Vatikan arşivlerinin 19. ve 20. yüzyıla ait belgeleri Türkçe kataloglanıp yayınlandı
Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Aksoy, Vatikan arşivlerinde 19. ve 20. yüzyılın başını kapsayan dönemde Türk tarihine ilişkin buldukları belgeleri kataloglayarak bir kitap haline getirdiklerini bildirdi.
ABONE OLVatikan arşivleri içindeki Arşivcilik-Paleografi ve Diplomatik Uzmanlık Okulu'ndan mezun olup Vatikan Devleti tarafından "arşiv uzmanı" unvanı alan ilk ve tek Türk araştırmacı Canan Parmaksızoğlu Aksoy, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle arşivlerde Dr. Rinaldo Marmara ile 2019'da başlayıp yakın zamanda tamamladıkları önemli projenin detaylarını AA muhabirine anlattı.
Vatikan arşivlerindeki belgelerin yan yana konulduğunda yatay uzunluğunun yaklaşık 87 kilometreyi bulduğunu belirten Aksoy, "Bu arşiv, dünyanın en zengin arşivlerinden biri olarak kabul ediliyor. Burada tüm devletlerin tarihiyle ilgili milyonlarca arşiv belgesi var. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı Devleti ile de ilgili çok fazla belge var. Katolik ruhban sınıfında millet kavramı bulunmuyor. Dolayısıyla buradaki belgelerin bir milli siyasi görüşü yansıtmadığı ve objektif olduğu düşünülüyor. O yüzden tarihi vakalarda kanıt olarak kullanılıyor, referans niteliği taşıyor. Buradaki belgelerin, Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı Devleti tarihiyle alakalı da büyük önem taşıdığı hatta bazı meselelerimize ışık tutabileceği düşünülüyor. Bu bakımdan pek bilinmeyen bir arşiv. Bu açıdan çok önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
"Vatikan Merkezi Devlet Arşivi", "Vatikan Apostolik Arşivi ve Propaganda Fide Kurumu Arşivi" gibi Vatikan'ın iki önemli arşivinden Türk tarihiyle ilgili belgelerin, ilk kez kataloglanıp yayınlandığına dikkati çeken Aksoy, proje yöneticisi olduğu kitapla ilgili şunları söyledi:
"Bu kitap, bir araştırma projesinin ürünüdür. Ocak 2019'da başlayan, Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından desteklenen (Vatikan Arşivleri'nde Tarihimizle İlgili Belgelerin Araştırılması) projenin kitabıdır. Bu proje, şahsım ve Sayın Dr. Rinaldo Marmara tarafından gerçekleştirildi. Bu proje, Vatikan arşivlerinde tarihimizle ilgili belgelerin araştırılması, tespit edilmesi, temin edilip kataloglaştırılmasını kapsıyordu."
Bu arşivlerde Türk tarihiyle ilgili araştırma yapmanın son derece zor olduğuna dikkati çeken Aksoy, "Arşivlere kabul edilmenin güçlüğü, tarihimize ilişkin belgelerin tespiti, eski İtalyanca, Latince hatta Fransızca gibi dilleri ve ayrıca hitap şekillerini bilme gerekliliği ve doğru tarihlendirme yapabilme hususları var. Bunlar, doğru belgelere ulaşmak için olmazsa olmaz." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı Devleti ile alakalı hiçbir araştırma ve arşiv kataloğu bulunmadığı için bu projeyi gerçekleştirdiklerini aktaran Aksoy, "Bu proje, bütün Türkiye'de konuyla ilgili araştırmacıların, Vatikan arşivlerinde tarihimizle ilgili belgeler hakkında bir bilgi sahibi olması ve bu belgelere kolayca ulaşabilmesi için yapıldı. Amacımızı gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Bu kitabın, bu projenin, Türkiye-Vatikan kültürel ilişkilerine katkıda bulunmasını umuyorum." değerlendirmesini yaptı.
Projeye önde gelen isimler destek verdi
Bu kataloglama projesinin ortaya çıkmasında, kendisine önemli isimlerin destek verdiğini dile getiren Aksoy, "Öncellikle Papalık-Osmanlı ilişkileri çalışmamı tavsiye eden Sayın Prof. Dr. Erhan Afyoncu hocama teşekkür etmek istiyorum. Onun sayesinde Türkiye'de tarihçiler tarafından çalışılmamış bir konuyu çalışma fırsatım oldu." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin eski Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr. Mehmet Paçacı'nın, kendisine bu projeyi yapmasını teklif eden ve projeyi başlatan kişi olduğunu aktaran Aksoy, eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı merhum Prof. Dr. Haluk Dursun'un da bu projenin önemini görerek desteklediğini, merhumu minnetle andığını belirtti.
