'Sıradışı' yazardan yine çok konuşulacak roman!

Değişen dünya düzenine dikkat çekici bir bakışla ışık tutan 'Sır Küpü' adlı roman raflarda yerini aldı. Gazeteci Turgay Güler'in kaleme aldığı roman, Avrupa'nın karanlık çağlarından günümüze kadar uzun bir yolculuğa çıkarıyor.

ABONE OL
GİRİŞ 09.05.2013 10:23 GÜNCELLEME 09.05.2013 13:53 KİTAP
'Sıradışı' yazardan yine çok konuşulacak roman!

Ülke TV'de yayımlanan Sıradışı programı ile tanınan Turgay Güler, bu kez karşımıza ses getirecek yeni romanı Sır Küpü'yle çıktı. Raflardaki yerini alır almaz yoğun ilgi gören ve çok okunanlar arasına giren romanda özellikle 'Sır Küpü' olarak tarif edilen kişi büyük merak uyandırdı.

İlk romanı Mehdix ile şaşırtan Güler, yeni romanında okuyucuya şok etkisi yapacak bir kaos teorisi öne sürüyor. Başbakan'a suikast var! İsrail'in sonu geldi! Yahudiler'i yaktılar! Urda'daki kral mezarında bir şey bulundu!

Küresel ekonomide dengeler değişiyor, tefecilerin kiliseleri bile haczettiği Avrupa'da tehlike çanları çalmaya başladı.

YOĞUN İLGİ GÖREN ROMANDA NELER BULACAKSINIZ?

Kartlar yeniden karılıp dağıtılırken, Türkiye bu kez oyunu dışarıdan seyretmiyor. Çünkü elindeki kartları cesaretle açmayı, oyuna dâhil olup, "ben de varım" demeyi başardı. 'Sır Küpü', Avrupa'nın karanlık çağlarından başlayarak Bursa'ya kadar uzanıyor.

Nüfusu giderek yaşlanan Avrupa, artık Türkiye için de cazibesini kaybetti. Dahası, güçlenen Türkiye artık geleceğini Avrupa'da görmüyor. Turgay Güler, yeniden inşa edilen dünyayı ve bu dünyadaki Türkiye'nin rolünü, bu romanda analiz ediyor. "Neler oluyor ve neler olacak?" sorusuna, çarpıcı analizlerle cevap veriyor.

Peki sır küpü gerçekte kim? İsrail'in gerçekten sonu mu geldi? İsrailoğulları nasıl soykırıma uğradı?

Gazeteci Turgay Güler, yeni romanında bir başka bilinmezi de ortaya çıkarıyor. Urfa'da iki genç, tarihi kral mezarında ne buldu?

Romanın dikkatleri yoğunlaştırdığı bir başka nokta da, Türkiye'nin Dünya ülkeleri arasında geldiği son nokta ve kat ettiği zorlu yollar. Geride kalan yüz yıl içerisinde "hasta adam" olarak ölüme terk edilen Türkiye'nin, nasıl yoğun bakımdan çıkıp ayağa kalkmayı ve dünyayı şaşırtmayı başardığını Turgay Güler'in kaleminden okuyacaksınız.

ROMANDA GÜLER'İN BİR ÜLKENİN DOĞUŞUNU TARİF ETTİĞİ ÇARPICI BÖLÜM

.............................

Sonra da Levi mektupta yazılanları anlatmaya başladı.

Ondan ilk isteği, sonsuza kadar ölmemesi oldu.

"Hiç ölmeyeceksin." dedi.

"Bu nasıl olacak ki?"

"Evlat, bunu sen bulacaksın, ama ölmeyeceksin."

Ardından diğer isteğini söyledi. Bu istek çalışıp bir bahçe satın almasıydı.

"O bahçeyi öyle büyüteceksin ki, orası senin ve kardeşlerinin vatanı olacak. Sen o vatanın kralı olacaksın. Başka vatanların kralları kraliçeleri senin emrinde olacak. Dünyadaki herkesi o bahçede yetişenlerle besleyeceksin. Bahçende yetiştirdiklerini istediğine vereceksin. İstemezsen vermeyeceksin. Dilersen, aç kalıp ölecekler. Ekmek isteyene tohumu sen vereceksin. İstemezsen vermeyeceksin. Almak için ayaklarına kapanacak, yalvaracaklar. Verdiğin tohumun meyvesi lezzetli zehir olacak. Bir tarlaya bir kez düşecek. Hasadı tek olacak. Yine kapına gelecekler, yine yalvaracaklar. Sen istersen vereceksin. Kendin ve kardeşlerin onlara verdiklerinden yemeyeceksin. Kendin ve kardeşlerin için tohumu kendinden çıkan ürünler yetiştireceksin."

