"HDP ile iş birliği yapanları milletin takdirine bırakıyoruz"
Başbakan Binali Yıldırım, "HDP, PKK'nın esaretinden kurtulmadıkça Türkiye siyasetine ve Türkiye'nin geleceğine vereceği hiçbir şey yok." dedi.
ABONE OLİzmir'de bir otelde basın kurumlarının temsilcileriyle buluşan Yıldırım, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yıldırım, Türkiye genelinde kaç Suriyelinin oy kullanacağına ilişkin soru üzerine, "30 bin civarında oy kullanmaya hak kazanan var ama ne kadarı kullanır, bilemiyorum." diye konuştu.
Suriyelilerin misafir olduğunu, şartlar iyileşince Cerablus, El Bab ve Afrin'e gidenlerin bulunduğu kaydeden Yıldırım, şu anda 250 bine yakın kişinin ülkelerine döndüğüne işaret etti.
Misafirlerin, Suriye'de işler yoluna girdikçe memleketlerine döneceğini anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bu geçici bir durumdur. Savaş şartları var. İnsanlar ölümle burun buruna. Biz de komşuyuz. Bize düşeni yaptık. 'Türkiye'nin kanunları bizi bağlamaz, kural tanımayız, toplumsal düzene her türlü zarar veririz'... Buna da müsaade etmeyiz, kusura bakmasınlar. Türkiye hukuk devleti. Türkiye'nin hukukuna uygun olarak hareket etmek mecburiyetleri var. Eğer bunu yapmazlarsa tutar ellerinden geldikleri yere götürürüz."
-"Söylediğiyle yaptığı birbiriyle uyuşmuyor"
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin ilk işinin, Edirne cezaevinde Kobani olaylarının baş sorumlusu Selahattin Demirtaş olmaması gerektiğini belirten Yıldırım, "HDP, PKK'nın esaretinden kurtulmadıkça Türkiye siyasetine ve Türkiye'nin geleceğine vereceği hiçbir şey yok. HDP ile iş birliği yapanları milletin takdirine bırakıyoruz. CHP'yi yıllarca sırtında taşıyan İzmirlilerin takdirine bırakıyorum. 'Herkesin cumhurbaşkanıyım' demek terörü cesaretlendirenlerle kol kola gitmekle olmaz." ifadelerini kullandı.
Kurdaki dalgalanmalara da değinen Yıldırım, bunun ağırlıklı olarak dış gelişmelerden kaynaklandığını bildirdi.
- "Tedbirlerimizi aldık bir sıkıntımız yok"
Yıldırım, Avrupa Merkez Bankası ve Amerika Merkez Bankasının faiz artırdığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Faiz artırımının amacı ne? Dışarıdaki fonları geri getirmek. 'Burada yatırım yapın dışarıda yapmayın' diyorlar. Ondan beri de tüm gelişmekte olan ülkelerde bir döviz kurunda dalgalanma var, milli paraların dolar karşısında değer kaybı var. İkincisi petrol fiyatları son bir yılda yüzde 60'ın üzerinde arttı. Biz petrolde dışa bağımlı bir ülkeyiz. İthalatla büyümemizi sürdürüyoruz. Bunlar bizim dışımızda gelişen sebepler. Üçüncüsü de seçime 50 gün kala reyting kuruluşları gündemlerinde olmadığı halde Türkiye'yi izlemeye aldılar. Avrupa'da en iyi öz kaynak kredi oranı olan Türk bankalarının notunu düşürdüler. Bunlar seçim üzeri yapılan manipülatif operasyonlardır. Bunların da kısmen etkisi var ama genel olarak bu ayrışma sadece bizde değil bütün gelişmekte olan ülkelerde. Dolar ve avronun üzerine seçimi etkileme gayretlerinin dolaylı bir şekilde yapıldığını biliyoruz. Tahmin değil biliyoruz. Ama onlar etkili olmaz. Biz tedbirlerimizi aldık bir sıkıntımız yok."
İşsizlik rakamları ile ilk 4 aylık büyüme oranına değinen Yıldırım, seçimden sonra reformlara, maliye ve para politikalarına gereken hassasiyeti göstereceklerini, üretime, istihdama ihracata, Doğu ve Güneydoğu'nun daha fazla yatırım çekmesine öncelik vereceklerini anlattı.
-"Çok makul fiyatlarla arabayı erişmiş olacaklar"
Başbakan Binali Yıldırım, yerli otomobille ilgili soruya şu cevabı verdi:
"Yerli otomobilin en önemli özelliği çevreci olması. Elektrikle çalıştığı için karbon salınımı olmayacak. Ciddi anlamda ithal bağımlılığını azaltacak. Yerli otomobili elde etmek kolay olacak. Satın alma maliyeti makul olacak. Arabalarda fiyatı artıran ÖTV'dir. Yüzde 70'e kadar çıkıyor. Dolayısıyla burada yerli enerji kullandığı için ÖTV meselesi de olmayacak. Çok makul fiyatlarla arabaya erişmiş olacaklar."
- Körfez Geçiş Projesi
İzmir'i ilgilendiren projeleri de anlatan Yıldırım, kentte yapımı düşünülen Körfez Geçişi Projesi'ni İzmirlilerin istemesi gerektiğine dikkati çekti.
Yıldırım, projenin İzmir'in kaderini değiştirecek bir proje olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Yola çıkıyoruz, ondan sonra birisi geliyor, taş koyuyor, sonra mahcup oluyoruz. Bu projeye son olarak bir dernek ve mimarlar odası dava açtı. Bunlar bizi çok yoruyor arkadaşlar. Biz sadece İzmir'de değil ama genel olarak hem vatandaşa hizmet yapmaya çalışıyoruz hem de sopa yiyoruz, bunu hak etmiyoruz. O yüzden sizlerin konuya daha çok sahip çıkmanız lazım. Daha çok gündemde tutmanız gerekiyor. Bunu, ancak sivil toplum kuruluşları ve halkın projenin heyecanına İzmirlilerin katılmasıyla aşabiliriz. Başka türlü yol alamayız."
(Bitti)