Sabih Kanadoğlu'nun utanç fotoğrafı
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ortaya attığı şart ile adı "367 Sabih"e çıkan Kanadoğlu, Köşk'teki yemekli toplantıyı "yargıya darbe" olarak nitelendirdi ama bu fotoğrafıyla çelişti!
ABONE OLHakan Güneş'in haberi
Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Antalya’da yaptığı konuşmada, Köşk’te yapılan ve yasama, yürütme ve yargı mensuplarının katıldığı zirve ile ilgili “Yargı hiçbir şekilde yetkili, görevli, sorumlu olmadığı bir zeminde yürütme ve yasamayla beraber memleketin sorunlarını konuşma durumunda değildir. Bu, dolaylı olarak yargının egemenliğine yapılmış bir saldırıdır” derken TSK’nın 28 Şubat’ta düzenlediği brifinglerde ön saflardaydı.
Sabih Kanadoğlu, Antalya Barosu'nca verilen “Uğur Mumcu Hukukçu Özel Ödülü”nü Antalya Kültür Merkezi'nde Uğur Mumcu'nun 16. ölüm yıldönümü sebebiyle düzenlenen tören ve anma programında aldı.
Ödül törenine Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Osman Vuraloğlu, Antalya Bölge İdare Mahkemesi Başkanı İsmail Toraman, yargıç ve savcılar ile avukatlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Törene eşi Bilge Kanadoğlu ile gelen Sabih Kanadoğlu, kendisini Antalya Kültür Merkezi'nde karşılayan Vural Savaş ile CHP'den Antalya Büyükşehir Belediyesi başkan Adayı olan Akdeniz Üniversitesi eski Rektörü ve Üniversitelerarası Kurul eski Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ile sohbet etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerine karşı saldırıların yaşandığı bir dönem geçirildiğini savunan Kanadoğlu, şöyle devam etti: “Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı demokrasinin vazgeçilmez koşuludur. Geldiğimiz noktada çok net olarak ifade ediyorum; artık yargı bağımsızlığından bahsetmek mümkün değildir. Yargı, yüksek mahkemeler hariç bağımsız değildir. Yürütmenin etkisi altındadır...”
Gazetecilerin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yüksek yargı organlarının başkanlarına verdiği yemeğe ilişkin soruları üzerine Kanadoğlu, şunları söyledi:
“Zirvenin erkler ayrılığı ilkesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Yargı, hiçbir şekilde yetkili, görevli ve sorumlu olmadığı bir zeminde diğer yürütme ve yasamayla beraber memleketin sorunlarını konuşma durumunda değildir. Bu, dolaylı olarak yargının egemenliğine yapılmış bir saldırıdır. Memleketin sorunları bir sohbet grubunda, arkadaş toplantısında konuşulur ama yürütmenin ve yasamanın dahil olduğu bir toplantıda bunlar konuşulamaz.”
KANADOĞLU BRİFİNGTE ÖN SAFLARDAYDI
Önceki gece bu sözleri söyleyen Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı 28 Şubat döneminde Genelkurmay karargahında yargı mensuplarına verilen brifinglerde ön saflarda oturuyordu. 10 Haziran 1997’de düzenlenen ve Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral Çetin Saner ile İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanı Tümgeneral Fevzi Türkeri’nin sunuş konuşması yaptığı brifinglerde Sabih Kanadoğlu 3. sırada oturmuş ve Genelkurmay’ın yargı mensuplarına verdiği direktifleri dikkatle dinlemişti. Brifinglerin organizatörlüğünü ise geçtiğimiz günlerde Ergenekon zanlısı olarak gözaltına alınan Genelkurmay Adli Müşaviri Erdal Şenel yapmıştı.
HAYRET BİR ŞEY!
Vakit’in ulaştığı Kanadoğlu’na 28 Şubat’ta Genelkurmay’ın yargı mensupları için verdiği brifinglere kendisinin de katıldığını, bu brifinglerde yargının etki altına alınıp alınmadığını sorduk. Sorumuza sinirlenen Kanadoğlu, “Hayret bir şey! Neden böyle bir şey soruyorsunuz. Ne ilgisi var” karşılığını verdi.
(Vakit)