Canan Aksoy, kendisine desteğinden ötürü eşi Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Hami Aksoy'a da teşekkür ederken sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amacım inşallah ileriki dönemlerde, diğer yüzyılların da kataloğunu yapabilmek; bir destek alabilirsek tabii çok memnun olurum. Bu projede bana destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza da buradan teşekkür etmek istiyorum. Devam etmesini tabii arzu ederiz. Bu projede, bu dönemi seçmemizin bir sebebi var, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Türkiye'nin başlangıç dönemi olmasından dolayı. Bu projeyi gerçekleştirdiğimizde Vatikan arşivleri, 1939 senesine kadar açıktı. Vatikan arşivlerindeki belgeler, Papalık görev sürelerine göre açılıyorlar. Daha sonra, daha sonraki dönemlere ilişkin belgeler de açıldı ancak biz, bu sebeple 1939'da bitirdik ve 1800'den başlattık, devam etmesini ben de çok isterim."
"Osmanlı Devleti tehdit unsuru olmuş"
Arşivlerde çok sayıda kripto, şifreli belge ve diplomatik yazışmalar olduğundan söz eden Aksoy, "Osmanlı Devleti ile alakalı Vatikan arşivlerinde büyük bir belge yığını var. Bu da gösteriyor ki, tarih boyunca Katolik Kilisesi, Papalık ve tüm Katolik Avrupa devletleri için büyük bir tehdit unsuru olmuş. Aynı zamanda bir korku yaratmış. Dolayısıyla bu arşivlere girenler, inanılmaz çok belgeyle karşılaşacaklar ve kitabımızı okuyanlar da bunu anlayacaklar." değerlendirmesinde bulundu.
Katalogladıkları dönemin 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başı olduğunu anlatan Aksoy, şöyle devam etti:
"Osmanlı'nın son döneminden bahsediyoruz asıl olarak. Dolayısıyla Osmanlı'da yaşanan o dönemki siyasi ve askeri hadiseler, oradaki Osmanlı Devleti nezdinde bulunan Katoliklerin vaziyeti ve Balkanlar'da Balkan Savaşları öncesinde ve savaş sırasındaki durumları, savaşın Avrupa'yı ne kadar etkileyip etkilemeyeceği aynı zamanda Osmanlı Devleti'nde çıkan gazetelerin nüshaları gibi birçok belgeyle karşılaştım. Bunları da bir yelpaze şeklinde hepsinden biraz olmak kaydıyla kitabımıza koymaya çalıştık."
Ortodoks tebaa ile Katolik tebaa arasındaki çekişme
Aksoy, katalogladıkları dönemin hem dünya siyasi tarihi hem de Osmanlı için karışık bir dönem olduğunu anlatırken "19. yüzyılın başından itibaren İstanbul Papalık Gayriresmi Temsilcisi'nden Papalığa gönderilen mektuplarda, Osmanlı Devleti'ndeki gayrimüslim Ortodoks tebaanın yine Osmanlı Katolik tebaaya uyguladığı şiddet ve baskıyla alakalı çok sayıda mektup ve rapor göze çarpıyor." diye konuştu.
Canan Aksoy, Vatikan arşivlerinde 1. Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Osmanlı Devleti'nin doğusunda yaşananların da sıkça geçtiğini belirterek "Ortodoks gayrimüslim Osmanlı tebaasının özellikle Ortodoks Ermenilerin çıkarttığı karışıklıklar ve bazı çatışmalarla ilgili çok sayıda raporla karşılaşıyoruz. Aynı dönemde Rusya'nın Osmanlı Devleti'nin doğu toprakları üzerindeki politikası, bu toprakları ele geçirme çabaları, buradaki Hristiyanları kontrol etme gayreti, aynı zamanda Balkanlar üzerindeki siyasetiyle alakalı da çok sayıda belge var." ifadelerini kullandı.
Arşivlerde karşılaştığı ilginç hadiseler olup olmadığı sorusuna Aksoy, şu yanıtı verdi:
"Örneğin, 23 Haziran 1900 tarihli 39684 referans numaralı arşiv belgesinde Papalık Temsilcisi Eugenio Da Modica, Papalığa yazdığı mektupta, Sultan'ın gayrimüslim Katolik tebaasından duyduğu memnuniyeti ve onlarla olan iyi münasebetini vurguluyor. Hatta öyle ki, bu sebeple Sultan 2. Abdülhamit’in kendisine bir irade nişanı takdim ettiğini, bu şekilde onurlandırıldığını söylüyor, bundan dolayı da duyduğu memnuniyeti aktarıyor."