"Balık tüketimi artırılmalı"

Öztürk yaptığı açıklamada, 1 Eylül'de denize açılmaya hazırlanan balıkçılara bereketli bir sezon dileyerek tüketicilere yeni sezonda bol bol balık yemelerini tavsiye etti.

Bu sezon denizlerde balığın bol olacağına dair işaretlerin geldiğini ifade eden Öztürk, "Balıkçılarımız ve balıkçılığımız daha fazla desteklendikçe, balığımız sofralarda başköşede yer aldıkça ülkemizin kalkınması ve sağlıklı nesillerin yetişmesi mümkün olacaktır." dedi.

Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olduğunu anımsatan Öztürk, şunları kaydetti:

"Ülkemizin deniz ve iç su kaynakları yüzey alanlarının toplamı 25 milyon hektar. Bu büyüklük, ülkenin toplam tarım alanlarına yakın. Ancak Dünya Gıda Örgütü’nün verilerine göre dünya su ürünleri üretimi 170 milyon ton iken, ülkemiz 500-700 bin ton üretim ile ancak binde 5 pay alabiliyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2017’de avcılık yoluyla 354 bin 318 ton, yetiştiricilik yoluyla 253 bin 395 ton olmak üzere 630 bin 820 ton su ürünleri üretimi gerçekleştirildi. Bu rakamlar, bir yarımada olan ülkemizin potansiyeline göre yeterli değil. Balıkçılıkta hak ettiğimiz yerde değiliz."

- "Ege'nin payı yüksek"

Öztürk, 629 kilometre kıyı şeridine sahip İzmir'in, gerek yetiştiricilik gerekse avcılık üretimi açısından su ürünleri üretimi için önemli potansiyele sahip olduğuna dikkat çekti.

Ege'nin deniz ürünleri avcılığında payının yükseldiğine dikkat çeken Öztürk, "2016 yılında yüzde 10,6 olan ülkemiz deniz ürünleri avcılığında Ege Bölgesi'nin payı geçen yıl yüzde 14,8'e yükseldi. Balıkçı gemisi sayısında İstanbul’dan sonra ikinci sırada İzmir yer alıyor. İzmir'de 44 su ürünleri kooperatifi, toplamda 28 balıkçı barınağı var. Türkiye'nin deniz balıkları yetiştiricilik tesislerinin toplam üretim kapasitesinin yüzde 35'lik kısmı ilimizde bulunuyor. 850 milyon dolara ulaşan su ürünleri ihracatının yüzde 29'u İzmir'den yapıldı." ifadelerini kullandı.

Öztürk, Türk balıkçılığının temel sorununun sürdürülebilir üretim olduğunu, avlanma kotası uygulaması ve yasadışı avcılığın önlenmesi gerektiğini belirterek "Bölgemiz balıkçılığının bir sorunu kıta sahanlığının kısıtlı olmasıdır. 8 kilogram olan kişi başı tüketimi KDV indirimi ve tüketim kampanyaları ile artırmak durumundayız. Balıkçı gemilerinin lojistik liman eksikliği, balıkçı barınaklarının kooperatiflere kiralanmasında yaşanan gecikmeler, kooperatifler üzerinde Milli Emlak payı yükü, barınakların balıkçılık ve turizm arasında dengeli kullanımı, balıkçı barınaklarına yeni atık alım tesisleri kurulması diğer konular arasında yer alıyor. Yetiştiricilikte üretim planlaması, yeni türlerin üretiminin teşviki ve Su Ürünleri Organize Bölgesi kurulması son derece önemlidir. Kıyı balıkçılığı konusunda tüketici bilinçlendirilmeli, balıkçı teknelerine hizmet verecek nitelikte yeni çekek yeri imkânı sağlanmalı, balıkçılara uygun faizli ve vadeli kredi sağlanmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.