Atatürk'ün ilk kez yayınlanan iki fotoğrafı!

Gökçen Göksal'ın haberi 

Türkiye 30 yıldır terör belasından çok şeyini kaybetti. Çocuklar yetim, kadınlar dul, kaldı. Nice canlar gençliğinin bağrında toprağa verildi. Ocaklar söndü, hayatlar karardı. 30 yılda her yeni gün eskisinin tekrarı oldu. Hakkari Çukurca'da Salı günü gerçekleşen hain saldırı, yeni değildi. Türkiye bu acıları daha önce de yaşamıştı. Peki her saldırıdan sonra ne olmuştu. Hep aynı şey. Yetkililerin yere göğe sığmayan açıklamaları, tepkiler, kınamalar, toplantılar, suçlamalar, televizyon programlarındaki mangalda kül bırakmayan hararetli tartışmalar. Sonra tekrar başa dönüş. Geriye kalan sadece hayatlarını kaybeden şehitlerimizin yakınlarının yüreklerindeki acıydı.

Ne olmuştu da yüzyıllardır, kardeşçe aynı göğün altında yaşayan, kitabı, peygamberi, kıblesi, camisi, cemati, hatta tarikatı; hazları, sevinçleri, hüzünleri bir olan iki toplum birbirlerinin yüzüne bakamayacak hale gelmişti! Birileri bu toprakların harcını bozarak, dostu düşman, düşmanı dost nasıl yapmıştı! Ne olmuştu da, terör hançeri bu milletin yüreğine saplanmıştı! Aslında bu sorunun cevabı bilinmiyor değil. Bölge bütünüyle ekonomik yoksulluğa terk edildi, bölge halkına birçok manada zulümler yapıldı. Ama ülkeyi bugün içinden çıkılmaz hale getiren gerçekler İslam kardeşliğinin yok edilmesi çalışmalarıdır. Öyleyse gerçek çözüm İslam kardeşliğinin yeniden tesisi yönünde atılması gereken adımlardır.

Bugün terörün kök saldığı doğu ve güneydoğu illerimizde Cumhuriyetin ilk yıllarında da bir kaos ortamı oluşmuştu. Bunda hem o günlerdeki ajanların faaliyetleri hem de bir takım yanlış devlet politikaları etkin rol oynamıştı. Osmanlı'nın yıkılması, İngilizlerin özel çalışmaları, sekülerizm ve Batılı politikaların merkeze alınması, İslam'dan kopuş endişesi de kaos ortamını hazırlayan nedenler arasındaydı. İsyanları durdurmanın tek yolunun İslam kardeşliği vurgusu olduğunu bilen dönemin idarecileri, bu yönde girişimlerde bulunmayı kaçınılmaz görmüştü. İşte bu girişimlerden iki görüntü. Bu tarihi görüntülerden birisi bir fotoğraf karesi, diğeri de yağlı boya bir tablo.

Fotoğrafta Mustafa Kemal, eşi ve bazı askeri yetkililer yer alıyor. Ama fotoğraf karesindeki en dikkat çeken kişi beyaz entarili bir Libyalı. Şeyh Ahmed eş Şerif es Sunusi. Mustafa Kemal ile Şeyh Ahmed es Sunusi 1911 yılında Libya'da tanıştılar. Sunusi'nin 1911 yılında İtalya'nın Libya işgalini kırmak için verdiği vaazlar, halk nezdinde büyük etki uyandırmış, Sunusi işgalin kırılmasında büyük rol oynamıştı. Sunusi, son padişah Vahdettin döneminde Anadolu'ya davet edilmiş hatta kısa bir süre Bursa'da ikamet etmişti. Sunusi daha sonra Mustafa Kemal tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne davet edildi. Mustafa Kemal'in büyük övgüyle söz ettiği Ahmet Şerif Sunusi, bir müddet sonra, Mustafa Kemal'in ricasıyla Güneydoğu'ya giderek başta Diyarbakır, Mardin olmak üzere birçok yerde dini vaazlar vererek birlik ve beraberlik için çalışmalar yaptı. İslam kardeşliği vurgusu yapan Sunusi'nin vaazları bölgede etkili oldu ve kardeşliğin yeniden tesisi için büyük katkı sundu.

İkinci fotoğraf ise yağlı boya bir tablo. Mustafa Kemal ortada, yanında ise, Şeyh Ahmed eş Şerif es Sunusi ile Selahhadin Eyyubi bulunuyor. Bilindiği üzere Selahhadin Eyyübi Kudüs'ü feth eden Müslümanların komutanı ve Kürt asıllı. Selahaddin Eyyubi, ismi bölge halkı ve tüm Müslümanların yüreğinde hâlâ yaşatılan büyük fatih. İslam'ın, adaletin ve barışın simgesi. Özel olarak çizdirilmiş bu yağlı boya tablodan müteşekkil resim çoğaltılarak bütün bölgeye dağıtılmış. Tabloda İslamı temsil eden bir kitap ve adaleti temsil eden terazi figürleri de dikkat çekiyor. Bu fotoğrafların bölgede dağıtılmasının tek sebebi ise İslam kardeşliğine yapılan vurgudan başka bir şey değil.

Her iki fotoğrafta çözüm nerede aranması gerektiğini gözler önüne seriyor. Yıllardır bu topraklarda İslamı öcü gibi gösteren, Müslümanların taleplerini yok sayarak, bunu da Mustafa Kemal'in arkasına sığınarak yapanlara en iyi cevabı bu iki görüntü veriyor. Bu topraklarda kardeşliğin tahsisi ancak ve ancak alemi İslam'la olur. Çanakkale'de abideleşen İslam Kardeşliği ile olur. Onun haricinde aranacak her yol, bataklığa saplanmaya mahkumdur.

İlk kez yayınlanan bu iki görüntü karesini yayınlamakla maksat ne o dönemi tartışmaya açmak, ne de o dönemdeki bazı devlet politikalarını aklamak değil. Sağır sultanın bile bildiği ama kimsenin gündemine almaya cesaret edemediği bir gerçeği hatırlatmak: İslam kardeşliği. Teröre çözüm mü aranıyor! Bu iki görüntüye bakılması yeterli olacaktır!

MİLLİ GAZETE