'99 sayfada' alkol ve uyuşturucuya son!
Deneyimli psikiyatr Kültegin Ögel ve sosyal projeleriyle tanınan Nur Onur anne ve babalara rehberlik edecek iki kitapla madde bağımlılığını gündeme taşıyor.
ABONE OLFatmanur Doğan'ın röportajı
Gençler için madde bağımlılığının tehlikeli kolanına girme riski her geçen yıl artıyor. Üstelik bu hikayede en çok zarar görenler “bana bir şey olmazcı”lar… Deneyimli psikiyatr Kültegin Ögel ve sosyal projeleriyle tanınan Nur Onur anne ve babalara rehberlik edecek iki kitapla madde bağımlılığını gündeme taşıyor.
Yakın zamanda çevrenizdeki “öteki” lerin hayatta kalma mücadelesine bakma en azından bunu düşünme fırsatınız oldu mu ? Özellikle de içinde yaşadığımız yüzyıl çocuklarının sorunlarını kendi çocuğunuzmuş gibi sahiplendiniz mi?
İş güç, hayat memat işleri ya da oğlun kızın müsamereleri derken “öteki”nin sorunları kapımızı çalmaz sanırız. Oysa hayat dolu çocuklarımızı bekleyen öyle bir tehlike var ki küçük bedenli, koca yürekli, her an gözleri nemlenebilen bir kadını tüm Türkiyeli anneler adına bir korku almış bile... Nur Onur’dan bahsediyorum.
Medyadan tanıdığımız Nur Onur, madde bağımlılığına savaş açmış uzman bir isim olan Kültegin Ögel ile hazırladığı İş Bankası 99 sayfada serisi için “Uyuşturucu ve Gençlik”, “Alkol Bağımlılığı” adlı söyleşi kitaplarıyla anne ve babalara rehber olmayı hedefliyor. Nur Hanım yapımcı, sunucu, yazar, yönetmen kimliği bir kenara tek kişilik bir iletişim ajansı gibi çalışarak çocuklar için sosyal projeler tasarlıyor.
Nur Hanım bugüne kadar televizyoncu kimliğinizin yanı sıra çocuklar için ortaya koyduğunuz sosyal projelerle adınızı duyurdunuz. Şimdi ise İş Bakası Yayınları 99 Sayfada serisi için Doc. Dr. Kültegin Ögel ile birlikte madde bağımlılığı konulu iki kitap hazırladınız. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ile baş etmek için anne babalara rehberlik edeceksiniz.
Aslında şöyle oldu, ben Türkiye’de eksikliğini hissettiğim tüp bebek yaptıran anne adaylarının sorunları hakkında hazırladığım bir çalışmayı İş Bankası Yayınlarına bir süre önce sunmuştum. Onlar da madde bağımlılığı konusunda uzman bir bilim adamıyla İş Bankası Yayınları 99 Sayfada serisi için bir çalışma hazırlamayı önerdi. Böylece deneyimli psikiyatr Kültegin Ögel ile “Uyuşturucu ve Gençlik”, “Alkol Bağımlılığı” adlı söyleşi tarzında iki rehber kitap kaleme aldık. Kültegin Bey gerçekten konuya yıllarına vermiş bir isim. ÇEMATEM adlı merkezde bağımlı çocuk ve gençlerle sürdürdüğü tedavi yöntemleriyle onların tekrar yaşama kazandırılması için çaba sarf ediyor. Kültegin Bey çocukları yakından gözlemleyip uyuşturucu sorununun kökünü kazımaya çalışıyor. Bağımlılık konusunun önemine binaen, tek kitapta ele almak yerine ayrı ayrı kitaplarla alkol, uyuşturucu ve daha sonra yayına çıkacak sigara konusu üzerine bir çalışma hazırladık. Bu kitaplar can alıcı sorulardan oluştu ve sonunda benim bile inanamadığım cevaplar bulduk. Amacımız anne babaları alkol ve uyuşturucu bağımlılığı konusunda nasıl bir tutum, davranış sergilemesi, bağımlılığa nasıl yaklaşması gerektiği, çözüm önerileri ve problemin başlangıcını fark etmesi konusunda her konuya ışık tutmaya çalışan bir çalışma hazırlamaktı. Sigara konusu da bugünlerde İş Bankası Yayınlarından çıkmayı bekliyor.
Kitapta yer alan ilgi çekici konular nelerdir?
Hangi gençlerin daha çok uyuşturucu bağımlısı olabileceği, ne tür davranış bozuklukları sergileyeceği, ailenin takınacağı tutum ve sonrasında tedavi yöntemlerini Uyuşturucu ve Gençlik kitabında dikkat çeken başlıklar olarak belirledik. Alkol bağımlılığının tanımı nasıl tehlikeli bir boyuta ulaştığı ve çocukların alkolle ilişkisini Alkol bağımlılığı kitabında ele aldık. Ebeveynleri her yönden bilgilendirmeye çalıştık. Uyuşturucunun tarihçesinden tutun çeşitlerine dünyada dolaşım kanallarına kadar detaylı bir bilgi sunumu var.
