Yaşadığınız şiddet sizin suçunuz değil!

Radyo 7 Eda Özdemir Çelebi'nin hazırlayıp sunduğu Eda'yla Gün Ortası'nın program konuğu Mor Çatı Gönüllüsü Zelal Yalçın oldu. Kadına şiddette toplumun duyarlılığı, şiddet nasıl önlenebilir? Şiddete dair herşey konuşuldu...

ABONE OL
GİRİŞ 07.11.2012 09:19 GÜNCELLEME 07.11.2012 09:19 KADIN
Yaşadığınız şiddet sizin suçunuz değil!

Eda : Kadına şiddet hayatın her döneminde var. Mor Çatının kuruluş amacı da bu yönde,biraz bahseder misiniz ?

Zelal YALÇIN : Mor Çatı 1990 yılında kuruldu.Kadına şiddet bu yılda başlamadı tabi,kadının varoluşundan beri olan bir şey.Ancak 1980 sonrasında Türkiye'de kadına yönelik şiddetle ilgili bir farkındalık oluşmaya başladı.Kadın hareketinin daha güncelleştiği,ikinci dalga feminizm dediğimiz hareketin ortaya çıktığı,aile içi şiddete yönelen ve bakan bir kadın bakış açısının ortaya çıktığı bir döneme tekabül ediyor.

Eda : Türkiye'de kadınlar şiddetten muzdarip,önüne neden geçilemedi ?

Zelal YALÇIN : Bu çok uzun bir süreç.Bir an da bitmesi ve durdurulması çok mümkün olan bir şey değil.Öncelikle yapılması gereken bir dizi faaliyet var.Hükumetin gerekli önlemleri alarak hayata geçirmesi gerekiyor.Baştan aşağı kadın ve erkek kurgularımızı tekrar düşünmemiz gerekiyor.Kadınların bu toplumsal yapı içerisinde  ikinci konuma atıldığı,eşit görülmediği bir yapı içerisinde şiddet kendisini tekrar üretmeye devam edecektir.

Eda : Şiddetin oluşmaması için ne gibi tedbirler alınmalı ? Devletin önlemleri yeterli mi ?

Zelal YALÇIN : Devletin önlemi yeterli değil,öyle olsa bugün bu konuyu konuşuyor olmazdık.Dünya ekonomi forumu geçtiğimiz günlerde bir rapor açıkladı.Bu rapor,kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla ilgili bir rapor.135 ülke içerisinde Türkiye 124.sırada yer aldı.Daha önce ki yıllarda da durum bu ve üzeri oldu.Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi adı altında bir sözleşme var.Sözleşme SEDAV olarak geçer.İki yıl önce sözleşme gözden geçti.Maalesef,altı yıl önce verilen tavsiyelerin bir çoğunun aynı şekilde o raporda yinelendiğini gördük.Onun dışında her gün gazetelere fiili olarak yansıyan cinayet haberleri var.Medya önceden bu haberleri 3.sayfa da yayımlarken şimdilerde daha gözler önüne sererek 1.sayfaya taşıdı.Yani medya daha duyarlı davranmaya başladı.

Eda : Şiddetin çeşitleri var mı ? Sadece gözle görülen bir durum  mu ?

Zelal YALÇIN : Şiddet sadece yüze,göze vurmak demek değildir.Bu işin yüzeysel kısmıdır. Ekonomik şiddet diye bir şey var.Kadının çalışma özgürlüğünün kısıtlaması ki,bu yasalarda 1998 yılına kadar geçerli bir durumdu ama şimdi böyle bir şey yok.Bir kadın kendi işletmesini açarken eşinden imza alması gerekiyordu.Şimdi ki yasalarda bunun olmaması çok önemli bir adımdır.Bu zihniyeti taşıyanlar hala var.Türkiye'deki istihdam oranı % 26 çalışan kesim açısından çok geri bir noktada.Bir kadının çalışma hakkının,eğitim hakkının engellenmesi bu temel insan haklarından mahrum kalmasına,hem ekonomik özgürlüğünün engellenmesine neden oluyor.

