Başbakan Yıldırım, canlı yayında soruları yanıtladı

Başbakan Binali Yıldırım, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin, "Selahattin Demirtaş önce Kobani olaylarında halkı sokağa döküp, 53 masum insanın ölümüne sebep oldu. Bunun hesabını versin. Cumhurbaşkanı adayı olmadan bunun hesabı verilmesi gerek." dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 19.06.2018 20:46 GÜNCELLEME 19.06.2018 20:46 GÜNCEL
Başbakan Yıldırım, canlı yayında soruları yanıtladı

Yıldırım, Star TV'de yayınlanan "Nazlı Çelik ile Seçim Özel" programında yaptığı açıklamada, 24 Haziran seçiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy verme noktasında herkesin Türkiye'nin bekasını, iç ve dış tehditleri göz önünde bulundurarak, "cömert" davranacığına inandığını belirtti.

Yıldırım, "Kimse bir ülkenin maceraya sürüklenmesine rıza göstermez. Bahçeli, ülkücü camiasını bizden daha iyi bilir. Ama bizim de sahadan elde ettiğimiz intiba aynı yönde." diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği af konusundaki bir soru üzerine Yıldırım, AK Parti olarak duruşlarının belli olduğunu hatırlatarak, "Bizim bu konudaki duruşumuzda bir bir değişiklik yok. Zaten FETÖ ve terörle mücadele henüz bitmiş değil. Burada hem mağdurların hem de bu mücadeleyi yapanların azmini kırmak gibi bir düşüncemiz yok, buna da hakkımız yok. Biz terörle mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı.

- "Demirtaş, önce 53 masunun hesabını versin"

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaşı'ın cumhurbaşkanlığı adaylığına YSK'nın izin verdiğini anımsatan Yıldırım, şunları kaydetti:

"YSK mahkeme değil, onay verir. Hakkında ciddi suçlamalar var, doğrudur eğridir. 'Halkı isyana teşvik, terör örgütünün alenen propagandası yapmak, teröre teşvik, teröre lojistik destek sağlamak' var. YSK da kanunlara göre karar veriyor. Şu çarpık mantığı öne süremeyiz. 'YSK izin verdi o zaman dışarı çıksın.' Masumiyet karinesi var, insan hüküm giymedikçe suçlu sayılmaz, bu ayrı bir şey. Ama karar da verilmemiş nasıl serbest bırakılacak. Bizim dememizle olmaz. Türkiye bir hukuk devleti, mahkemeler bunun kararını verecek. Defalarca duruşmalarda tahliye için müracaatta bulundu, hepsi reddedildi. 'Hemen dışarı çıksın', kardeşim siz mahkeme misiniz, onun vereceği kararı siz mi vereceksiniz? Herkes görevini bilsin ve ona göre hareket etsin."

Demirtaş'ın TRT’deki konuşmasında kullandığı “bir oyluk canları var” ifadesine ilişkin soru üzerine ise Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Ben bunun üzerinde durulacak bir laf olduğunu düşünmüyorum. Gayri ciddi söylenmiş bir laf. Cürmü ne ki? Ateş olsa cürmü kadar yer yakar. Bu milletin teröre karşı zihni kapalıdır. Selahattin Demirtaş önce Kobani olaylarında halkı sokağa döküp, 53 masum insanın ölümüne sebep oldu. Bunun hesabını versin. Cumhurbaşkanı adayı olmadan bunu hesabı verilmesi gerek. Bölücülere PKK terör örgütüne, güvenlik kuvvetlerimizi şehit edenlere bir şey söylemezken, terör örgütü üyelerinin cenazelerine gitmeyenleri cezalandıracağım diyen bir adamdan bahsediyorum. Bunun, bu ülkenin cumhurbaşkanı adayı olması normal bir şey mi? Şu açıdan normal, bu Türkiye’nin ne kadar hoşgörülü, ne kadar demokratik ülke olduğunu gösteriyor. Ülkesini, milletini, bağımsız bütünlüğünü yıkmak isteyenlere bile şans veriyor. Batı demokrasileri baksın bundan ibret alsınlar. Avusturya’da ve Almanya’da bizim soydaşlarımızın konuşmasına bile tahammül edemiyorlar. Kimliklerini ifade etmelerine bile rıza göstermiyorlar."

- "Çözüm, PKK'nın, ülkemiz topraklarından tamamen kazınması"

Çözüm sürecinin sona erdiğini vurgulayan Yıldırım, "Çözüm mözüm yok. Çözüm, PKK terör örgütünün sonsuza kadar bir daha ortaya çıkamayıncaya kadar yok edilmesinden geçiyor. Kürtlerin bunların zulmünden kurtarılması lazım. İçeride ve dışarıda bu mücadele karlılıkla sürdürülecek. Bölgede insanımızın geri kalmasına neden olan bu uçları, üst aklı dışarıda olan bu örgütü, ülkemiz topraklarından tamamen kazıyacağız. Çözüm budur. Bu süreç de başlamıştır. Bu anlamda çözüm devreye girmiştir." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, PKK terör örgütüne yönelik operasyonlar sayesinde şu anda Doğu ve Güneydoğuda insanların dağlarda, yaylarda, şehirlerde, köylerde rahatça dışarı çıkabildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"PKK bir kere terör örgütüdür, ülkemize büyük zarar vermiştir. Bizim Kürt vatandaşlarımızın siyasi partilerinin olmasına itirazımız yok. Bizim itirazımızı kendini PKK esaretinden kurtaramayan, PKK’yı açıkça lanetlemeyen, karşı çıkmayan bir siyasi kadro. HDP, 7 Haziran seçiminde bir kez daha PKK terör örgütünün esareti altında olduğu göstermiştir. Herkes siyaset yapabilir ancak ülkeyi bölmek için siyaset yapmak, propaganda zaten yapıyorlar, bölücülere lojistik sağlamak, iş birliği yapan partilerin bu ülkeye verebileceği bir şey yok. Türk ve Kürt vatandaşlarımıza hiçbir faydası yok. Onca insanın ne kadar acılar çektiğini, ne kadar güvenlik güçlerimizin şehit olduğunu hatırlayalım. Bugünlere dönmeyi kimse istemiyor. Yani HDP, PKK’nın güdümünde ve esaretinde çıkmadıkça bizim duruşumuz nettir."

(Sürecek)

KAYNAK : AA