Arınç, Türk okullarına övgü yağdırdı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yurtdışındaki Türk okullarının faaliyetlerini övdü 'Rüyamızda görsek inanmazdık' dedi.
ABONE OLArınç, yurt dışındaki Türk okullarından övgüyle bahsederek, ''Uganda çocuklarının İnegöl halk oyunları oynadığını söylesem inanır mısınız? Kamerunlu çocukların kolbastı oynadığını söylesem, rüyanızda mı gördünüz? Bu insanlar Türkiye'nin tarihini ve geleneklerini Türk okulları ve öğretmenlerimiz sayesinde öğreniyor'' dedi.
Arınç, Bursa Girişimci İşadamları Derneği İnegöl Şubesince Hera Yaşam Merkezi'nde düzenlenen '2023 Yılında Nasıl Bir Türkiye?'' konulu yemekli toplantıda, burada 100 kişiyle birlikte olacakları ve ekonomi konuşacaklarını düşündüğünü, ancak içeriye girdiğinde kalabalığı görünce şaşırdığını söyledi.
Toplantıda ödül alanları kutlayan Arınç, ''Fildişi Sahili'nde eğitim gönüllüsü olarak çalışan, yaşanan olaylara rağmen okulunu ve öğrencilerini ihmal etmeyen bir kişiye ödül vermek bana nasip oldu. Kendisini kutluyorum'' dedi.
Sadece Fildişi Sahilinde değil, Afrika'nın birçok ülkesinde Asya, Avrupa, Amerika'da, Sibirya'da, Moğolistan'da yıllardır büyük bir eğitim faaliyetleri yapıldığını dile getiren Arınç, Uganda'da Türk okullarının açıldığını gördüğünü anlattı.
Okulların, öğrencilerin 10 yıl önce gittiği ülkelere büyükelçilerin 2010'da gidebildiğini vurgulayan Arınç, Türkiye'ye 11,5 saat uzaklıktaki Moğolistan'da 10 yıl önce okulların açıldığını, o ülkeye gittiklerinde öğretmenler ve öğrencilerin ellerinde bayraklarla kendilerini karşıladığını söyledi.
TÜRKÇE OLİMPİYATLARINA DOĞRU
Yurt dışındaki bu Türk okulları öğrencilerinin katıldığı Türkçe Olimpiyatları'nın finallerinin seçimler dolayısıyla 19 Haziranda yapılacağını ifade eden Arınç, ''Ben olimpiyatların komitesinde üyeyim. Zaman zaman toplantılarına katılmaya çalışıyorum. Bu pazartesi günü 16'sında Ankara'da, RTÜK toplantısı nedeniyle bulunacağım. Akşama da komite toplantısını yapacağız ve organizasyonun son durumunu gözden geçireceğiz'' diye konuştu.
Dünyanın her yerinde birinci meselenin eğitim olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
''Herkes çocuklarının eğitimi ve istikbalinin iyi olmasını istiyor. Türkiye olarak eğitimde iyi noktadayız. 2002'ye göre en az 10 misli ileride olduğumuzu söyleyebilirim. Eskiden ortalama 50-55 kişilik sınıflarda öğrencilerimizin okuduğunu söyleyebilirim. Bugün ise normal seviyelere gelindi. 25-30 kişilik sınıflarda, akıllı sınıflarda, masa üstünde kitaplarını bulan öğrencilerimiz, zengin öğretmen kadrolarıyla desteklenmiş bir eğitim sistemi... Turizm meslek liseleri, spor liseleri, Anadolu liseleri, fen liseleri, öğretmen liseleri açıyoruz. Bunlar yetmiyor. Bugün ülkenin dört bir yanına üniversite açmış durumdayız.''
''(ORADA OKUL AÇILDI, TÜRKİYE'YE NE FAYDASI VAR?) DİYENLER DE VAR''
Bülent Arınç, ''Türkiye'de 81 ilin hepsinde, Iğdır, Şırnak, Hakkari, neresi akla gelirse üniversitelerin bulunduğunu'' belirterek, Uludağ Üniversitesinin öğrenci sayısının çok arttığını ve Bursa'ya ikinci üniversiteyi kurduklarını anlattı.
Eğitim adına dünyanın neresine gidilirse gidilsin Türk girişimcilerin çok büyük kalkınmayı başardığını dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
''(Orada okul açıldı, bunun Türkiye'ye ne faydası var?) Bunu söyleyenler de var. Biraz kıskandıklarından, biraz çekemediklerinden, dünyayı tanımadıklarından kaynaklanıyor. Bu kadar büyük hedefleri akıllarına sığdıramadıklarından eleştirmeye kalkıyorlar. Türkiye'de bu hizmeti yapan çok güzel insanlar var. Mesela FEM Dershaneleri, İnegöl'de mükemmel dershane kurdu. Kim için? İnegöl'ün güzel çocukları için. İyi yetişsinler, iyi üniversiteleri kazansınlar, başarılı olsunlar, İnegöl ve ülkenin bahtını açık etsinler. Bunu İstanbul'da da Hakkari'de de Ağrı'da da yapıyoruz. Türkiye'de gittiğiniz yer her yerde sizi, ya bir dershane ya bir okul ya da bir kolej karşılıyor. Bu Mardin'de de Hakkari'de ve Tunceli'de de böyle.''
UGANDALI ÇOCUKLARIN İNEGÖL HALK OYUNLARI OYNAMASI...
Arınç, en son Kamboçya ve Vietnam'a gittiğini anlatarak, Kamboçya'da üniversite açtıklarını, Zaman Üniversitesi'ni kendi elleriyle açtığını dile getirdi.
