Roman mahallesine üniversiteli eli değdi

Toplumda farkındalıklar oluşturmak için etkinlikler gerçekleştiren DEÜ öğrencilerinin oluşturduğu grup, Roman çocukların başta eğitim olmak üzere karşılaştıkları sıkıntılara dikkati çekmek için İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Çaybaşı Çağdaş Romanlar Derneği ile iletişime geçerek proje hazırladı.

Projenin uygulama noktası olarak yaklaşık 3 bin Roman vatandaşın yaşadığı İzmir'in Torbalı ilçesindeki Çaybaşı Mahallesi'ni seçen 20 kişilik gönüllü öğrenci grubu, iki gün boyunca 150'ye yakın okul çağındaki çocukla yakından ilgilendi, çeşitli etkinlikler düzenledi.

Çocuklarla yakından ilgilenen, oyun oynayan öğrenciler, madde bağımlılığının zararları ve çocuk haklarıyla ilgili bilgi aktardı, birlikte yüz boyama, diş fırçalama, ayraç yapımı, takı tasarımı gibi atölye çalışmaları yaptı.

Mahallelerine yüzme havuzu, basketbol sahası gibi sosyal tesisler yapılmasını isteyen çocuklar, bu taleplerini ilgili yerlere iletmeleri için nasıl dilekçe yazacaklarını üniversiteli ağabey, ablalarından öğrendi.

Roman çocuklar, dilekçe etkinliğinin ardından üniversiteli gönüllülerle birlikte mahalledeki evlerin duvarlarını boyadı. Çocuklar, üniversitelilerle davul zurna eşliğinde Roman havası da oynayarak, karşılıklı göbek atmayı da ihmal etmedi.

- "Projeye "Göbekatak" adını verdik"

Projenin koordinatörü DEÜ Mühendislik Fakültesi bölümü öğrencisi Muhammet Kabakcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ortaya atılan bir fikir üzerine Roman çocukların sorunlarını daha yakından görmek, düzenli eğitim alamamaları konusuna vurgu yapmak için çalışma başlattıklarını söyledi.

Herkesin müşterek buluşma noktası olduğu düşüncesiyle projeye "Göbekatak" adını verdiklerini belirten Kabakcı, "Biz genelde öğretirken öğreniyoruz. Burada da bir şeyler öğretmeye çalışırken karşılığında göbek atmayı öğreniriz diye düşündük. Projemizin adı ne olsun derken arkadaşlarla hep beraber hadi 'göbek atak' olsun dedik." diye konuştu.

Çaybaşı'na gelmeden önce Romanlarla ilgili çok bilgi sahibi olmadıklarını ancak çevreden duydukları ile mahallede gördükleri arasında büyük farklar bulunduğunu söyleyen Kabakcı, mahalleye geldiklerinde davul zurnayla karşılanmalarının şaşkınlığını yaşadıklarını belirterek, "Buraya 'hepimiz eşitiz' demek için geldik. Başlangıçta neyle karşılaşacağımızı bilemiyorduk. Ama çoğu gittiğim yerde görmediğim misafirperverliği, sıcaklığı gördük" dedi.

Çocuklara dilekçe yazmasını öğreten DEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi Armen Su Orhan, öğrenme isteklerinin harika olduğunu belirterek, "Dilekçe yazarken bu kadar istekli ve ilgili olabileceklerini düşünmemiştim, bu beni çok mutlu etti. Okuma bilmeyenlerin bile gayreti harikaydı. Öğrenciler isteklerini dilekçe ile iletebileceklerini öğrendiklerini söylediler." diye konuştu.

Mahalledeki Çaybaşı Çağdaş Romanlar Derneği lokalinde toplanarak dilekçe yazmayı öğrenen çocuklardan 11 yaşındaki Emirhan Çakmaktaş, dilekçesini Torbalı Belediyesine yazdığını belirterek, "İlk defa dilekçe yazıyorum. Mahallemizde spor sahaları, yüzme havuzu olsun istiyorum. Dilekçenin dertleri, sıkıntıları anlatmak için yazıldığını öğrendim." diyerek düşüncelerini aktardı.

- Tanıtım filmi çektiler

Projelerini duyurmak için bir tanıtım filmi de çeken üniversite öğrencilerinden Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilim Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi Sena Nur Beklen, videoda projeyle ilgili duygularını şöyle dile getirdi:

"Onlar kendilerini farklı ve yabancı hissediyor. Aslında kendi toplumuna yabancı hissediyor. Bunları gördük, fark ettik ve 'dur' demek istedik. Farkındalık yaratmak istedik."

Beklen, tanıtım filminde farklı bir kültürün kapalı kapılar ardındaki kilidini açmayı amaçladıklarını belirtti.

İzmir Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Cıstır ise öğrencilerin duyarlılığından dolayı teşekkür etti.

Belediye hizmetlerini mahallelerinde görmek istediklerini vurgulayan Cıstır, "Biz geleceğe ortak olmak istiyoruz. Romanlar neden okula devamlılık gösteremiyor, sosyo ekonomik etkileri araştırıp, tanı koymak sonra da çözüm üretmek gerekir." diye konuştu.