85 yaşında ilmek ilmek kilim dokuyor
40 yıl önce aldığı dokuma tezgahıyla çocuklarını büyüten Yugoslavya göçmeni Feride Ertaş, aynı dokuma tezgahı ile kilim dokumayı sürdürüyor.
ABONE OLİzmir’in Seferihisar ilçesinde 40 yıldır kendi dokuma tezgahı ile kilim dokuyan 85 yaşındaki Feride Ertaş, ilmek ilmek dokuduğu kilimlerden birini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a hediye etmek istediğini söyledi.
40 yıl önce Seferihisar’dan aldığı dokuma tezgahı ile çocuklarını büyüten Yugoslavya göçmeni 85 yaşındaki Feride Ertaş, aynı dokuma tezgahı ile kilim dokumaya devam ediyor. Oturduğu evinden taşınınca çocuğu gibi sevdiği dokuma tezgahından ayrılmak istemeyen ve tezgahı Seferihisar Belediyesi Anı Evi’ne hediye eden Feride Ertaş, haftada 4 gün anı evine uğrayarak yeni nesillere kilim dokumayı öğretiyor. Kilim dokumadığı günlerde de sadece dokuma tezgahını görebilmek için bastonuyla anı evine geldiğini söyleyen Ertaş, dokuduğu kilimlerden birini de Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın İzmir ziyaretlerinde kendilerine hediye etmek istediğini belirtti.
“DAHA GÜZEL YUMAKLAR ALIRIM”
Dokuduğu kilimlerin Türkiye’nin yanı sıra Almanya’ya kadar gittiğini ifade eden Ertaş, “Almanya’dakiler kıyıp da yere atılmaz diye duvara asmışlar. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun hanımına da kilim verdim. Herkes beğeniyor. Kilim dokumak zor değil. Gücün olduğu kadar yapabiliyorsun ama zahmetli bir iş. Gücüm yeterse satış da yapacağım ama şu anda talebelere kilimlerimi bağış olarak veriyorum ya da kilim dokumayı öğretiyorum. Arkamdan bir rahmet okuyan olursa memnun olurum. Kilimlerimden birini Cumhurbaşkanına ve Emine Hanım’a hediye etmek isterim tabii. Daha güzel yumaklar alırım. Yaparım keşke gelseler de ellerine versem. Gelirse elimle vermeyi düşünürüm” dedi.
“ÇOCUĞUM GİBİ”
Ellerinde artık güç kalmadığını ama anı evine gelip emektar dokuma tezgahını görünce canlandığını belirten Ertaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bırakamıyorum çocuğum gibi. Kilim dokumasam bile geliyorum tezgahı görüyorum bazen bir çay da içip öyle gidiyorum. Kendi evladım gibi oldu. Kaç sene onun ekmeğini yedim. Ortaya bir şey çıkarınca da mutlu oluyorsun.”