Çelik: Yaptıklarımıza sesiz devrim diyorlar

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Türkiye'nin yaptığı reformların, Avrupa tarafından ''sessiz devrim'' olarak nitelendirildiğini söyledi.

ABONE OL
GİRİŞ 03.05.2011 18:40 GÜNCELLEME 03.05.2011 18:40 İç Politika
Çelik: Yaptıklarımıza sesiz devrim diyorlar

Çelik, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesini ziyaretinde, iş adamlarına hitaben yaptığı konuşmada, ekonomik verilerde 2001 ile 2011'i kıyaslayarak, rakamların, Türkiye'nin iyi yönetildiğini gösterdiğini, iktidar partisinden olsun veya olmasın, objektif kriterlere göre bakıldığında, Türkiye'nin iyi yönetildiğini herkesin net bir şekilde göreceğini belirtti.

Türkiye'nin yaptığı reformların Avrupa tarafından ''sessiz devrim'' olarak nitelendirildiğini ifade eden Çelik, ''Son zamanlarda Türkiye'nin ekonomik dinamizmine bakan bazı ülkeler, Türkiye'yi 'BRIC' ülkelerine benzetiyorlar. BRIC ülkeleri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin. Bunlara Güney Afrika da eklendiği için bunlara 'BRIC ülkeler' deniyor. Ekonomik cazibe merkezi haline geldiği için Türkiye, ekonomik dinamizmi bakımından bunlara benzetiliyor. Esasında burada Türkiye'nin biricikliği ortaya çıkıyor. Türkiye, demokratik standartları bakımından Avrupa ülkelerine benzerken, AB ülkelerinin üstünülüğü nedir? Artık Türkiye'nin AB ülkelerinden üstünlüğünü konuşuyoruz'' diye konuştu.

Çelik, ''Dünyanın hiçbir ülkesi yoktur ki demokrasisi düzgün değilken ekonomisi düzgün olsun; ekonomisi düzgün değilken dış politikası düzgün olsun. Biz, 10 sene öncesine baktığımızda şunu çok açık görüyoruz: Türkiye, bugün komşularıyla sıfır sorun politikası güderek daha güvenli bir bölge ülkesi haline gelmiştir. Türkiye, ekonomisiyle demokrasisiyle kendi standartlarını yükseltmiştir'' dedi.

Bir muhalefet partisi liderinin Başbakan'a, ''Türkiye'nin bu kadar sorunu varken, sizin ne işiniz var Lübnan'da, Irak hükümeti ile uğraşıyorsunuz?'' dediğini hatırlatan Çelik, şunları söyledi:

''Türkiye dediğimiz, vatan kıldığımız bu Anadolu, Trakya toprakları kendi bölgesinden, coğrafyasından ayrı olarak düşünülemez. Hemen her Türk, Sünnisi, Alevisi, Türk'ü, Kürt'ü şunu bilir ki Türkiye'nin güvenliği, refahı, büyüklüğü Bosna, Bağdat, Beyrut, Bakü ve Tahran ile doğrudan bağlantılıdır. Irkçılık denilen o kafa tasçılığa düşmeyenler, dar vizyona sahip olmayanlar şunu çok iyi bilirler; eğer Tahran, Bosna, Beyrut rahat değilse Ankara da İstanbul da Adana da rahat değildir. Türkiye'nin en büyük ihracat ürünü istikrardır. Kendisi istikrar sahibidir, bölgesine istikrar ihraç etmektedir. Türkiye, kendi zenginliğini artırmaktadır, bölgesine zenginlik ihraç etmektedir.''

Ömer Çelik, Türkiye'nin demokrasisi ve dış politikası kuvvetlendikçe ekonominin sağlam ayaklar üzerinde duracağını da belirterek, ''Bugün dünyanın 16. büyük ekonomisi haline geldik. 2023 vizyonu içerisinde Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisinde olmaması için hiçbir neden yok'' dedi.

-''DARBE, EN BÜYÜK İNSANLIK SUÇUDUR''-

Çelik, ''bir insan darbeye karşı çıkmıyorsa, bir ülkede darbe tehdidi varsa o ülkenin fakirlik tehdidi ile de karşı karşıya olacağını'' savunarak, şöyle konuştu:

''Darbe tehdidi ile yaşan ve zengin olan bir ülke biliyor musunuz? Darbe en büyük insanlık suçudur, ahlaksızlıktır. Darbe, milletin verdiği yetkiyi kullanarak millete silah çekilmesidir. Bir muhalefet partisinden biri çıkıyor, Silahlı Kuvvetlerin darbe yapamamasını eleştirerek 'Silahlı Kuvveler kağıttan kaplana dönmüştür' diyor. Siz siyasetçi olacaksınız, TBMM'ye gireceksiniz, anamuhalefet partisinde genel başkan yardımcısı olacaksınız, ondan sonra darbeyi savunacaksınız? Bu nedir biliyor musunuz; bu, milletin iradesini gasp etmek kadar, milletin fakirleşmesi için çaba göstermektir.

