Abdullah Öcalan yine tehdit etti

İmralı'da ömür boyu hapis cezasını çeken teröristbaşı Abdullah Öcalan, olumlu gelişmeler olmazsa 15 Haziran sonrasının herkes için farklı olacağını savundu ve tehditlerini sıraladı.

ABONE OL
GİRİŞ 27.05.2011 18:45 GÜNCELLEME 27.05.2011 18:45 İç Politika
Abdullah Öcalan yine tehdit etti

İmralı'da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken teröristbaşı Abdullah Öcalan, devletten 'yeşil ışık' beklediğini belirterek, "Sonuç almamız durumunda 15 Ağustos'tan itibaren yeni bir süreç başlayacak ve silahlı yöntemin devre dışı bırakılmasıyla birlikte sorunun silahsız demokratik çözümü sürecine girilecektir" dedi.

Olumlu gelişmeler olmazsa 15 Haziran sonrasının herkes için farklı olacağını belirten Öcalan, "Demokratik çözüm şansının yitirilmesi durumunda bu iki güç arasında, yani demokratik özerk güçler ile AKP'nin iktidar güçleri arasında çatışma kaçınılmaz olacaktır. Bu ortaya çıkan çatışma bir Türk-Kürt çatışması olmayacaktır" tehditinde bulundu.

Terör örgütü PKK'nın İmralı'da tutulan elebaşı Abdullah Öcalan'ın geçen Çarşamba günü avukatlarıyla yaptığı görüşmede söyledikleri, örgüte yakın internet sitesinde yayınlandı. Öcalan, devletin, Kandil'in ve BDP'nin bütün sorunları üzerine yıktığını ve Kürtlerin kendisinden 'pratik önderlik' beklediğini savundu.

Cezaevinden yöneteyim

Öcalan, kendisiyle en son görüşen heyete, 'Silahlı mücadele yönteminin devre dışı bırakılıp, silahsızlanma sürecinin de içinde olduğu demokratik çözüm yöntemini' önerdiğini söyledi.

Bunun devreye girmesi için çalıştığını ve çabaladığını iddia eden Öcalan şöyle dedi: "Bir yeşil ışık bekliyorum. Ben bu yapacağımız görüşmede heyete daha somut, pratik öneriler sunacağım. Böylesi bir durumda sorumluluktan kaçmam da söz konusu olmaz. Böylesi bir durumda daha rahat çalışma yürütebilmenin koşullarının oluşturulması gerekecek. O zaman şimdiki gibi haftada bir saatlik görüşmelerle bu işler yürütülemez. Sorunun aktörleriyle, BDP ile herkesle görüşmeler yapacağım. Sonuç alıcı iletişim koşulları oluşturulmalı ki, ben de burada rolümü daha iyi oynayabileyim. Bu koşulların sağlanması durumunda gün gün burada ben barış çalışmaları yapacağım, çalışma yürüteceğim, buradaki tüm zamanımı bu çalışmalara ayıracağım"

Kimseye vurun kırın demiyorum

Öcalan, 15 Haziran'a kadar sonuç alınamazsa, BDP ve PKK'lıları eleştirerek, "Ben 15 Haziran'da çekileceğim derken üç nedenden dolayı çekileceğimi belirtiyorum. Bunlar, AKP'nin kendi hegemonik iktidarını bana dayandırması, benim üzerimden kendi iktidarını yaşatmaya çalışması, Kürt siyasetinin ideolojisiz, örgütsüz siyaset anlayışı. Askeri stratejik-taktik yöntemlerle alakası olmayan, bağdaşmayan gerillacılık tarzı. Bu üç nedenle mevcut koşullarda rol almamın bir önemi olmadığı gibi, artık üzerimdeki bu düğümlerin çözülmesi ve omzumdaki bu yüklerin atılması gerekiyor. Ben 15 Haziran'da çekileceğim derken bunu kastediyorum, yoksa kimseye 15 Haziran'dan sonra gidin, vurun, kırın, dökün demiyorum" dedi. '

Özerk güçler ile akp'nin güçleri arasında çatışma başlar'

Heyetle yaptıkları görüşmeden sonuç almaları durumunda görüşmelerin sonlanmayacağını, 15 Ağustos'tan sonra yeri bir sürecin başlayacağını savunan Öcalan şöyle konuştu: "Sonuç almamız durumunda 15 Ağustos'tan itibaren yeni bir süreç başlayacak ve silahlı yöntemin devre dışı bırakılmasıyla birlikte sorunun silahsız demokratik çözümü sürecine girilecektir. Olumlu gelişmeler olmazsa 15 Haziran sonrası herkes için farklı olacak, bu böyle bilinmelidir. Herkes bu durumda kendi rolünü oynamalıdır. Devlet bu konuda adım atmazsa, demokratik çözüm seçeneğinin hayat bulmaması durumunda ortaya iki yönetimli çatışma süreci çıkacaktır. Birinci yönetim, demokratik özerklik yönetimidir. İkinci yönetim ise, AKP'nin hegemonik iktidar yönetimidir. Demokratik çözüm şansının yitirilmesi durumunda bu iki güç arasında, yani demokratik özerk güçler ile AKP'nin iktidar güçleri arasında çatışma kaçınılmaz olacaktır. Ben burada tehdit etmiyorum, sosyolojik bir tespit yapıyorum. Bu ortaya çıkan çatışma bir Türk-Kürt çatışması olmayacaktır. AKP'nin iktidar güçleriyle demokratik özerk güçlerin çatışması olacaktır. Bu ikili yönetim gücü savaşı esnasında CHP, MHP, Ergenekon nereye savrulur, nasıl konumlanırlar, nerede dururlar bilmiyorum. Bu meseleyle de çok ilgilenmiyorum. Ergenekon diye bir güç var mı, ne yapar, CHP, MHP'nin pozisyonları ne olur, ne yaparlar net bir fikrim yok, umurumda da değil."

MİLLİYET