Şeyhülislam kaleminden hadis şerhleri

İbn Kemâl’in (öl.940/1534) hayatta iken Arapça olarak kaleme aldığı ve bugün kadar Türkçe’ye aktarılmayan iki ayrı kırk hadis risalesi Hadis Şerhleri adıyla Büyüyenay Yayınları arasında okurla buluştu.

ABONE OL
GİRİŞ 16.03.2022 10:16 GÜNCELLEME 16.03.2022 10:16 KİTAP
Şeyhülislam kaleminden hadis şerhleri

Osmanlı’nın yükselme döneminin kudretli isimlerinden Şeyhülislam İbn Kemal’in Hadis Şerhleri yayımlandı.

İlim geleneğimizde önemli bir yeri olan kırk hadis derleyiciliği ve konulu hadis çalışmaları Osmanlı döneminde farklı isim ve eserlerle öne çıkmıştır. Bunlardan en dikkat çekici olanlardan birisi Osmanlı’nın yükselme döneminde müderrislik, kadılık, kazaskerlik ve en nihayetinde Şeyhülislamlık yapmış, II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman dönemlerini görmüş olan Kemâlpaşazâde ismiyle maruf İbn Kemâl’dir. Osmanlı âlimleri arasında farklı hususiyetleri ile anılıp “el-muallimü’l-evvel”, “müftiyyu’s-sakaleyn” lakaplarıyla nam salan İbn Kemâl’in (öl.940/1534) hayatta iken Arapça olarak kaleme aldığı ve bugün kadar Türkçe’ye aktarılmayan iki ayrı kırk hadis risalesi, birisi yirmi dört, diğeri otuz hadisten ve bunların şerhinden oluşan toplam dört risale Hadis Şerhleri (Çev. ve haz. Muammer Bayraktutar, Büyüyenay yay. 2021, 280 s.) adıyla yayımlandı.

KUTLU İŞARETE UYARAK KALEME ALINDI

İbn Kemal ilmi müktesebatı itibariyle hadisçi olmamasına rağmen, Peygamberimizinden sonra intikal eden hadisleri bir araya getirme ve kırk hadis diye bilinen çalışmalara kendisi de katkı sunan bir âlimimizdir. İbn Kemâl de kendinden önce kırk hadis risalelerini derleyenlerin ilham kaynağı olan hadisten yola çıkarak farklı hadis risaleleri ve hadis şerhleri kaleme almış. Bir hadiste Rasulüllah: “Ümmetimden her kim diniyle ilgili kırk hadisi öğrenir/ezberler (onunla amel ederse) Allah Teâla onu kıyamet günü fakihler ve âlimler zümresinde haşreder.” buyurulmaktadır. Kitabın ilk kırk hadis tercümesi girişinde İbn Kemâl’in yazdıklarında ise şu ifadeler yer alır:

“Ben de kırk hadisi bir araya getirmek suretiyle bu yüce işarete imtisal ettim. Bu konuda lafzı fasih ve açık olan, manada bakımından isnadının sıhhatine delâlet eden hadisleri seçtim. Nitekim bazı meselelerle ilişkin olması ve bunlardan hükümler çıkarılması bunu göstermektedir. Zira hadisler dirayet bakımından sabit olduğunda rivayet bakımından sabit olması gerekmez.” (s.22)

FARKLI BİR ALİM PORTRESİ
Kitabın girişinde İbn Kemal biyografisi kaleme alan Muammer Bayraktutar, İbn Kemâl’in ilim sahasında önemli bir yere sahip olduğunu ifade ederek, tefsir, fıkıh gibi dini ilimlerin yanı sıra tarih, edebiyat, dil ve tıp alanlarında da eser vermiş çok yönlü bir âlim olduğunu belirtiyor. Hadis ilmi konusunda da yine İbn Kemal’in her ne kadar Edirne Daru’l-Hadis’inde görev yaptığı bilinmekte ise de, hadis ilmi açısından onun teknik anlamda muhaddis/mütehassıs denebilecek bir seviyede olduğunu söylemek zordur şeklinde de bir kayıt düşülmüş.

Kitapta bir kayıt daha var ki bu da dikkat çekici. Yakın dönem âlimlerimizden Ömer Nasuhi Bilmen İbn Kemal hakkında “benzerine birkaç asırda bir tesadüf edilebilecek mütefekkir ve mütebahhir âlimlerden” demiştir.

İLK KEZ TÜRKÇE’DE
İbn Kemal’in kırk hadis geleneğine uyarak kaleme aldığı birden fazla risale olduğunu görüyoruz. Resâilu İbn Kemâl isimli eserinde farklı konularda risalelerden oluşan arapça iki kırk hadis şerhi risalesi yer almakta. Yine çevirenin beyanına göre kırka tamamlayamadığı, birincisi yirmidört, ikincisi otuz hadis şerhinden oluşan iki ayrı hadis şerh risalesi daha önce aynı isim tarafından yayına hazırlanmış. Risalelerin tümü Arapça olarak kaleme alınmış sadece birinci kırk hadis şerhi Âşık Çelebi/Nattâî (ö. 979/1572) tarafından Arapça’dan Türkçe’ye çevrilmiş. Arapça olarak kaleme alınan tüm bu hadis risalelerinin bugüne kadar Muammer Bayraktutar ismi dışında çalışılmamış olması dikkat çekicidir. Bu da kitabın hususiyetini artırıyor ve kitap bu manada takdiri hak ediyor. Yayınlanan bu risalelerin de kitabı yayına hazırlayan Bayraktutar’ın daha önce yayınladığı risalelerin cem edilmiş hali olduğunu görüyoruz.

Hadis risalelerini kaleme alırken İbn Kemal’in lafzı fasih ve açık olan, bir başka ifadeyle kısa, veciz ve özlü manalar ifade eden hadisleri seçtiği ve bunların açıklamasını yaptığı görülmektedir. Yine risalelerinde İbn Kemal seçtiği bu lafzı açık ve fasih hadislerin manalarının söz konusu hadislerin isnadlarının sahih olduğuna da delalet ettiğini ifade etmektedir. Kitabı yayına hazırlayan Bayraktutar, burada İbn Kemal’in hadis değerlendirmelerinde rivayet-dirayet bütünlüğü göstermediğini, hadis âlimlerinin hadislerin sıhhatini tespitte ortaya koydukları ilke ve usulleri göz ardı ettiği izlenimini doğurduğunu belirtmektedir.

İbn Kemal yazdığı risalelerde bir araya getirdiği hadislerin konuları arasında inan, ahlak, ibadet, sosyal hayat, ahiret gibi hususlar yer alıyor. Yazıldığı dönem Osmanlı toplumu için güncel değeri olan, bireyi ve toplumu ilgilendiren konularla ilgili hadis ve rivayetlerin yer aldığı risaleler, dönemi, ilmiye sınıfından önemli bir ismin hadis ilmine bakışını ve hadisleri yorumlayışını anlamak açısından da dikkat çekici bir özellik taşıyor. Çevirenin ifadesine göre hadis ilmi açısından birçok tenkite açık yönü olsa da İbn Kemâl’in hadis şerhi risaleleri döneminin ilim anlayışını ve düşünce yapısını yansıtması açısından önem arz ediyor.

KAYNAK : YENİ ŞAFAK