Enflasyon, devletin hırsızlık yapmasıdır, vatandaşın emeğini gasp etmesidir; vatandaşın cebindeki parayı çalması, sanayicinin, işçinin çiftçinin esnafın çocuk çocuğunun rızkını gasp etmesidir. İnsanlar, iyi bir devlete, yönetime sahip olmak ister. Yüzde 7 bin 500 faizle bir gecede insanların nasıl fakirleştiğini, emeklerini nasıl buhar olduğunu buradakileri hatırlarlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir zaman başka ülkenin emeğinde gözü olmadı. Türkiye'nin son 8 yılda yakaladığı büyüme, ekonomik dinamizmi tamamen kendi emeğinin ürünüdür.''

-''AK PARTİ, ÖRGÜTLÜ HIRSIZLIĞA DİRENMENİN ADIDIR''-

Çelik, esas vatanseverlerin üreten kişiler olduğunu belirterek, ''Öyle milletsiz milliyetçilik nutukları atarak, gece gündüz terörü istismar ederek ya da terörle mücadeleyi istismar ederek ortaya çıkıp milliyetçilik yapanlar, milliyetçi değil. Her gün bir tuğla daha üst üste koyarak bu ülkede ne varsa sizler inşa ediyorsunuz. Bu ülkede, yönetimde söz sahibi olma hakkı da öncelikli olarak sizindir ama birileri çıkıyor, oligarşik grup kuruyor ya darbe vasıtası ile hukukunuzu elinizden almak istiyor ya enflasyon vasıtasıyla zenginliğini çalmaya çalışıyor. İşte AK Parti, bu örgütlü hırsızlığa direnmenin adıdır. Bu hukukunuzun, zenginliğinizin çalınmasına direnmenin adıdır, AK Parti'' dedi.

Çelik, 27 Nisan'da askeriyeden birilerilerinin çıkıp ''gece televizyon izledim sonra oturdum muhtıra yazdım'' şeklinde sözler kullandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

''Bu hükümet 'ben milletin iradesiyle iş başına geldim, bu milletin iradesine kimseyi dokundurtmam' demeseydi, o muhtırayı bir kağıt parçasına çevirmeseydi, o zaman işte yine Türkiye, -bugün bazı ülkeler görüyorsunuz ya bir takım diktatörler tarafından yönetiliyor- anında o antidemoktarik görüntüye bürünecekti ve ne olacaktı biliyor musunuz, Bu sizin kredi notunuzu, buraya gelen yatırımı, dış ve iç piyasayı da etkileyecekti. Sizin oy verdiğiniz irade, sizin iradenize, hukukunuza sahip çıkıp 'hayır ben böyle bir muhtırayı kabul etmem, hak ve yetki bendedir, milli irade iş başındadır' deyip, bunu reddettiğinde, elinin tersi ile ittiği zaman esasında şuna sahip çıkmış oldu: Sadece kendi iktidarına değil sizin verdiğimiz oylara, sizin emeğinize sahip çıkmış oldu.''

-''İŞSİZLİĞİ, ÖZEL SEKTÖR AZALTACAKTIR''-

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, artık devletlerin memur, işçi kadrolarını şişirerek bir ülkeye zenginlik ürettiği, besleği dönemlerin sona erdiğini, artık özel sektör zamanı olduğunu belirterek, ''Bu işsizliği, özel sektör azaltacaktır. Hükümetlere düşen ise özel sektörün önünde engel olmamaktır. Bizim çılgın iş adamlarına ihtiyacımız var ancak bu çılgın projelerle bunları gerçekleştirebiliriz'' dedi.

12 Haziran seçimlerinin önemine dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:

''Türkiye'de yapılan reformların kalıcı olması için seçimlerden sonra istikrarın sürmesi şarttır. Cumhuriyet tarihimiz boyunca ilk defa sivil anayasamızı yapacağız. Sivil anayasa yoksa ekonomi de zenginlik de yoktur. Sivil anayasa toprağa ektiğimiz tohumdur. Toprağa ektiğiniz tohum sağlıklı olmazsa ondan iyi üretim alamazsınız. O sebeple biz 'istikrar sürsün Türkiye büyüsün' derken bunu slogan olarak söylemiyoruz. Aynı zamanda bir hesaplanmış, ölçülmüş, seçilmiş bir proje olarak söylüyoruz.''

Ömer Çelik'in iş adamlarıyla yaptığı toplantıya, Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Bekir Sütçü ile sanayici, iş adamları ve diğer davetliler katıldı.

KAYNAK : AA