Dersim Vekili Diyap Ağa'dan mesaj var
Ferhatuşağı aşireti reisi Diyap Ağa Birinci Büyük Millet Meclisi’nde Dersim mebusu olarak yer almış ve Atatürk’ün takdirlerini kazanmış bir isim. Metin Külünk, onun günümüze gönderdiği mesaja dikkat çekiyor.
ABONE OL“Efendiler, kusura bakmayınız, ben ihtiyarım. Hepimiz biliyor ve söylüyoruz ki; dinimiz ve diyanetimiz, aslımız, neslimiz hep birdir. Bizim içimizde ayrılık, gayrılık yoktur. İsmimiz de, dinimiz de Allahımız da birdir. Başka ne diyeyim. Hepinize söz yetiştirmeye ben takat getiremem. Hepimizin halimize göre söyleyeceğimiz sözlerimiz vardır. Hele bu haller bir düzelsin de ondan sonra daha çok konuşuruz. Bendeniz ihtiyarım, kusura bakmayınız. Murahhaslarımız haklarımızı kurtarmaya Avrupa'ya gidiyorlar Allah yardımcıları olsun. Hamd olsun gidenler dinini diyanetini bilen adamlardır. Zaten hepimiz biriz ve kardeşiz. Ama düşmanlar bizi birbirimize saldırtmak için tuzaklar yapıyorlar. Sen şöyle, ben böyleyim diye. Ne yaparlarsa nafile, biz hep kardeşiz. Birisinin beş, bir diğerinin on oğlu olur. Biri Hasan, biri Mehmet, biri Ahmet, bir Abdullah’tır. Fakat hepsi insandırlar. La İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah İşte bu hepsi bu ”
"Yukarıdaki sözler, Kurtuluş mücadelesinin en çetin şartları altında söylenmiştir. Bu sözleri söyleyen kişi Dersim (Tunceli) milletvekili ve Ferhatuşağı aşireti reisi Diyap Ağa’ya aittir. Bu sözler Sakarya Savaşının en çetin şartlarında düşman kuvvetlerinin Ankara sınırlarına yaklaştığı bir anda, meclisin Kayseri’ye taşınma tartışmaları yaşanırken söylenmiştir. Tunceli yöresinde genel olarak Alevi vatandaşlarımızın iskan ettiği bilinen bir gerçektir. İşte, 1920’lerin şartlarında bu sözlerin o bölgenin temsilcisi bir kişi tarafından söylenmiş olması, millet iradesinin hangi yönde tecelli etmesine ve esas olarak içimize atılan nifak tohumlarının Osmanlı’ya dayandığına dönük kimi çevrelerce yapılan propagandaya karşı en güzel cevaptır.
Bu metin, Metin Külünk'ün Hayat Yayınlarınca neşredilen Anadolu Düşüncesi Temelinde Büyük Türkiye İdeali adlı kitabından...
"Bu kitapla temennimiz, bu topraklarda yüzyıl önce sona ermiş Büyük Osmanlı hülyasının peşinden koşan akıncılar misali yeni bir kültür, demokrasi e zenginlik merkezli “Büyük Osmanlı Rüyası’nı gerçeğe dönüştürmek ve geleceğin Büyük Türkiye’sini görmektir. Biz ülkemizi yeniden tarihte sahip olduğu ihtişama kavuşturmak ve içinde bulunduğumuz coğrafyada lider konuma getirmek istiyoruz. Biz Büyük Türkiye idealini gerçekleştirerek, bütün insanlığa gerçek medeniyetin ne olduğunu göstermek istiyoruz" diyor yazar.
Bölüm içlerinde dikkatimizi çeken bazı makaleler ise şu başlıkları taşıyor: Büyük Rüya ve ne yapmalı?... Bir Dilim Ekmek Savaşı.. Günü Kurtarmak mı, Zamanın Ruhunu Kavramak mı?... 21. Yüzyıl İçin Millet ve Devlet... Partilerin Kurumsallaşamamasının sebebi... Gençlik ve Siyaset... Hesap veren Muhafazakarlık... Kürt Açılımı Toplumsal Barış Projesi mi? ... Türkiye'de siyaset ve Alevilik... İstanbul 2023 Vizyonu... Anadolu Geliştikçe Sivaslar Çoğalacaktır... Kudüs: Tüm Yolların Kesiştiği Şehir...
Metin Külünk kitabından bir kısmını alıntıladığımız yukarıdaki makalesinde "Diyap Ağa ortak simge olmalıdır" diyor kitabında ve neden böyle olması gerektiğini açıklıyor. Bu önerinin yer aldığı yazıda yer alan ilginç bir de soru var: Bugün anti -Amerikancı görünen güçlerin Washington'da hangi çevrelerle dirsek teması vardır?..
Külünk bu soruya açık gönüllülükle verilecek cevabın onları Diyap Aya'ya yakınlaştıracağını savunuyor.
Yazar, “Anadolu Düşüncesi Temelinde Büyük Türkiye İdeali” kitabının yanı sıra daha önce “Uluslararası Ticarette Tarife Dışı Engeller”, “Barışı Arayan Dünya”, “Küreselleşen Dünya’da Türkiye” ve “Rengarenk Şehir İSTANBUL” adlı 4 kitap yayınlamıştı.
(Haber 7)