Oradan Vietnam'a geçtiğini ifade eden Arınç, bu ülkenin Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Başbakan Yardımcısı, bakanlarla Ufuk Türk Okullarını açtıklarını belirten Arınç, orada da Türkiye'den gönderilen yardımların, hizmetlerin eserlerini gördüklerini bildirdi.
Yurt dışındaki okullarda Türk bayrağı, İstiklal Marşı'nın bulunduğuna; Türkiye'nin tarihi, kültürü ve geleneklerinin anlatıldığına dikkat çeken Arınç, şunları söyledi:
''Uganda çocuklarının İnegöl halk oyunları oynadığını söylesem inanır mısınız? Kamerunlu çocukların kolbastı oynadığını söylesem, rüyanızda mı gördünüz? Bu insanlar Türkiye'nin tarihini ve geleneklerini bu okullarımız ve öğretmenlerimiz sayesinde öğreniyor. Uganda ve Tanzanya'ya büyükelçilerimizi okullarımızdan 10 yıl sonra gönderdik. Oraya gittiklerinde öğretmenler ve öğrenciler ellerinde bayraklarla karşıladı. O güzel çocukların bir dişleri bir de kalpleri bembeyazdı. Uganda'da, Tanzanya'da, Mozambik'te, Sibirya'da ve birçok ülkede tutturmamızın bir sebebi var: Afrikalı çocuk diyor ki, 'ilk defa bir beyaz beni kucakladı ve başımı okşadı'. Beyaz olarak gördükleri zalim ve sömürgecilerdi, şimdi gördükleri ise Türkiye'den gelenler... Bir zenci çocuğu bağrına basıp da evinde misafir eden, lokmasını paylaşan öğretmenleri görünce çocuk, 'İlk defa bir beyaz benim başımı okşadı, bunlar ne güzel insanlar' diye Uganda'da haykırıyor.''
Arınç, bu çocukların gelecekte ülkelerinin en önemli yerlerinde görev alacaklarına, Türkiye'ye hayran olacaklarına dikkat çekti.
''TÜRKMENİSTANLI ÇOCUK BİR 'SAKARYA' ŞİİRİ OKUDU, GÖZLERİMDEN YAŞLAR BOŞANDI''
1996'da Refah-Yol hükümeti zamanında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Devlet Bakanı olarak kabinede yer aldığını hatırlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkmenistan'a beraber gittik. Türk üniversitesine de gittik, okullarımıza da gittik. Okullarımız bizi Türk şarkılarıyla karşıladı. 12 yaşları civarında bir çocuk çıktı. Ben ki, Necip Fazıl hayranıyım, şiirlerini ezbere bilirim, Tayyip bey kadar olmasa da şiirlerini ona yakın okurum. Çocuk bir 'Sakarya' şiiri okudu, gözlerimden yaşlar boşandı. O kadar muhteşem şekilde 12 yaşında çocuk Türkmenistan'da Sakarya şiirini okuyordu.''
Sonra Türkçe Olimpiyatları sırasında kendisine sürpriz yapıldığını ve o çocuğun Türkiye'ye getirildiğini belirten Arınç, ''O zaman Meclis Başkanıyım. 'sayın başkanım tanıyor musunuz' diye sordular, nereden tanıyacağım. Adını söyledi ve 'siz Türkmenistan'a gelmiştiniz ve ben size şiir okumuştum' dedi'' şeklinde konuşurken gözyaşlarını tutamadı.''
''TÜRK OKULLARINDAKİ ÇOCUKLAR 4 DİLİ BİRDEN ÖĞRENİYORLAR''
Arınç, yurt dışında eğitim gören çocukların 4 dili birden öğrendiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Kendi dillerini Türkçeyi, İngilizceyi, ve o ülkedeki en çok kullanılan dili öğreniyorlar. Sonuçta herkes çocuğunun iyi eğitilmesini ister. Çocuklarımız kötü alışkanlıkların peşinden gitmesin, memleketini, toprağını, bayrağını, İstiklal Marşı'nı, tarihi sevsin ama ülkeyi satmak isteyenlerin yanına varmasın. Müspet ilimi de milli ve manevi değerleri de öğrensin. Saygıyı, merhameti; Ramazan'ı kurbanı öğrensin. Babasının, anasının arkasından bir Fatiha okuyacak kadar manevi değerlere sahip olsun istiyoruz. İşte bu eğitim kurumları, manevi hayatları, müspet ilimleri çok iyi öğretiyorlar.''
Dünyanın en uzak ülkesindeki 23-24 yaşlarındaki öğretmenlere ''Sen nereden geldin, hangi okulu bitirdin?'' diye sorduğunu ve ''Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirdim, hizmet için geldim'' şeklinde yanıt aldığını anlatan Arınç, şöyle devam etti:
''(Ne zaman döneceksin?) diye soruyorum. 'Ne dönmesi? Ben buraya dönmek için gelmedim. Ben buraya hizmet etmek için geldim' yanıtını veriyor. Şimdi sözleşmeli öğretmen olmak için can atıyorlar. Sözleşmeli ya da kadrolu öğretmen oluyorlar. İlk başta 'bizi nereye atarsanız atayın, Hakkari'ye de Şırnak'a da giderim' diyorlar. Hizmet aşkıyla yanıyor sanıyorsunuz. Hakkari'ye gidiyor. Daha ikinci ayda 'annem hasta, babam hasta, eşim şurada, kız kardeşim burada' diye, 'beni buradan alın' diyorlar. Sen giderken 'ben her yerde hizmet edeceğim' dememiş miydin? 'Evet söyledim ama ben burada yaşayamam'. Ben burada yaşayamam dediği yerin 10 misli daha zor şartlarda 'ben buraya dönmek için gelmedim, hizmet için geldim' diyen öğretmenler de gördük.''
AA