Dayak mağduru kadına sil baştan hayat
Hükümet, aile içi şiddet mağduru kadınların şiddetin kaynağı olan evlerine geri dönmek zorunda kalmalarını engelleyerek, tek başlarına hayatlarını sürdürebilmelerine imkan sağlayacak yeni bir proje başlatıyor.
ABONE OLDevlet Bakanı Kavaf, şiddet gören kadının geri dönmek zorunda kalmaması için bir daire tutulup, meslek edinmesinin yolunu açacaklarını söyledi. Proje için AB'den 12 milyon Euro'luk kaynak sağlayacak.
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın ayrıntılarını
AKŞAM'a açıkladığı proje ile kadın konukevlerine sığınan kadınlar iki yıl boyunca çocuklarıyla birlikte stüdyo dairelere yerleştirilecek. Şiddet mağduru kadınlar İŞ-KUR tarafından önce meslek edindirme kurslarına gönderilecek daha sonra da iş imkanı sağlanarak hayata yeniden güvenle başlamalarının yolu açılacak.
ŞİDDET EVİNE GERİ DÖNÜŞE SON
Kavaf'ın verdiği bilgilere göre mevcut uygulamalara göre, eşlerinin şiddetine maruz kalarak evlerinden kaçmak zorunda kalan kadınlar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı 'kadın konukevlerinde' misafir ediliyor. Ancak mahkemeler tarafından belirlenen yasal süre dolduğunda bu kadınlar gidecek yerleri olmadığı için şiddetin kaynağı olan evlerine geri dönmek zorunda bırakılıyorlar.
'Konukevlerine sığınan kadınlarımızın bu sorununa şimdi kalıcı bir çözüm üretiyoruz' diyen Kavaf, bakanlığına bağlı SHÇEK ile Çalışma Bakanlığı'na bağlı İŞ-KUR ve Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) 'Kadın Hizmetleri Kapasitesinin Artırılması' projesini başlatacaklarını açıkladı. Proje şu unsurlardan oluşacak:
EN AZ BİR YIL 'STÜDYO'DA
- Kadın konukevlerine sığınan aile içi şiddet mağduru kadınlar devlet tarafından çocukları ile birlikte kalacakları stüdyo tipi dairelere yerleştirilecek. Daireler TOKİ tarafından temin edilecek.
- Evlerde kalış süresi en az bir yıl olacak. İhtiyaca göre bu süre iki yıla kadar uzatılabilecek.
- Kadınların yerleştirilecekleri evlerin adresleri aileleri tarafından taciz edilmemeleri için gizli tutulacak.
- Bu evlerde kalırken,
İŞ-KUR vasıtasıyla mesleki eğitimden geçirilecek kadınlar daha sonra edindikleri becerilere uygun işlere yerleştirilecek.
AVRUPA BİRLİĞİ DESTEĞİ
İlk aşamada pilot illerde başlatılacak projenin finansmanı ise Avrupa Birliği fonlarından sağlanacak. AB Komisyonu'nun proje için Türkiye'ye 12 milyon euro kaynak sağlayacağı öğrenildi.
Proje kapsamında, aile içi şiddetin ve korunmaya muhtaç kadın ve çocuk olgusunun kaynağına yönelik bir eğitim çalışması da başlatılacak. Buna göre, Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Antalya'dan oluşan 5 pilot ilde, belediyelere nikah başvurusunda bulunan her çift, evlilik öncesi eğitiminden geçirilecek. Belediye tarafından sertifika almak üzere Sosyal Hizmet Merkezleri'ne yönlendirilen çiftlerin nikah işlemi, bu eğitimden sonra gerçekleştirilecek.
AYAKLARI ÜZERİNDE DURACAK
Kadına yönelik şiddete karşı mücadelede 'sıfır tolerans' ilkesiyle hareket etiklerini ve bu yarayı sarmak için her türlü olanağı seferber edeceklerini belirten Bakan Kavaf, 'Kadın Hizmetleri Kapasitesinin
Artırılması Projesi ile amacımız, mağdur kadınların çocukları ile birlikte, bağımsız yaşama geçişlerini desteklemek, küçük yaşta hamile kalmış, anne olmuş veya cinsel istismara uğramış kız çocuklarının psiko- sosyal rehabilitasyonlarını sağlamak' dedi.
Kadın konukevlerine sığınan kadınların, genellikle eğitim seviyeleri ve istihdama yönlendirilebilecek mesleki becerilerinin bulunmadığını ve bunun da ayrılış sonrasında devletin müdahale gücünü azalttığını vurgulayan Kavaf şöyle devam etti: 'Proje, mağdur kadınlarımıza, bir yer sağlamakla kalmayacak aynı zamanda mesleki beceriler de kazandıracak. Ekonomik güce kavuşacak mağdur kadınların kendi maddi olanakları ile hayatını kurması mümkün olabilecek. Kendi ayakları üzerinde durabilecek duruma getirilecek. Yaşama güvenle 'merhaba' diyecekler.'
ÇOCUKLARDAKİ TAHRİBATA ENGEL
Kavaf, projeyle şiddet yaşanan evlerdeki çocukların psikolojik ve sosyal tahribatının da en aza indirilmesinin mümkün olabileceğini sözlerine ekledi. Kavaf, 'Şiddet mağduru annelerin korunmaya muhtaç çocukları bakım altına alınıyor ve bu nedenle psikolojik ve sosyal yapılarında büyük tahribat oluşabiliyordu. Şimdi anneleriyle birlikte kalabilecekleri bir yer olması durumunda bu tahribat en aza indirgenecek veya ortadan kalkacaktır' dedi.