Davutoğlu'ndan Kıbrıs'ta tazminat resti
KKTC'de temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile heyetlerarası çalışma yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
ABONE OLDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AİHM'nin aldığı tazminat kararında iç tutarlılık olmadığını belirterek, "Biz karşımıza taraf olarak çıkartılan devleti tanımıyoruz. Muhatap olarak değil, siyasi olarak da tanımıyoruz. Siyasi olarak tanırsın muhatap olarak görmezsin. Dolayısıyla herhangi bir şekilde AİHM'nin bu yönde aldığı bir kararı biz bizim açımızdan bir müeyyide olarak, yerine getirilmesi gereken bir karar olarak görmüyoruz. Bu konuda da herhangi bir işlem yapmayacağımızı da açık bir şekilde söyledik" dedi.
KKTC'de temaslarda bulunan Bakan Davutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile heyetlerarası çalışma yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu, Soma'daki maden kazası sonrası kendilerine verdikleri destekten dolayı Cumhurbaşkanı Eroğlu'na teşekkür ederek, "Gerçekten çok büyük bir acı yaşadık. Bu acı, dünyanın her bir köşesindeki Türkleri, dost ve kardeş halkları, bütün insanlığı derinden etkiledi. Buradan bir kez daha, dünyanın neresinden olursa olsun, hangi ırktan, dinden, etnik kökenden olursa olsun, bu acımızı paylaşan bütün dünya liderlerine, bütün ülkelere ve bütün halklara teşekkürümü tekrar ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Kıbrıs müzakere süreci
Müzakere sürecinde son durumu değerlendirmek için Eroğlu ile bir araya geldiklerini kaydeden Davutoğlu, görüşmede son 6 ay içinde yaşanan gelişmeleri gözden geçirerek, müzakere sürecinde alınan ilerlemeleri ya da karşı karşıya kalınan sıkıntılar varsa bunları ele almak, birlikte değerlendirmek istediklerini söyledi.
Kıbrıs'ta kapsamlı çözüm için BM'nin ve diğer müzakerelerin parametrelerine dayanan bir referans metni olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bu referans metninin çok önemli olduğunu, bundan sonra da bu referans metninin önümüzdeki müzakere sürecine ışık tutacağını dile getirdi.
Tarafların uzun bir aradan sonra 11 Şubat'ta bir araya geldiğini kaydeden Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun liderliğinde ve KKTC'nin bütün taraflarının da katkı ve destekleriyle pozitif bir atmosferde görüşmelerin başladığını aktardı.
"Tabi, gönül isterdi ki bu müzakereler doğrudan liderler düzeyinde ve çok daha sık şekilde yürütülmüş olsun ama her halükarda bu müzakerelerin başlaması ve bir ivme içerisinde yürümesi bir ilerlemedir" diyen Davutoğlu, "Bu iradenin yansımasını biz aslında 27 Şubat'ta çapraz ziyaretler dediğimiz ziyaretlerin gerçekleşmesiyle gördük. Yunanistan Dışişleri Bakanı meslektaşım Sayın Venizelos'un da birlikte mutabık kaldığımız ve çapraz ziyaretler gerçekleştirildi. İlk kez bir KKTC yetkilisi Atina'yı, GKRY baş müzakerecisi de Türkiye'yi ziyaret etti" değerlendirmesinde bulundu.
"Kıbrıs'taki kriz, zamana oynayarak çözülemez"
Kıbrıs'taki krizin zamana oynayarak çözülemeyeceğini de vurgulayan Davutoğlu, "Bir kere herkesin farkında olması gereken bir durum var. Bu dün çıkmış bir kriz değil, yarım asrı geçmiş. Zaten çözümü gecikmiş bir kriz. Zamana oynayarak, zamana yayarak bu krizi çözmek mümkün değil. Zamana yayarak Türkiye ya da KKTC üzerine herhangi bir şey empoze etmek mümkün değil. Dolayısıyla yapılması gereken en rasyonel tutum, bir an önce çözüme yönelecek şekilde kararlı bir müzakere yönetmektir" diye konuştu.
"Türkiye her zaman KKTC'nin yanında"
Türkiye'nin her zaman KKTC'nin yanında olduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güçlü bir devlet olarak her zaman KKTC'nin yanında yer aldığını söyledi.
"Buradaki her bir kardeşimizin en ufak bir kaygısı, en ufak bir gözyaşı bizim kaygımız, bizim sıkıntımız olmuştur" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Hiçbir zaman buradaki kardeşlerimizi, soydaşlarımızı kaderlerine terk etmedik, terk etmeyiz de. Ancak şunu da bilsinler, KKTC halkı çok zorlu günlerden geçti, çok çetin sınavlardan geçti, o sınavlara karşı direnme gücü temelde kendilerine olan öz güvenlerindedir. Kendilerine güvendikleri zaman, bir ve beraber olduklarında hangi senaryoda olursa olsun, hangi çözüm formülü ya da çözümsüzlük istemeyiz ama çözümsüzlükte olsun onları ayakta tutacak olan kendilerine olan güvenleridir bir, Türkiye'ye olan güvenleridir iki. Bu iki güveni sağlam tutsunlar, kendilerine güvenlerinin yansıması kendi seçtikleri insanlara güvenleridir yani başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere. Demokrasilerde vatandaşlar kendi iradelerine ve kendi iradeleri ile seçtikleri insanlara güvenirler. Ona o gerçekleştiğinde KKTC'nin siyaseti de ekonomisi de daha güçlü olur. O gerçekleştiğinde zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne güvenenlerin şimdiye kadar hiçbirisinin başı eğik olmamıştır."
"AİHM'nin kararını müeyyide olarak görmüyoruz"
AİHM'nin aldığı tazminat kararıyla ilgili de konuşan Davutoğlu, AİHM'nin kararlarına saygı duyduklarını, ancak bu kararların alınış süreci, kararlarda yapılan atıflar, kararların tarafların karşı hukuki muhatap olma nitelikleri bakımından da iç tutarlılıklarına baktıklarını söyledi.
AİHM'nin aldığı kararda iç tutarlılığın olmadığına işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Biz karşımıza taraf olarak çıkartılan devleti tanımıyoruz. Muhatap olarak değil, siyasi olarak da tanımıyoruz. Siyasi olarak tanırsın muhatap olarak görmezsin. Dolayısıyla herhangi bir şekilde AİHM'nin bu yönde aldığı bir kararı biz bizim açımızdan bir müeyyide olarak, yerine getirilmesi gereken bir karar olarak görmüyoruz. Bu konuda da herhangi bir işlem yapmayacağımızı da açık bir şekilde söyledik. Bu hukuki bir mütalaamızdır. Siyasi mütalaa olarak da bu kadar pozitif bir momentum oluşmuşken adada, bir çözüme gidiliyorken 20 sene önce başlayan bir dava, şimdi 2001'den bu yana da 2010'da canlandırılmış bu davayı tam da bu dönem içinde sonuçlandırmak, bu pozitif gündemi maalesef sabote etmek anlamına geliyor."