Kül olan 355 yıllık tarihin Bursa'ya uzanan hikayesi

İstanbul Çengelköy'de önceki gün yanarak kül olan 355 yıllık Vaniköy Camisi'ni yaptıran Vani Mehmed Efendi'nin ilginç bir hayat öyküsü var. Hikayesi Van'dan Karabağ'a, Karabağ'dan Çengelköy'e, oradan da Bursa'ya uzanan Mehmed Efendi, cami yaptırdığı ve o vakte kadar 'Papaz Bahçesi' olarak bilinen semte de adını vermiş.

ABONE OL
GİRİŞ 17.11.2020 07:54 GÜNCELLEME 17.11.2020 08:09 ÜLKE'DE BUGÜN
Kül olan 355 yıllık tarihin Bursa'ya uzanan hikayesi

Vani Mehmed Efendi, Van'ın Hoşap köyünde doğmuş. 'Vani' lakabını da buradan aldı. İlk eğitimini Van'daki bir medresede aldı. 'İlim tahsili' için önce Tebriz'e sonra Gence'ye gitti. Asıl tahsilini ise Karabağ'da yaptı. 10 yıl boyunca Karabağ'da hem dini ilimleri öğrendi hem de medreselerde dersler verdi. Oradan Erzurum'a geçti. Devrin Erzurum Beylerbeyi Fazıl Ahmed Paşa'nın saygı gösterdiği biriydi. Fazıl Ahmed Paşa sadrazam olunca, Vani Mehmed Efendi'yi İstanbul'a davet etti. Vani Mehmed Efendi 1661'in Kasım ayında İstanbul'a geldi. Padişah 4. Mehmed de onun vaazlarını ve 'huzur derslerini' dinliyordu. 'Hünkar Vaizi' unvanı da aldı. Vani Mehmed Efendi 1683'teki Viyana seferine 'ordu vaizi' olarak katıldı. Siperleri dolaşıyor, askerin moral ve motivasyonunu yüksek tutmak için vaazlar veriyordu. Zaten Sadrazam Kara Mustafa Paşa, padişahı ve kamuoyunu Viyana seferine ikna etmek için Vani Mehmed Efendi'nin vaazlarından destek almıştı. Viyana Seferi bozgunla sonuçlanınca tepki çekenlerden biri de Vani Mehmed Efendi olmuştu.

GÖZDEN DÜŞTÜ

Seferden önce Mehmed Efendi'nin vaazlarıyla coşan kamuoyu, bozgunun ardından ona karşı galeyana gelmişti. Padişah 4. Mehmed çok sevdiği hocasını görevden almak ve Bursa'ya sürmek zorunda kaldı. Duruma içerleyen Mehmed Efendi, 1685'te Bursa'da öldü. 'Hünkar Vaizi' olduğu dönemde Sultan 4. Mehmed, Üsküdar yakınlarındaki 'Papaz Bahçesi' denilen yeri ona tahsis etti. Mehmed Efendi 1665'te buraya önceki gün kül olan Vaniköy Camisi'ni yaptırdı. Küçük camilerde çok görülen bir uygulama olmamasına rağmen padişaha yakınlığından dolayı bir de 'hünkâr mahfili' yaptırdı. Yangın da ilk belirlemeye göre işte bu hünkâr mahfilinin hemen altındaki bölümden çıktı. O zamana kadar Papaz Bahçesi adıyla bilinen semt de Vaniköy olarak anılmaya başladı... Mehmed Efendi bütün malvarlığını vakfetmişti. Bu cami de o vakfın eserlerinden biriydi.

2 SAAT ÖNCE KOKUSUNU ALMIS

Vaniköy Camisi yangınına ilişkin olarak soruşturma başlatan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, caminin imamı Mustafa Coşkun ve eşi Havva Coşkun'un da aralarında bulunduğu 5 kişinin ifadesini aldı. Havva Coşkun ifadesinde yangından 2 saat önce değişik bir koku aldığını söyledi.

Vaniköy Camisi yangını sonrası ifadesi alınan imam Mustafa Coşkun, 6.5 yıldır camide imamlık yaptığını ve camiye bitişik lojmanda ikamet ettiğini söyledi. Mustafa Coşkun ifadesinde şöyle konuştu: "Olay günü eşim beni 11.00 sıralarında aradı ve evde değişik bir koku olduğunu söyledi. Şile'de olduğum için, caminin karşısında bulunan yalının güvenlik görevlisi Zeki Memiş'i arayarak yalının teknisyeni Vahdettin Beyhan'ın kontrol etmesini istedim. Sonradan Zeki Memiş'i tekrar aradığımda sıkıntı olmadığını söyledi. Tedbir olarak caminin kadınlar bölümünün elektrik sigortalarını indirdiklerini söyledi. Saat 13.10 sıralarında eşim beni aradı ve kadınlar bölümünün yanmaya başladığını söyledi. Yangın sonrası yapılan araştırmalarda ziynet eşyalarım bulunamadı."

İmam Mustafa Coşkun'un eşi Havva Coşkun da verdiği ifadede, olaydan 2 saat önce saat 11.00'de caminin bitişiğindeki evlerinde farklı bir koku aldığını belirtti. Caminin Şeyh Vani Mehmed Efendi bin Bestam Vakfı'na ait olduğunu söyleyen Uğur Vanioğlu ifadesinde, "Bu vakıf dedemizden kalmadır. Olay yerinde 7 adet çeşitli ebatlarda Arapça harflerle dini motifli çerçeve, 4 adet parçalanmış halı, bir adet süs eşyasını teslim aldım. Envanterde bulunan diğer eşyalar kullanılmaz haldeydi" diye konuştu.

YENİDEN HAYAT BULABİLİR

Çıkan yangında büyük zarar gören Vaniköy Camisi'nin 3 boyutlu modelinin olduğu ortaya çıktı. 2 milyon renkli noktayla caminin her ayrıntısının dijital kaydı olduğunu belirten harita mühendisi Fahrettin Doğan Tekin, "Geçtiğimiz yıllarda bu camiye ilişkin restorasyon projelerine altlık olması amacıyla 3 boyutlu lazer tarama çalışmaları gerçekleştirmiştik. Her ne kadar üzücü bir olay olsa da elimizde nokta bulutu verisinin olması üzüntümüzü az da olsa hafifletiyor, çünkü bu verileri kullanarak yapının birebir tüm ölçülerini çıkarmak ve aslına uygun olarak tekrar şekillenerek hayat bulmasını sağlayabilecek bir alt yapıya sahibiz" diye konuştu.