Öncelikle ailenin çocuğa yaklaşımı konusunda göstermesi gereken tavırlar beni en çok çeken konulardı. Sert mi yoksa daha yumuşak mı yaklaşılmalı? Nasıl yardımcı olunması gerektiği konusunda hocanın önerileri beni çok etkiledi. Bir parti ortamından tutun çocuğunuzun size yalan söylediği noktaya kadar her alana ışık tutan cevaplar aldım. Bunlar ben ve her ebevenyn için hayati önemdeydi. Çünkü ergenlik döneminin çok aşağılara indiği bir çağda yaşıyoruz. Artık sekiz yaşında cinsel gelişimin tamamlandığını, kötü teknolojinin, endüstrinin insanlığa armağan ettiği fast food beslenmenin ve bu çeşit uyaranların çoğalmasıyla da uyuşturucunun bir gencin hayatına dolaysız şekilde girebileceğini gördüm. Geçtiğimiz yaz bitirdiğimiz bu kitaplar gündemin rüzgarı değil. Kitabın basıldığı tarihlerde bir genç kızımızı aşırı doz uyuşturucudan kaybettik ama bu durumu tanıtım amaçlı kullanmayı reddettik. Çünkü zaten böyle bir konu her anne babanın gündeminden düşmemesi gereken bir sorun.
Artık ilköğretim yaşındaki çocukların bile kolaylıkla edinebildiği uyuşturucu kullanımını tetikleyen şeyler nelerdir?
Madde bağımlılığını tetikleyen pek çok neden var tabi. Mesela arkadaş ortamı, kabullenme, benimsenme tutkusu, reddedilmeme dürtüsü büyük etken oynuyor. Bir genç ortaokul ya da üniversite çağında olsun sigara içilen bir ortamda bulunuyorsa o grubun etki alanından kaçma şansı azalıyor. Sırf reddedilmemek adına bile sigara, ot ya da alkol kullanmak zorunda kalabiliyor. Bu zorunluluklardan çocuğu korumada en büyük görev aileye düşüyor.
Aile nasıl bir önlem alabilir?
Aile bence işin kilit noktası. Bazı durumlarda aile bile çocuğu böylesine korkunç bir batağa sürükleyebiliyor. Daha bebeklik çağlarında farklı olmanın ya da "hayır" diyebilmenin kötü bir şey olmadığını öğreterek çocuğuna özgüven aşılamalıdır. Bu davranış şekli zararlı maddelere bulaşma riskini bir nebze olsun azaltacaktır.
Hayır demek çok mu zor ? Ailelerde de "Benim çocuğuma birşey olmaz" kanısı hakim zaten.
Kesinlikle her anne babanın çocuğu risk altında. Oysa ne oluyorsa meraktan oluyor. Bir kere deneme tutkusu arkadaş baskısıyla birleşince kötü sonuçlara yol açıyor. Herkes için çocuğu çok önemli ve masumdur.
Siz 6 yaşında bir kız çocuğuna sahipsiniz. Siz de onun için endişeleniyor musunuz?
Tabi ki... Böyle bir şey başıma gelirse ne yaparım diyorum. Eşimle de konuşuyoruz, onun bile gözleri doluyor. Gerçekten hayali bile o kadar korkutucu ki... Çocuk kapıdan çıktıktan sonra kontrolsüz bir dünyaya açılıyor. Uyuşturucuya karşı özendirici her davranıştan onları uzak tutmalıyız. Özellikle medyadan.
Siz de televizyoncusunuz ama medyanın bağımlılığını kışkırttığını mı düşünüyorsunuz?
Medyaya büyük sorumluluk düşüyor. Korkunç bir mesaj bombardımanı altındayız. Kendim 18 yıldır bu işin içinde olduğum halde bunu söylüyorum. Sinemayla da uğraşıyorum. Bilinç altına seslenen mesajları kim inkar edebilir? Şimdi ekranlarda sigaralar kapatılıyor değil mi? Onlar zannediyor musunuz ki etkili oluyor? Benim daha çok dikkatimi çekiyor. Hatta bazı kanallar çiçek deseniyle kapatıyor. Yeşil çiçek sarı çiçek. Bosna ya da Irak savaşını dehşet içinde izledik. 4. Kuvvet medya kitleleri dilediği yöne çekmede çok avantajlı konumda.
Böyle basit rötuşlarla "yapma" denilince daha mı özendirici oluyor?
Hollywood' da aktörlere atlet giydirilmesi atlet firmasının küçük bir oyunuydu. Medyanın kamuoyunu etkileme hususunda büyük rol oynadığını düşünüyorum.
Peki bir genç bir kez madde kullandığında artık o artık potansiyel bir bağımlı adayı mıdır?
