İTO'dan Cumhurbaşkanlığı sistemine destek çağrısı

İstanbullu 400 bin firmayı temsil eden İstanbul Ticaret Odası, TBMM'de görüşülmeye başlanan Cumhurbaşkanlığı sisteminin iş alemine yansımalarıyla ilgili bir bildiri hazırladı.

ABONE OL
GİRİŞ 28.12.2016 10:30 GÜNCELLEME 28.12.2016 10:30 İş Dünyası
İTO'dan Cumhurbaşkanlığı sistemine destek çağrısı

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, "Cumhurbaşkanlığı sisteminin kazanımlarını ele alan bildiriyi, iş dünyasının önde gelen sektörel sivil toplum kuruluşlarımıza sunacağız. Aldığımız neticeyi de kamuoyu ile paylaşacağız" dedi.

Deklarasyon İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) 2017'yi yatırım, üretim, ihracat ve turizm başta olmak üzere Ekonomide Milli Seferberlik Yılı olarak ilan etmesi kapsamında hazırlandı.

STK'LARLA BİR ARAYA GELECEK

İTO, 'Rejimi değil, sistemi tartışıyoruz' başlıklı bildiri için Ocak ayında sektör temsilcilerinden oluşan STK'larla bir araya gelerek, ortak hareket zemini hazırlayacak.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, "Cumhurbaşkanlığı sisteminin kazanımlarını ele alan bildiriyi, iş dünyasının önde gelen sektörel sivil toplum kuruluşlarımıza sunacağız ve aldığımız neticeyi de kamuoyu ile paylaşacağız" dedi.

Türkiye'nin önündeki en büyük sorunun sistem sorunu olduğunu belirten Çağlar, bu sorunun ivedilikle aşılması halinde Türkiye'nin prangalarından kurtulacağını ve çıktığı milli seferberlik yolunda başarıya ulaşacağını dile getirdi.

İstanbul Ticaret Odası'nın yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı sistemi konusunda bildirisi şöyle:

Ekonomide Milli Seferberlik: Yeni Anayasa

REJİMİ DEĞİL, SİSTEMİ TARTIŞIYORUZ

Dünyada doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar tüm ülkelerde bir kaos hakim. ABD'den Avrupa'ya, Çin'den Rusya'ya, Brezilya'dan Yemen'e, Hindistan'dan Arjantin'e kadar ülkeler para sisteminden, ülke sınırlarına, hatta politik sistemlere kadar bir kaosun eşiğinde.

'İngiltere sonrası Avrupa nasıl olacak?', 'Trump ile ABD'de sistem değişir mi?', 'Rusya, Suriye'de batağa mı saplanacak?', 'Nüfusu patlayan Hindistan, ekonomik olarak da patlayacak mı?', 'Yeni süper güç Çin'in sonraki hamlesi ne olacak?' gibi birçok soru cevap bekliyor.

...Ve herkes asıl büyük tehlikenin yani 2001 yılında ABD'de İkiz Kuleler'e yapılan saldırılar ile başlayan, 2008'de yaşanan ekonomik kriz sonrası adeta küreselleşen terör olaylarının bir gün kendi kapısını çalmasından endişe ediyor.

Bir türlü aşılamayan güven bunalımı nedeniyle, tek kutuplu sistem artık dünyanın büyüme ihtiyacına cevap veremiyor.

BU KÜRESEL KAOSTAN TÜRKİYE DE PAYINA DÜŞENİ ALIYOR

İhanet içinde bulunan FETÖ Terör Örgütü'nün darbe girişimi bu küresel kaosa eklenince, demokrasimiz yine zorlu bir sınavla karşı karşıya.

Bir yanda terör örgütleri... Bir yanda döviz kuru ile ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunlar... Bir yanda da sınırlarımızda verdiğimiz insanlık mücadelesi...

Bütün bunlar, bu süreçte ne kadar dirayetli durmamız gerektiğini bize hatırlatıyor.

Yüzyıllardır edindiğimiz tecrübe, birlikteyken kimsenin bizi yıkamayacağını gösteriyor.

Biz "BİR" olunca, "BİRLİKTE" olunca daha "BİZ" oluyoruz.

Ancak içinde bulunduğumuz sistem, bir pranga gibi sadece ayaklarımızı değil, elimizi kolumuzu bağlayarak kaostan çıkmamıza engel oluyor.

TÜRKİYE'DE BİR SİSTEM SORUNU OLDUĞU KONUSUNDA HERKES HEMFİKİR

Şu anki sistem, ekonomik ve toplumsal engelleri aşmamızda yeterli olmuyor.

İş dünyası olarak daha ileri gitmenin yolunun bu prangadan kurtulmak olduğunu biliyor ve yaşıyoruz. Çıkış yolu arıyoruz ama...

HEPİMİZ ÇIKIŞ YOLUNU BİLİYORUZ

15 Temmuz darbe girişimine karşı yekvücut olmuş milletimiz gibi biz de iş dünyası olarak darbelerle yapılmış bir Anayasa'ya hayır diyoruz.

EKONOMİ İÇİN...MİLLİ SEFERBERLİK İÇİN...

Ülkemizin refahı, insanlarımızın mutluluğu için...

Çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak için...

Bu prangalardan kurtulmak için...

YENİ BİR ANAYASA İSTİYORUZ

İş alemi olarak göstermemiz gereken asıl refleksin bu olduğuna inanıyoruz.

Bu Anayasa'nın tıkanmış olan sistem sorununu çözmesini bekliyoruz.

Bizler yatırım yapan, istihdam oluşturan iş insanları olarak koalisyonlar ve ekonomik krizler arasında sarkaç gibi salınan bir Türkiye değil, sorunlarını hızlı ve etkin karar alarak çözen Türkiye istiyoruz.

SORUN DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETEN BİR SİSTEM İSTİYORUZ

Anayasal noktadan başlayıp yeni bir modelin tesisine ihtiyacımız var.

ARTIK KOALİSYON HÜKÜMETLERİ İSTEMİYORUZ

Sistemin üretebileceği her türlü eksikliğin bertaraf edilmesi gerekiyor. Bunun için halkımızın tercihlerine güveniyoruz.

2010 yılındaki referandum ile Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesinin önünü açan halkımız, 2014 yılında da ilk kez kendi Cumhurbaşkanını kendi seçti.

Bu nedenle halkın seçimi ile başa gelen Cumhurbaşkanı'nın artık temsili bir makam olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.

ÇÖZÜMÜ ACİLEN BİR SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNDE GÖRÜYORUZ

Yeni sistemin Türkiye'ye sağlam bir yol haritası sunacağına ve bizi kaostan çıkaracağına inanıyoruz.

Çünkü biliyoruz ki; milli iradeye dayanmayan hiçbir güç, hiçbir yapı ve siyasal hareket meşru değildir.

Milli iradeye dayanmayan her türlü hareket milletin özünden kopuktur ve millete hizmet etmez, edemez.

REJİMİ DEĞİL, SİSTEMİ TARTIŞIYORUZ

Bizler iş dünyası olarak sistemin aksayan yönlerinin giderilmesini talep ediyoruz.

ARTIK PRANGALARDAN KURTULMANIN ZAMANI

Ve şunu da çok iyi biliyoruz ki;

Aziz milletin sinesi en güvenilir adrestir.