerinden farklıdır. Biz yalnızca suçlulara odaklanırız. Sayın Bakanın da vurguladığı gibi, oradaki kadın ve çocuklara, teröristlerin ailelerine zarar gelmesin diye hassas davranıldı. Belki şehitleri bu yüzden verdik, belki yaralıları bu yüzden verdik. Yoksa diğer ülkelerin nasıl sözde terörle mücadele ettiklerini, ne kadar yıkıcı olduklarını biliyoruz" ifadelerini kullandı.
"DEAŞ İSRAİL'E SALDIRMAZ HEDEF TÜRKİYE GİBİ MÜSLÜMAN ÜLKELER"
Terör örgütü DEAŞ'ın emperyalist güçler tarafından kullanıldığını belirten Atasever, örgütün hedef seçimi konusundaki tutarsızlığına işaret etti. DEAŞ'ın sözde radikal dinci bir örgüt olarak lanse edilmesine rağmen eylemlerinin hep Müslüman coğrafyasında gerçekleştiğini söyleyen Atasever, "Bu örgüt İsrail'e saldırmaz, herhangi bir Hristiyan'a saldırmaz. Ancak Pakistan'da, Afganistan'da ve Türkiye'de faaliyette olduklarını görüyoruz. Sözde Müslüman bir örgüt ama Müslümanlara karşı terör faaliyetleri yürütüyor. DEAŞ ile gerçek anlamda mücadele eden tek ülke yine Türkiye'dir" dedi.
ZAMANLAMA MANİDAR: SURİYE BAĞLANTISI
Saldırının zamanlamasına da dikkat çeken Atasever, Suriye'deki gelişmelerle Türkiye içindeki terör olayları arasında bir bağlantı kurdu. Emperyalist devletlerin bölgeyi dizayn etmek için terör örgütlerini bir araç olarak kullandığını belirten Atasever, "Suriye'de olayların yeniden patlak verdiğini görüyoruz. Türkiye sınır ötesinde operasyon yapmasın, terörü kaynağında kurutmasın diye elden gelen her türlü kart çekiliyor. Bu örgütleri kimlerin desteklediğini çok iyi biliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.