Hem öyledir hem de değildir. Çünkü bir kere denemekle bir şey olmazla başlıyor. %40-50 oranındaki rakamlar bunu gösteriyor. Ben kontrollüyüm demek yanlış. Beni en şaşırtan şeyse doktorların ve uyuşturucu departmanlarındaki emniyet mensuplarının da uyuşturucu kullanmasıydı. Neden? Çünkü bana bir şey olmaz kanısı hataya çıkarılan davetiye. Kana bir kere girdimi o zehiri hep isteyeceksiniz. Merak kediyi öldürüyor!
Bağımlıların genel özellikleri var mı? Aile ilk olarak nasıl fark eder? Belki gözden kaçan en ufak bir nokta hayati öneme sahip olabilir.
Kültegin Hocam kitapta çok net bir şekilde açıklıyor ben haddime düşmeyerek söyleyeceğim belki. Anne babalar çocuklarını gözlemle anlayabilirler. Aşırı neşe yani manik depresif haller ya da aşırı bitkinlik, içe çekilme, yalnızlaşma, hayattan zevk almama, aile olma kavramından uzaklaşma, ani değişimler, renk kaçması, kızgınlık, bıkkınlık pek çok klinik gösterge var. Ama en önemli şey değişim. Ufacık bir değişim bile gözlenmeli. Utanıp sıkılmadan bir uzmana başvurmalı. Çünkü en çok karşılaşılan sorun "kabullenmeme" meselesi. Bu durum sorunu daha çözülmez kılıyor. Çevre baskısı ağır geliyor. “Biz bu sorunu yaşadık başımıza geldi ama biz ailece bunun üstesinden geliriz” diyebilen aileler bu bataktan kurtulabiliyor.
Türkiye’de bağımlı gençlere yönelik belli rakamlar var mı ? Çok duyulmuyor bunlar.
Evet var ve üstü kapatılıyor çünkü %60-70'leri geçmiş durumda. Anadolu’nun en ücra köşesinden tutun şehir kültürüne kadar yaygınlaşabiliyor. Mesela kadınlardan uzak olduğu kanısı yanlıştır. Bu batak maalesef ki her yerde.
Maalesef... Özellikle üniversitelerde gençlerin bu batağa çok kolay saplanabiliyor. Hollanda örneği var kitapta. Belirli noktalarda uyuşturucu satışı serbest . Şunu söylemek istiyorum. Üstü kapatılarak soruna bir çözüm bulunamaz. Gençlerin yoğun olarak bulunduğu okullar, eğlence yerleri gibi mekanlarda özellikle haplara ulaşmak çok kolay. Küçücük kızlar bağımlısı olduğu maddeye ulaşmak için bedenlerini satar duruma geldi. Özgürlük kavramını yanlış algılıyoruz. Geniş aileden çekirdek aileye ve sonrasında yok olan aileler. Bu sorunun belki de tek çözüm yolu birlikte hareket edebilmekte. Artık sorunun toplumsal bir mesele olduğunu anlamamız gerekiyor. Devletin bu misyonu üstlenip ciddi projelerle harekete geçmesi gerekiyor.
Bireylere düşen görevler var mı?
Ben elimden geldiğince gördüğüm eksiklik ya da hataları düzeltmeye çalışıyorum. Mesela kızımın okulunda izlediği çizgi filmde bile sakıncası olan bir şey görürsem gidip yetkilileri uyarıyorum. Çünkü o okulda bir sürü öğrenci bundan etkilenecek. Herkes bunu yaparsa sadece kendi değil tüm çevrelerindeki çocuklara da sahip çıkmış olurlar. Gerektiğinde bizim tepkilerimiz toplumsal düzeyde olmalıdır. Çılgın, manyak bir dünya düzeni içerisinde bir karınca misali var olmaya çalışan aciz insanoğluyuz. Bu kaos ortamında bilinç düzeyimizi biraz daha yükseltmeliyiz.
Sizin bu konuda sosyal bir çalışmanız var mı?
Evet hazırda beklettiğim bir projem var fakat kimden destek alacağım konusunda net bir fikir oluşturmadım. Mart ayında hayata geçecek yine çocuklar için bir sosyal projeye son şeklini veriyoruz. Arkasından bir tane daha gelecek. Para için yapmıyorum bunları. Çocuklar için bir şeyler yapmanın değeri zaten ölçülemez. Sosyal projeler üzerinde de uzmanlaşmak istiyorum. Her şeyi tamamen kendim hazırlıyorum. Dersimi iyi çalışıyorum. Bu benim için asla bir kayıp değil hem bilinçlenip hem bilgilendiriyorum. Özellikle de çocuklarla ilgili gözden kaçan her şeye dikkat çekmek istiyorum.
Şuan televizyon programı çalışmalarınız var mı?
TRT Türk’ te Komşu Plakta Ne Çalıyor? adlı programımız yayına başladı. Komşu ülkelerin müzik kültürünü inceliyoruz. Sanatla ortak bir payda yaratma fikri beni çok heyecanlandırıyor.
Kitaplarlar ilgili teknik bilgilere ulaşmak için bu linkleri kullanabilirsiniz...
99 Sayfada Alkol Bağımlılığı
99 Sayfada Uyuşturucu ve Gençlik