Said-i Nursi ile ilgili iki çarpıcı iddia

Said-i Nursi'nin cenazesi Şanlıurfa'dan Afyon'a getirildiğinde görevde bulunan yedek subay kabrin Afyon-Isparta arasında bir noktada olduğunu ifade ederken, 27 Mayıs'ın önemli isimlerinden emekli Korgeneral Faruk Güventürk ise cenazeyi uçaktan attıklarını söyledi.

ABONE OL
GİRİŞ 02.12.2012 14:17 GÜNCELLEME 03.12.2012 07:21 GÜNCEL
Said-i Nursi ile ilgili iki çarpıcı iddia

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, raporundaki "öneriler" bölümünde "Tazminat" başlığı altında Said-i Nursi'nin mezarının bulunması yer aldı! Nur cemaatinin ilk lideri Said-i Nursi, 23 Mart 1960'ta Şanlıurfa'da ölmüş ve cenazesi Şanlıurfa'daki Halil-ur Rahman Dergâhı'na defnedilmişti. Ancak 12 Temmuz 1960'ta, 27 Mayıs ihtilalinin ardından kurulan hükümetin emriyle mezarı yıktırılmış ve bilinmeyen bir yere nakledilmişti. O tarihten beri Said-i Nursi'nin mezarının nerede olduğu bilinmiyor. Mezar yeriyle ilgili birçok iddia ortaya atılmış, hatta Kıbrıs açıklarında denize atıldığı da gündeme gelmişti.

CENAZE UÇAKTAN ATILDI

Habertürk gazetesinde yer alan habere göre, Habertürk Gazetesi Yayın Danışmanı Murat Bardakçı 4 Mayıs 2011 tarihli 'Said-i Nursi'nin kayıp kabri' başlıklı yazısında 27 Mayıs'ın önemli isimlerinden emekli Korgeneral Faruk Güventürk'ün "Cenazeyi ne yaptınız?" sorusuna verdiği şu cevaba yer vermişti: "Urfa'dan alıp tayyareye koyduk ama nereye götüreceğiz? Defnedeceğimiz yer Kâbe gibi olurdu, onun için tayyare daha havada iken kapakları açtırıp attım!" Bardakçı, yazısının son bölümünde Said-i Nursi'nin cenazesini taşıyan askeri uçağın indiği havalimanında askerlik görevini yapan yedek subaylardan birinin 'bir gazeteci' olduğunu belirtiyordu. Peki kimdi bu gazeteci?

"TABURDA ALARM VERİLDİ"

Bardakçı'nın yazısında belirttiği gazetecinin Hürriyet Gazetesi eski yazı işleri müdürlerinden Erol Türegün olduğu ortaya çıktı Habertürk'e konuşan Türegün, gizemli bir cenaze taşıyan uçağın Afyon Askeri Havaalanı'na indiği gece yaşananları şöyle anlattı: "1960 yılıydı. Teğmen rütbesiyle Afyon 57. Er Eğitim Taburu'nda gece nöbetçi amiri olarak görev yapıyordum. Bir gece komutanlar geldi, alarm verildi. Tüm birlikler mevzilere çıkarıldı, üst düzey tedbirler alındı. Ama neden alarm verildiğini, bu kadar üst düzey önlemlerin neden alındığını bilmiyorduk. O sırada birliğe dönemin Afyon, Isparta ve Kütahya valileri de geldi.

VALİLER UZUN BİR TOPLANTI YAPTI

"Kısa bir bekleyişten sonra bir askeri uçak indi. Bir cenaze taşıdığı kulaktan kulağa yayılmaya başlamıştı. İner inmez yanına bir ambulans yanaştı. Cenazeyi taşımak için de uçağın yanına 3'ü astsubay olmak üzere sadece 5-6 kişinin yaklaşmasına izin verildi. Cenaze ambulansa konuldu ve yola çıktı. Ambulans birlikten ayrılır ayrılmaz alarm kaldırıldı ve birlikler yerlerine döndü. Ancak Afyon, Isparta ve Kütahya valileri cenaze birlikten ayrıldıktan sonra da uzun süren bir toplantı yaptı.''

'ÖNCEDEN KAZILAN YERE DEFNETTİK'

Türegün, "Cenaze nereye defnedildi?" sorumuzu şöyle yanıtladı: "Bire bir kendim tanık olamasam da cenazeyi taşıyan astsubaylarla o geceden günler sonra konuştum. Bana, 'O gece Said-i Nursi'yi taşıdık' dediler. Uçak inmeden önce Afyon-Isparta arasında bir mezar yeri hazırlandığı ve cenazenin oraya defnedildiğini söylediler.''