Balyoz Davası'nda şerh kararı gerginliği
''Balyoz Planı'' davası sanıklarından Recep Yıldız'ın avukatı Murat Bayram, ''Şeref Akçay'ın şerhi tüm hakimleri şaibe altında bırakmıştır'' dedi.
ABONE OLİstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan avukat Bayram, müvekkilinin adil yargılanmadığını belirterek, hakimlerin de şaibe altında olduğunu savundu.
Sanıkların tahliye olması yönünde oy kullanan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay'ın, bu kararda yer verdiği görüşlerine işaret eden Bayram, ''Beşiktaş'taki adliyede şaibe olduğuna inanıyorum. Şeref Akçay'ın şerhi tüm hakimleri şaibe altında bırakmıştır. Siz bu mahkemeye başkan değilken üye hakimler görevdeydi. Tutuklama kararları verildi. Ben size, Sayın Akçay'ın yazdıklarını okuyorum. Bunu hatırlatırım. Siz bu mahkemeye sonradan başkan oldunuz'' şeklinde konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken ise Akçay'ın, söz konusu karardaki görüşlerinin mahkeme hükmü olmadığını belirterek, ''Bunlar şahsi görüştür. Siz bu sözler ile oradaki hakimleri gösteriyorsunuz. Siz bununla sonuç olarak tüm hakimleri kapsıyorsunuz'' dedi.
Sanık avukatlarından Kemal Yener Saraçoğlu da aynı konuya ilişkin, ''İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay'ın, sanıkların tahliyeleri yönünde koyduğu muhalefet şerhine tüm Türkiye hassasiyet göstermeli'' şeklinde konuştu.
Başkan Diken de ''Hukukun olduğu yerde herkes hassasiyet gösterir. Dedikodu şeklindeki şeylerin karara bağlanması da hukuka uygun değildir. Hukuki olan konuları tartışın'' uyarısında bulundu.
Sanıklardan Engin Alan'ın avukatı Ayhan Nacak ise ''Şu an savunma zamanı değil. Şu an adaletin yerine getirilme ve gösterilme zamanıdır. Herkese tarafsız bir yargı heyeti olduğunuzu gösterme zamanıdır. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum'' diye konuştu.
Sanık avukatlarından Hakan Tunçbel de en ağır cezanın idam cezası olduğunu, ancak suçsuz yere cezaevinde tutulmanın idamdan ağır olduğunu ifade ederek, ''Birtakım sanıkların yurt dışında olduğu kanıtlandı. Azı sahte olanın çoğu da sahtedir. Bu durum çok açık bellidir. Müvekkilimin ve tüm sanıkların tahliyesini talep ediyorum'' şeklinde konuştu.
Sanıklardan Cemal Temizöz de davada ''dijital teröre'' maruz kaldıklarını savunarak, ''Böyle tespit tutanağı, böyle bilirkişi raporu olmaz. Ben yıllarca jandarma komutanlığı yaptım, böylesi tutanak görmedim. Ayrıca Şeref Akçay'ın şerhi, bir mahkemenin çığlığıdır, feryadıdır. Benim ismim CD'lerde yer almıyor. Gölcük'teki bilgilere ismimiz yazılmış. Ben üzerime atılı suçu kabul etmiyorum'' diye konuştu.
-''KULLUK HAKKIMI HELAL ETMİYORUM''-
Sanıklardan Mehmet Ulutaş da son itirazlarının reddinden sonra hala neden tutuklu olduklarını anlayamadığını belirterek, ''Genelkurmay Başkanı'nın, bu durumu hazırlayanları bildiğini düşünüyorum. Bu tezgahı açıklayanlar dışarıdalar. Genelkurmay Başkanı komplo kuranları biliyorsa açıklasın. Bence biliyor. Belki bu salondan birileri bunu bizim gözümüzün içine baka baka devam ettiriyor. Altını çizerek tekrar söylüyorum. Sessiz kalanları mert olmaya, asker olmaya, cesur olmaya davet ediyorum'' şeklinde konuştu.
Emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın ise emekli orgeneraller Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ ve Aytaç Yalman ile birlikte çalıştığını kaydederek, ''Davet edilmeyi beklemem, gelir aslanlar gibi konuşurum. Gelsinler konuşsunlar. Onlara kulluk hakkımı helal etmiyorum'' dedi.
Duruşma, tutuklu sanıklardan Mustafa Çalış ile Halil Kalkan'ın savunmasının alınmasının ardından yarına ertelendi.