Rukofil, Levi'nin sözlerini dikkatle dinliyor ama hiçbir şey anlamıyordu.

"Bunları ben nasıl yapabilirim?"

"Ölmeyerek yapabilirsin!"

"Ama bu imkânsız, nasıl ölmem? Bugün olmasa bir gün öleceğim!"

"Söz vermiştin, ölmeyeceksin!"

Rukofıl, Levi'nin bu sözlerinin ardından sustu ve dinlemeye devam etti.

Torununa "ölmeyeceksin" diyordu Levi ancak; kendisi an be an kötüleşiyordu. Bunu hissettirmemek için de yoğun çaba harcıyordu. Hem hissettirmemek, hem de vasiyetini tamamlamak için.

Bir süre soluklandıktan sonra devam etti;

"Bütün insanlığı hasta edeceksin, sonra onlar kapına gelip derman dilenecekler. İlacı sende olacak. Dilediğine vereceksin, istemezsen vermeyeceksin. Dilersen yaşayacaklar, dilemezsen ölecekler."

Levi bu sözlerin ardından öksürmeye başladı. Kadına bakıp bir yudum su istedi. Suyu içip öksürüğünü yatıştırdıktan sonra devam etti.

"Sen bütün dünyadan çok olacaksın. Az olsan da çok olacaksın. Sen herkes olacaksın, ama hiç kimse sen olmayacak. Sen acıtacaksın, ama o bağırmayacak. Acıtan da bağıran da sen olacaksın. Onları azaltacaksın, ama sen savaşmayacaksın. Sen yeryüzüne savaş tohumları ekeceksin. Başkalarına biçtireceksin."

Levi, bu son sözlerinin ardından anlatmaya ara verdi. Çünkü zavallı çocuğun kafası allak bullak olmuştu. Şaşkınlık içinde onu dinliyor, ancak duyduklarını anlamlandıramıyordu.

Levi bunun farkındaydı.

"Bak evlat, tüm bunları yapabilirsin. Sana şimdi anlamsız gelebilir. Ama bunlar zor değil. Bunları yapabilmek için sana en sonunda bir öğüdüm olacak. Rahat ol."

"Peki dede, dinliyorum. Size söz veriyorum annemin ve kardeşlerimizin intikamını alacağım."

"Aferin evlat."

Levi vasiyetini kaldığı yerden sürdürdü.

"Bak evlat son olarak Musa'nın asasını Süleyman'a vereceksin. Sonra o Süleyman Mesih'e taht olacak."

Levi bunları yapabilmesi için Rukofil'e bir öğüt verdi. O öğüt mektubun son paragrafında yazılıydı. Ve mektup daha birçok sır ve gizemle doluydu. Bu yüzden ezberlemesini ve yakmasını istemişti.

Sonra kadından onu bu ülkeden çıkarmasını istedi.

"Evlat, bu kadın seni bu topraklardan çıkarıp uzaklara götürecek. Müslümanların yanına sığın. Onlar sana zarar vermezler. Ama asla onlardan olma. Ölme, acıma. Kardeşlerini bahçende topla."

Levi daha sonra Rukofil'in kulağına eğildi ve bir şeyler fısıldadı. Belli ki bu son söylediğini ondan başka kimsenin bilmesini istemiyordu. Bir saat kadar sonra da fenalaştı. Oracıkta öldü. Rukofil artık ağlamıyordu. Onu mağaraya terk edip, kapısını da ağaç dallarıyla kapattıktan sonra yola koyuldular.

Oysa Rukofil'in daha soracağı ne çok soru vardı.

İnsanları öldürmek istemesinin anlamı neydi? Bunu yaparsa, annesini ve diğerlerini öldürenlerle aralarında ne fark olurdu? Peki, hiç bu olaylara bulaşmayanların suçu neydi? Hem hiç ölmeden nasıl yaşayacaktı? Hadi yaşadı, gelecek yıllarda bütün insanlar kardeşçe yaşayamazlar mıydı?

..................................

Kitap hakkında teknik bilgi almak ve sipariş şartları için bu linki kullanabilirsiniz

KİTABIN KÜNYESİ

Roman'ın adı: Sır Küpü

Yazar: Turgay Güler

Yayınevi: Hayat Yayıncılık

Türü: Roman

Yayın tarihi: Mayıs 2013

Sayfa sayısı: 264 sayfa,

ISBN: 9786051510149

KAYNAK : Haber7