Alevilerin Kemalizm'le imtihanı

Sünni'yi "şeriatçı, yobaz, eline fırsat geçse Alevileri kesecek" ya da Alevi'yi,"sapkın, eli tutulmaz, ekmeği yenmez, katli vacip" görenlerin sayısı az değil

ABONE OL
GİRİŞ 15.10.2008 16:15 GÜNCELLEME 15.10.2008 16:15 KİTAP
Alevilerin Kemalizm'le imtihanı

'Hassas inançları' ve sınırsız hoşgörüleri ile istirmarcı ve çıkarcı çevrelerin sömürülerinden kendini kurtaramayan ve Türkiye üzerine oynanan oyunlarda en mağdur kesimlerden olmalarına rağmen adeta oyunun bir parçası gibi gösterilen Aleviler üzerine yayınlanan eserlerin içeriğinde son yıllarda önemli bir dönüşüm var.

AB fonlarından nemalanmak isteyeninden, oy hesabı yapanına, darbecisinden çetesine, Türkçüsünden Kürtçüsüne kadar herkes onların inançlarını sömürmekten geri kalmıyor. Kimine göre onlar İslamiyet kimliğini asıl inançlarını gizlemek için kullanıyorlar, kimile göre İslamiyet'in en kusursuz halini yaşıyorlar.  Kimilerine göre onların inançları Orta Asya Şamanizminin bir uzantısı, kimilerine göre Zerdüştlüğün evrim geçirmiş hali. Hatta "Ergenekon" çetesinin savunduğu tezler ışığında onların kökenlerini Mu kıtasına kadar götürenler de yok değil....  

Türkiye Cumhuriyeti'ne ve kurucusu Atatürk'e olan sevgileri tartışma götürmeyen Alevilerin bu hassasiyetleri de maselef istirmarcılardan az çekmedi. Kendilerini Türkiye Cumhuriyeti'nin muhafızı olarak gösteren bazı kesimler Alevilerin bu sevgisini sömümerek onları adeta rejim adına yapılan her türlü adaletsizliğin ve gayrı meşruluğun potansiyel fertleri olarak göstermekten geri kalmadılar.

İşte bu alanda yıllardır bilinen ama sorulmaya cesaret edilemeyen soruyu Cafer Solgun sordu: “Makul vatandaş” tanımına uymayan Aleviler neden hâlâ devletin resmi ideolojisinden yana? Aleviler neden Kemalist?

1962 yılında Elazığ’da doğan Cafer Solgun, bir grup gazeteci, yazar, akademisyen ve insan hakları aktivisti tarafından 2007’de kurulan Toplumsal Olayları Araştırma ve Yüzleşme Derneği’nin (Yüzleşme Derneği) başkanı. Çeşitli dergi, TV ve gazetede editör, yayın yönetmeni ve yazar olarak çalıştı. Munzur Aydın ve Sanatçılar Platformu (MASAP) adlı sivil inisiyatifin kurucularından ve sözcülerinden.

Solgun'un sorusu oldukça zor, çünkü devletin dayattığı “makul vatandaş” tanımına uymayan Alevilerin bir kısmı yaşadıkları onca acıya rağmen kendilerini Cumhuriyet’in kuruluşundan beri laik, Kemalist sayıyorlar…

Cafer Solgun, Hayy kitap yayınevinden yayınlanan kitabı Alevilerin Kemalizm'le İmtihanı’nda tüm acıları, baskıyı yaşamış biri olarak bu çelişkiye içeriden baktığını belirtiyor ve "Alevileri, Alevi kimliği üzerine düşünmeye, kendi gerçekleriyle yüzleşmeye çağırdığını söylüyor. Yazar kendi ifadesine göre., "Tarihini isyanlarla, direnişlerle, mağdurdan yana olmakla geçirmiş ve bunun bedelini çok ağır ödemiş bir inancın bugün egemen iktidarla kurduğu yakınlığı ve bu yakınlığın yarattığı yabancılaşmayı tüm yönleriyle ele alıyor"

Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde güncel-politik Alevi tartışmalarıyla ilgili değerlendirmeler var. İkinci bölümde Kemalist dedelerden Kürt Alevilere pek çok kesimden Alevinin bu tartışmalarla ilgili görüşleri yorumsuz aktarılıyor. Son bölümde ise, Alevi inanç ve kültürünün tanınmasına katkıda bulunacak temel bilgiler mevcut.

Solgun’un çalışması bu alanda  yayınlanan her kitap gibi, "işte Alevilik gerçeği budur" demiyor.  Sadece Türkiye’de “Alevi gerçeği”nin “gerçek” yönlerinin cesurca tartışılmaya başlanmasına vesile olmaya aday olarak dikkat çekiyor...

BUGÜNE DEK BİRBİRİMİZ HEP "YANLIŞ" TANIDIK..

Cafer Solgun, "Bugün dek birbirimizi hep "yanlış" tanıdık. Bizlere "dışarıdan" empoze edilen düşünce ve önyargılar, birbirimizi doğru tanımamızı engelledi. Herkesin kendi durduğu yeri merkeze koyması ise, bu düşünce ve önyargıları yer yer sertleştiren etkiler, sonuçlar yarattı. Bugün Aleviler içinde namazında niyazında bir Sünni Müslümana "şeriatçı, yobaz, eline fırsat geçse Alevileri kesecek" gözüyle bakan: ya da tersinden Sünni Müslümanlar içinde Alevileri, "sapkın, eli tutulmaz. ekmeği yenmez, katli vacip" gören insanların sayısı az değildir. Oysa aynı havayı solumaktadırlar, aynı yurt ve coğrafyanın insanıdırlar, aynı toplumsal dertlerden muzdariptirler, aynı toplumsal-sınıfsal, gerçekleri paylaşmaktadırlar....  

Bu nedenlerle konu, Türkiye'nin önemli ve toplumsal barışının asil sorunlarından biri. Bu kitap, konunun tartışılma ve demokratikleşme mecrasında yol alınmasına katkıda bulunacaksa, amacına da ulaşmış olacaktır" diyor...

Alevi sorunuyla yüzleşmek isteyenlerin ve Alevilerin nerede durması gerektiği sorusunu önemseyenleri sıkı fikir tartışmalarına sokacak bir eser...

(Haber 7)

Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartları