Hocalı'da yaşadığı vahşeti unutamıyor
EŞBER AYAYDIN - Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ Bölgesi'ndeki Hocalı kasabasındaki Ermeni katliamında esir düşen, gördüğü işkencelerin ardından öldü sanılarak morga konulan ve 18 ay komada kalan Hüseyinaga Quluyev, yaşadığı ve şahit olduğu vahşeti 25 yıldır unutamıyor.
ABONE OLÜlkesinin bağımsızlığı için gönüllü olarak silahlı mücadeleye katılan 50 yaşındaki Quluyev, 613 kişinin katledildiği mezalimin acısını bir an olsun hafızasından silemiyor.
Hüseyinaga Quluyev, bir etkinlik için geldiği İzmir'de, AA muhabirine yaptığı açıklamada, o dönemde bir mağazada çalıştığını, Ermenilerin 1991 yılının son döneminde bölgeyi ablukaya almalarının ardından gönüllü olarak askeriyeye katıldığını ifade etti.
Hakim noktalarda oluşturulan nöbet kulübelerinde görevli olduğunu anlatan Quluyev, Ermenilerin ilk harekata geçtikleri sırada az sayıda olan kuvvetleriyle saldırıyı püskürtmeyi başardıklarını aktardı.
Hüseyinaga Quluyev, bu saldırı sırasında şehit ve yaralılarının olduğunu, aynı zamanda evlerde de hasar oluştuğunu belirterek, Hocalı'da yaşananları şöyle anlattı:
"Bizim düzenli bir ordumuz yoktu, buna rağmen onlara karşı koymuştuk, sonra Ermeniler Sovyet Rus ordusunun 366'ncı motorize alayıyla birlikte Hocalı'ya yeniden saldırdı. Şehre saldırdılar, top attılar, onlar güçlü saldırınca biz mecburen dövüşe dövüşe geri çekildik, yanımıza çocukları, kadınları alıp ormana gittik. O gün çok fazla kar yağıyordu, insanlar canını kurtarmak için o soğukta çaya girdiler, şehirde kalan askerler dövüşerek şehit oldular. Bütün yolları tutmuşlardı, silahımız çok azdı, onlar saldırdılar, küçük çocukları, yaşlıları, yaralı askerleri hepsini öldürdüler, insanların başlarını kesip, derilerini soydular, hamile kadınların karnını deşip bebelerini çıkarıp süngüye taktılar, bunların hepsini Ermeniler yaptı."
- Esir düşmemek için tepeden atladım
Ermeni askerlerinin ormanda yakaladıkları birçok kişiyi esir aldıklarını aktaran Quluyev, o günleri hiç unutamadığını o anları hatırladığında tüylerinin diken diken olduğunu ifade etti.
Hüseyinaga Quluyev, Ermeni askerlerine esir düşmemek için tepeden atladığını, bölgede etkili olan kar sayesinde yara almadığını söyleyerek, açılan tank atışında kopan kayalar nedeniyle yaralandığını ve baygınlık geçirdiğini anlattı.
Ermeni askerlerinin kendisini bu sırada esir aldıklarını ve çeşitli işkencelere maruz kaldığını dile getiren Quluyev, sürekli Hocalı ile ilgili sorular sorularak dövüldüğünü aktardı.
Hüseyinaga Quluyev, esir düşen birçok kişinin işkenceler sırasında öldüğünü belirterek, "8 gün boyunca bana işkence yaptılar, küçük çocuklara işkence yaptılar, birçok insanın başını kestiler, kütüğe bağladıkları insanları diri diri yaktılar. Kadınlara tecavüz ettiler, zor günler geçirdik." dedi.
Bulundukları yerde 3 kişi kaldıklarını, "Faik" isimli arkadaşını gözlerinin önünde öldürdüklerini büyük bir üzüntüyle anlatan Quluyev, bir askerin elindeki silahı almak isterken sırtından vurulduğunu, kafasına ve vücudunun çeşitli yerlerine süngü ve tekme ile vurduklarını belirtti.
- Öldü sanılıp morga konuldu
Hüseyinaga Quluyev, kendisinin "öldü" sanılarak bir kenara bırakıldığını ifade ederek, o andan itibaren nasıl hayatta kaldığını ise şöyle anlattı:
"Benim başımı kesmek istediler ama esir değişecek diye benim başımı keserlerse onların esirinin de başı kesilir diye düşünerek kesmediler. Benim öldüğümü düşünerek morga koyuyorlar, annem gelip üstümü açıp baktığında nefes aldığımı görüyor ve beni hemen hastaneye götürüyorlar. Oradaki doktorlar iyileşmeyeceğimi düşünüyorlar, buna rağmen Bakü'ye götürdüler beni, hastanede 18 ay komada kaldım, sonrasında yeniden gözlerimi açtım. Ben şimdi yaşıyorum ama keşke ben de arkadaşlarımla Hocalı'da şehit düşseydim. Bugünkü gibi başımızda büyüklerimiz olsaydı hiçbir şey yapamazlardı bize."
Yaşadıkları nedeniyle sağlık problemlerinin devam ettiğini dile getiren Quluyev, sürekli sağlık kontrolünden geçirildiğini belirtti.
Hüseyinaga Quluyev, kendisinin ve yüzlerce Azerbaycan Türk'ünün yaşadığı o büyük dramın hala dünyada yeterince bilinmediğini, "soykırım" kabul edilmemesinin de kendisine çok acı verdiğini sözlerine ekledi.