Türkiye'yi karıştıracak Budizm misyonerliği iddiası

A Haber'de yayınlanan Mehmet Ali Önel Yönetimindeki Deşifre Programı yine çok çarpıcı bir dosya ile ekrana geldi.

Yüzlerce yoga ve meditasyon merkezinin faaliyet gösterdiği Türkiye"de, medyanın da yönlendirmesiyle, binlerce insan daha uzun ve sağlıklı bir yaşam vadeden bu merkezlere akın ediyor.

"İntiharın eşiğinden yogayla döndü", "Yoga bedeni ve zihni eğitiyor", "Depresyona birebir!", "Yoga ile saf arzuyu bul","İşte bilgeliğe giden dört yol" gibi medyada yer alan bu tarz özendirici haberlerle zihinlerindeki sorulara cevap arayan insanlar, yoga ve meditasyon merkezlerinin yolunu tutuyor...

Uzakdoğu felsefesinin ürünü "Yoga ve Meditasyon" acaba ne kadar masum ? İşte dün akşam yayınlanan Deşifre Programı'nda bu soruya yanıt arandı..

Programa Yoga Antrenörleri Derneği Başkanı Akif Manaf, Psikiyatrist Dr.Hamdi Kalyoncu ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kürşat Demirci konuk oldu.

Programda söz alan Akif Manaf "Yoganın çıkışı 3 bin seneye dayanır, bir spor aktivitesi olarak başlamış. Hindular Yoga bizim kültürümüz diyor. Ancak Yoga Hinduizm'den daha eskidir. Hindular ve Budistler Yogayı dini ritüellerinde meditasyon olarak sunuyorlar. Türkiye'de de yoga ve meditasyon merkezlerinin %80"i Budizm misyonerliği yapıyor. Televizyona çıkmazlar, itiraf etmekten korkuyorlar. Beni de yayına çıkmamam konusunda arayanlar oldu..." şeklinde konuştu...

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Demirci de son yıllarda Batı"da yoğun ilgi gören ve Türkiye'de de zemin bulmaya çalışan sapkın New Age Tarikatları ile ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu..

Demirci "New Age Dinleri dediğimizde yeni dünya dinlerini anlıyoruz. ABD ve Türkiye"de de son yıllarda çok arttı. Semavi Dinlere Karşı Duruyorlar. Aslında modernite ile doğuyorlar. İnsanın yalnızlaştığı dönemde içinde bulunduğu dinleri yetersiz hissetmesiyle onlara günlük mutluluk veren bu dinlere yöneliyorlar. Kendisinin tanrı olduğu bir sürece kadar gidiyorlar. Önce insanı tanrılaştırıyorlar sonra da haşa kendileri tanrılaşıyor. Psikolojik olarak bunu kabul ediyor." yorumunda bulundu...

Demirci; Mehmet Ali Önel'in "Bu dinler niçin Türkiye'de faaliyet gösterme gereği duyar ? Sorusuna "Bütün dinler kendilerini tanıtma gereği duyar, Türkiye gibi ülkelerde de maalesef bu tür boşluklar var."yanıtını verdi..

Gazeteci Ertuğrul Özkök'ün Budizmi övüp, Semavi dinleri yermesini eleştiren, Psikiyatrist Hamdi Kalyoncu da "Kimi kiliseye gidiyor günah çıkarıyor, bunları yargılamamak lazım. Ancak tek tanrılı dinlere karşı aşağılayıcı konuşmayı gerektirmez. Hiç bir inanç, bir inancı kabul etmiş gibi gösterip, kabul etmemiş olmayı gerektirmez." Eleştirisinde bulundu.