Galip Ensarioğlu asıl tehlikeyi açıkladı
Yaptığı çıkışlarla zaman zaman tartışma konusu olan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Türkiye'yi bekleyen asıl tehlikeyi açıkladı.
ABONE OL
Bugün gazetesinden Seda Şimşek'e konuşan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Kürt Sorunu ile ilgili konuşurken önemli bir hassasiyetini dile getirdi: "Ülkede yaşananlar herkesi etkiliyor, herkesi üzüyor. Bu iş çözülmedikçe bazı yanlış adımlar Doğu'da birtakım hassasiyetleri, gerginlikleri yarattığı gibi, bazı yanlış adımlar da Batı'da birtakım hassasiyetler, gerginlikler yaratabilir."
Neden BDP'de değil de AK Parti'de siyaset yaptığını da açıklayan Ensarioğlu, kan bulaşmış hiç bir yerde siyaset yapmam, dedi. Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bıraktıracak güce sahip olduğunu savunan Ensarioğlu, Öcalan ve PKK ilişkisi için de önemli bir tespitte bulundu. İşte Ensarioğlu'nun röportajı:
-Siz AK Parti'de siyaset yapan bir milletvekili olarak üzerinizde silahlı bir örgüt baskısı hissediyor musunuz?
Ben üzerimde hissetmiyorum ama öyle bir baskı var. Mesele ben değilim, benim üzerimden sorgularsanız ben hiç bir şeyin etkisi altında kalmam. Ne devletin ne de örgütün baskısını kabul ederim. İkisinin de baskısı altında kendimi hissetmem. Benim üzerimden yorumlamayın ama Güneydoğu'da örgütün ciddi anlamda silahlı bir vesayeti var. Bu vesayet her alanda hakim olmaya çalışıyor, baskısını hem siyaset üzerinde hem ticaret üzerinde hem de hayatın her alanında bu baskıyı hissettiriyor, hissettirmek için de çaba sarfediyor.
BEN KAN BULAŞMIŞ YERDE SİYASET YAPMAM
-Siyaset bölgede BDP'nin yani PKK'nın tekeline mi alınmak isteniyor?
BDP'nin kendisi de bu silahlı gücün vesayeti altında. Yani siyaset BDP'nin değil PKK'nın tekelinde. BDP'yi ve diğer siyasi grupları, kendi tekeline, vesayeti altına almak isteyen bir silahlı güç var. BDP'nin kendisi de özgür değil, PKK'nın vesayeti altında.
-Neden BDP'de değil de AK Parti'de siyaset yapıyorsunuz?
Ben liberal, muhafazakâr ve demokratım. Bu şablonda kendimi AK Parti içinde görüyorum, kendimi orada ifade edebilirim. BDP, Kürtler'in sorunlarının çözümü için siyaset yaptığını söyleyen bir partidir ama ben hiçbir zaman Marksist, Leninist olmadım, hiçbir zaman şiddet yanlısı olmadım. Ben kan bulaşmış hiç bir yerde siyaset yapmam. Siyaset yapmak zorunda da değilim. Kendime uygun bir ortam görmezsem de siyaset yapmam. PKK ile BDP'nin tabanı birdir, hatta BDP PKK'nın tabanından beslenen ve PKK'nın siyaset alanlarını belirlediği, müsaade ettiği kadar siyaset yapan bir partidir. Silahlı vesayetin üzerinde olduğu bir yerde ben siyaset yapmam.
UMUT OLMAZSA TERSİ SAVAŞTIR
-PKK'nın silah bırakacağına dair umudunuz var mı?
Tabii ki, umudum var. Bu umudun olmaması bir felaket olur. Aksi, tersi nedir? Tersi bir savaştır, tersi felakettir, tersi bölünmedir. Asla, hiçbir zaman böyle bir umutsuzluk içinde olmadım.
ÖCALAN ÖRGÜTÜN MUTLAK LİDERİ
-Öcalan sizce nasıl bir rol oynayabilir, bir rol oynayabilir mi?
Az önce şiddetin muhatabı PKK demiştim, PKK'nın lideri de Öcalan'dır. Netice itibariyle, öteden bu yana PKK'nın hedeflerini belirleyen, stratejilerini belirleyen mutlak bir lider. Halen cezaevinde olduğu için birtakım güçlerin devreye girmesi filan söz konusu olabilir, olmuştur. Onun hakim olamadığı birtakım hadiseler yaşanmış olabilir ama neticede bu örgütün sembol haline gelmiş mutlak lideridir.
-99'dan bu yana bu değişmedi mi?
Değişmedi.
-Öcalan, örgüt üzerinde silah bıraktırabilecek bir kudrete hâla sahip mi sizce?
Bana göre bıraktırabilecek kudrette.
-Türkiye Cumhuriyeti'nin elinde, o zaman neden silahları bıraktırmıyor?
Türkiye Cumhuriyeti'nin elinde olması tek başına yetmiyor. Neticede, ona "sen böyle söyle" denildiğinde o da "Başım üstüne" diyecek durumda değil. Bunu söylerse örgüt üzerindeki etkisini de kaybeder. Örgüt üzerinde mutlak lider derken, o liderliğin de şartları var. "Bu iş bitti, silahları bırakın" demesiyle iş bitmez.
ASIL TEHLİKE ZİHİNSEL KOPUŞTA
*BDP'nin bir Türk sorununu provoke ettiği görüşü de var, bu sürecin sonunda sizce Türk sorunu ortaya çıkar mı?
Ülkede yaşananlar herkesi etkiliyor, herkesi üzüyor. Bu iş çözülmedikçe bazı yanlış adımlar Doğu'da birtakım hassasiyetleri, gerginlikleri yarattığı gibi, bazı yanlış adımlar da Batı'da birtakım hassasiyetler, gerginlikler yaratabilir. Zaten, asıl tehlikeli olan bu zihinsel kopuştur. Bugüne kadar 50 bin insan öldü, hiçbir Kürt Türk'e düşman olmadı, hiçbir Türk de Kürt'e düşman olmadı. Kürtler'in sorunu Türkler'le değil rejimle vardı. Türkler'in de hiçbir zaman sorunu Kürtler ile olmadı. Bu ülkede rejimin mağdur ettiği bir çok kesim vardı, muhafazakârlar, Aleviler, Kürtler bu rejimin mağdurudur. Bu rejimin bazı mağdurları, bu rejimi dönüştürmek isteyen AK Parti'ye çözüm adına katkı sunmaları gerekirken, dışarıda kalmayı, muhalefet etmeyi tercih ediyor. Kürtler'in üçte ikisi ise AK Parti'ye oy veriyor.