Eda : Aileden sorumlu devlet bakanımız Sayın Fatma Şahin tarafından hayata geçirilen bir buton çalışması var.Siz ne düşünüyorsunuz ?

Zelal YALÇIN : Projenin  detaylarını çok  bilmiyorum ama bunlar bazen bize çok popüler şeyler gibi geliyor.Bir butona basın hayatınız kurtulsun.Yanınızda sprey taşıyın sıkın ve sorunlarınızı çözün.Sihirli bir deynek değil açıkcası bu tarz uygulamalar.Öncelikli olarak polise giden kadına evine geri dön zihniyetinden geri durduruğu,sığınaklara giden kadınların orada ihtiyacı kadar kalabildiği ve ondan sonra da vara çocuklarıyla beraber  desteklenebildiği,ekonomik olarak desteklenebildiği,eğer boşanma sürecindeyse tüm desteklerin sağlandığı bir sistem kurulursa ,butonlar gibi yatırımlardan ziyade daha farklı yaklaşımlar içinde bulunulması gerektiğini düşünüyorum.

Eda : Toplum şiddete karşı duyarlı mı ? Engellenmesini istiyor mu ?

Zelal YALÇIN : Erkekler açısından şöyle bir durum var.Elbette ki psikopat olmadıklarını,gereksiz yere bunu uygulamadıklarını paylaşmak gibi bir ihtiyaç duyuyorlar.Şiddet gösteren erkek ertesi gün elinde çiçekle bazen yalvararak bazen de ağlayarak kadının kapısına gidiyor.Kadında seviyorsa engellenmesini istiyor ve affediyor.Anne,baba ve çevreden duyulan çeşitli sözler de şiddetin ta kendisi oluyor.Duyulan sözler arasında ; Evden gelinlikle çıktın,kefenle gelirsin,dul kadın mı dedirteceksin kendine,hepimiz çektik  gibi sözler toplumun zihniyet biçimi.Bu avrupa da böyle değil.İnsanlar durdurmak için çaba harcıyor.Bu durum eğitimli eğitimsiz tüm kadınların başına geliyor.Özel şoförüyle bize gelen şiddet görmüş kadınlar biliriz.

Eda : Çocuklar ve erkekler şiddetin neresinde ?

Zelal YALÇIN : Çocuklar şiddetin göbeğinde,erkekler de bir tarafındalar.Genel de şiddeti uygulayan erkeklerdir.Çocuklar için şöyle bir süreç var.Fiziksel şiddet,cinsel istismar görünenler arasında.Ama bu boyuta gelmediğini var saydığımızda dahi bir çocuğun annesine karşı uygulanan şiddeti görmesi de bir şiddet biçimidir.Hiç birimiz sevdiğimiz bir insana şiddet uygulanmasını istemeyiz.Hem psikoloji olarak hem ruhsal olarak çocukları çok etkiliyor.Dolayısıyla çocuğa yönelik şiddet bambaşka birşey (fiziksel şiddet manasında söylüyorum )Ama istismar olaylarıyla da karşılaşıyoruz.Daha çok cinsel istismar yönünde oluyor.

Eda : Mor Çatı kadın sığınağı olarak size gelenleri nasıl yönlendiriyorsunuz ?

Zelal YALÇIN : Şiddete maruz kalan her kadın bize ulaşabilir.Biz bir vakıfız ve bu süreci gönüllü ve çok sınırlı kaynaklarla yürütüyoruz.Şiddetle ilgili bir farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz.Bu temel varoluşlarımızdan birtanesi.” Yaşadığınız şiddet sizin suçunuz değil”  temel yaklaşımlarla ilişki kuruyoruz.Hafta içi saat:10.00-16.30 arasında ulaşan kadınlara hangi kanallara ulaşabilir?,neler yapabilir?,bizden nasıl faydalanabilir ? bununla ilgili görüşmeler yapıyoruz.Yanısıra bir sığınma evimiz var.Kapasitesi 18 kişi.Kaynaklarımız  bu kadarına yetiyor.Biz kadınların özgürce yaşayabildiği,kendi hayatını sürdürebilme sorumluluğunu alabildiği bir yaşam istiyoruz.