Aşırı internetin zararı eroinle aynı!
Uzmanlarca yapılan araştırmalarda, aşırı internet kullanımının beyinde oluşturduğu zararın, kokain ve eroinin oluşturduğu zararla aynı olduğu belirlendi.
ABONE OLYAPILAN ARAŞTIRMALARDA, AŞIRI İNTERNET KULLANIMININ
BEYİNDE OLUŞTURDUĞU ZARARIN KOKAİN VE EROİNİN OLUŞTURDUĞU ZARARLA AYNI OLDUĞU BELİRLENDİ
Nöropsikiyatri Hastanesi psikiyatristlerinden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanal alıştırıcı olan bilgisayarın ve internet ortamının fizyolojik bağımlılık yaptığının bugün kesinlik kazandığını bildirdi.
İnternet ve bilgisayar bağımlılığını olağan bağımlılık kriterlerini karşılayacak şekilde bilgisayarla ve sunduğu görüntülerle yoğun bir biçimde meşgul olma durumu olarak tanımlayan Tarhan, bağımlılığın tanı ölçütlerini şöyle anlattı:
''İnternetle aşırı zihinsel uğraş, istenilen keyfi almak için giderek daha fazla oranda internet kullanımına ihtiyacı duyma, internet kullanımını tamamen bırakmaya yönelik başarısız girişimlerin olması, internet kullanımını kontrol etme ya da tamamen bırakmaya yönelik başarısız girişimlerin olması, internet kullanımının azaltılması halinde çökkünlük ve kızgınlık hissetme, başlangıçta planlanandan daha uzun süre internette kalma, başkalarına internette kalma süresi konusunda yalan söyleme, interneti problemlerden kaçmak veya olumsuz duygulardan uzaklaşmak için kullanma.''
Sanal bağımlılıkların, tıpkı diğer bağımlılıklar gibi beyinde ödül ve ceza sistemini bozduğunu belirten Tarhan, ''Sanal bağımlılarda madde bağımlılığında olduğu gibi beyinde azalmış etkinin aynısına rastlanıyor. Yani kişi interneti kullandıkça, kokain alan kişinin aldığı dozun yetmemesi gibi gittikçe daha fazla kullanmak istiyor'' diye konuştu.
Yapılan araştırmalarda, aşırı internet kullanımının beyinde oluşturduğu zararın kokain ve eroinin oluşturduğu zararla aynı olduğu belirlendiğini de bildiren Tarhan, ''İnternet ve bilgisayarın aşırı kullanımı beyinde madde bağımlılığına benzer narkotik bir etki oluşturur. 24 saat bilgisayar başında kalmaya çalışan, yeme-içme ve diğer ihtiyaçlarını klavye önünde gidermeyi tercih edenlerin bir süre sonra beyin kimyaları madde bağımlılarında olduğu gibi bozulur'' açıklamasında bulundu.
İleri düzey sanal bağımlılığı olanların tedavisinde hastaneye yatırarak tedavi etmeye başladıklarını belirten Tarhan, şu bilgileri verdi:
''İlaçlarla tedavi ettikten sonra, daha sonra zarar algısı oluşturuyoruz kişide. Kaybedeceklerini söylüyoruz. İnternet bağımlılığı, diğer madde bağımlılıklarına göre çok daha çabuk düzeliyor. Beyindeki o bozulma hızla toparlanıyor. Ancak bu evde kendi kendine yapılamıyor. Bunu interneti kontrol kullanım, uzaklaştırarak davranış terapileri ile yapıyoruz. Tedavimizde bağımlılıktaki genel ilaçlarla tedavi ediyoruz.''
-BAĞIMLILIK NASIL BAŞLAR?-
Prof. Dr. Tarhan, anne ve babaların ''Aman çocuğum benim gözümün önümde olsun. Dışarıda gidip kiminle beraber olduğunu bilmiyorum'' diyerek çocuklarının internet kullanımına bir kısıtlama getirmediklerini söyledi.
Çocukların da ailelerin de onayladığı bu güvenli ortamda kimliklerini saklayarak, farklı kimliklerde aşırı özgürlükler içinde sorumsuzca ve yapay ilişkiler içine girebildiğine dikkati çeken Tarhan, şöyle konuştu:
''Genelde de problemlerden kaçmak ve olumsuz duyguları gidermek için internet kullanılıyor. Daha çok sosyal ve sanal bir paylaşım oluşturuyorlar. Bu belli bir amaca yönelikse faydalı, sakıncası olmuyor. Ama amaçsız ve yaşamındaki öncelikleri ihmal ederek zaman geçiriyorsa, bunu amaca yönelik yapmıyorsa böyle durumlarda risk ortaya çıkıyor.
Kokain kullanımı yasa dışı. Başlaması ve ulaşması kolay değil. Ancak internet öyle değil. Bu durum, kontrolden çıktığında da aileden ve çevreden kopukluklar başlıyor.''
-AİLEYE DÜŞEN GÖREVLER-
İnternet bağımlılığında, ailelere büyük işler düştüğünü vurgulayan Tarhan, ev içi iletişim eksikliğinin bağımlılığın nedenlerinden biri olduğunu kaydetti.
Tarhan, söyle devam etti:
''Çocuk eve gelir gelmez interneti açıyor, aile bireyleri arasında sohbet yok, paylaşım yok. Anne baba geçimsizse evde devamlı bir gerilim havası varsa, sıcak bir yuva yoksa çocuklar internete girerek kendilerini orada ifade edip rahatlamaya çalışıyorlar. Çocuk, eğer aile bireyleriyle birlikte zaman geçirebiliyor, arkadaşlarıyla yeterince iyi diyaloglar kurabiliyor, spor etkinliklerine katılıyorsa internetin bağımlılık haline gelmesi daha da azalıyor. Sorunun çözümü için çocukları grup aktivitelerine ,sosyal aktivitelere yönlendirmek gerekiyor.''
-ÇOCUKLAR BAĞIMLI OLMADAN YAPILACAKLAR-
Çocukların internet bağımlısı olmaların önüne geçmek için internet üzerinden çocuklarla sohbet etmenin, yanlışları konuşmanın iyi bir yöntem olabileceğini vurgulayan Tarhan, ''İnternette çocuğu bekleyen muhtemel riskler nelerdir? Çocuk internete ilk girdiğinde çocukta zarar algısı oluşabilecek durumları abartı olmayan örneklerle anlatmak gerekir. İnternetin yararlı durumlar için nasıl kullanılabileceği anlatılabilir'' dedi.
Modemin, bilgisayarın fişini çekmek gibi bir takım davranışların olumsuz durumları da beraberinde getirebileceği uyarısında bulunan Tarhan, ''Zaman zaman karşılaşıyoruz, aile bireyi bilgisayarları kaldırıyor. Çocuk ise sabah beşte kalkıp bilgisayarı yeniden monte ediyor. Modemi elinden alındığı için intihara kalkan çocuklar var. İnterneti kontrolsüz kullandığı için yöneticilerin işine son verdiği örnekler var. Bazı internette oynanan oyunlar nedeniyle işlerinden kovulan insanlar var'' dedi.
Ailelerin çocuklarına internet konusundaki eğitimleri özellikle 10 yaş öncesi vermeleri tavsiyesinde bulunan Tarhan, bu yaştan önce çocuğu disipline etmenin, bazı konuları beceri haline getirmenin daha kolay olduğunu söyledi.