Tuncay Akdoğan şarkılarla yaşıyor

Bir Nehir ki Ömrüm' albümünde Tuncay Akdoğan'ın şarkılarını kendisi dışında İlkay Akkaya, Lal, Ahu Öztürk, Adile Yadırgı ve Fırat Başkale seslendiriyor.

Geçen yıl kasım ayında yitirdiğimiz Kızılırmak grubunun kurucusu Tuncay Akdoğan' ın şarkılarından oluşan "Bir Nehir ki Ömrüm" adlı albüm Seyhan Müzik tarafından çıkarıldı. Akdoğan'ın 3 şarkı söylediği ve iki şarkıda da İlkay Akkaya' yla düet yaptığı albümde Kazım Koyuncu' nun seslendirdiği bir şarkı da yer alıyor. Albümdeki diğer şarkıları Lal, Ahu Öztürk, Adile Yadırgı ve Serüvenciler grubundan arkadaşı Fırat Başkale seslendiriyor.

Tuncay Akdoğan kendi şarkılarını çeşitli şarkıcıların yorumlayacağı bir albüm için ölümünden iki yıl önce çalışmalara başlamıştı. Okumaları tamamlanan ve bilgisayar desteğiyle düzenlemeleri de yapan Akdoğan, albümü tamamlayamadı. Ölümünün ardından Akdoğan'ın anısına albümü tamamlama kararı alan Kızılırmak grubundan İsmail İlknur ve İlkay Akkaya, Akdoğan'ın düzenleme ve müzik anlayışına hiç dokunmadan çalıştılar. Albümün kayıt ve masteringini Hüsamettin Küçük ile Metin Kalaç üstlendi.

"Bilgisayar destekli enstrüman seslerini canlı çaldırdık. Biz sadece teknolojiyi yükselttik" diyen İsmail İlknur, "Okumalar zaten tamamlanmıştı. Ancak kayıtları teknik olanakları çok kısıtlı olan stüdyoda kendisi yapmıştı. Tuncay'ın son albümü böyle olmamalı diye düşündük" dedi.

DARBEDAR

Grup Yorum'dan 1989 yılında ayrılan Akdoğan, 1990 yılında İlkay Akkaya ve İsmail İlknur'la birlikte Kızılırmak grubunu kurdu. Dokuz albümünde çalıştığı Kızılırmak'tan ayrıldıktan bir süre sonra 2000 yılında kurduğu Serüvenciler grubu da "Veda" adlı bir albüm yayımladıktan sonra dağıldı.

Albümde yer alan "Darbedar" adlı şarkı, Veda albümü için Koyuncu tarafından seslendirilmişti. Koyuncu yeni bir kayıt yapmak istemesine karşın sağlık durumu elvermeyince şarkı eski kayıtla albümde yer aldı.

Tuncay Akdoğan'ın ölüm haberi üzerine konserlerini iptal ederek Avrupa'dan dönen Koyuncu'nun 24 Kasım 2004 günü Akdoğan toprağa verildikten sonra uzattığımız teybe söylediklerinin bir bölümü şöyle: "Tuncay'la tanışmamız 1995 ya da 1996'da, Köln'de ortak bir arkadaşımızın evinde oldu. Biz Zuğaşi Berepe , onlar da Kızılırmak olarak oradaydık. Hem rock müzik yapıyorduk, hem ona benzeyen adamlardık, devrimciydik... Zuğaşi Berepe dağıldığında o da Kızılırmak'tan ayrılmıştı... Tuncay'la birlikte müzik yapmamız söz konusu oldu ve ben de Serüvenciler'e katılmış oldum... Birbirimizle kavga ede ede, seve seve, sadece müzik değil, o müziğin etrafını örme çabası da vardı... Çok zor zamanlardı, gündelik hayatımız zordu... 'Senin aşkından öldü dünyanın bütün çiçekleri' diye bir şarkı yazmıştı. Onu ben seslendirmiştim... Tam albüm aşamasına gelindiğinde bu ilişkinin bitmesi gerektiğini düşündüğümde terk ettim Tuncay'ı ve Serüvenciler'i. Birlikte müzik yaratmaya çalıştık, kısa sürdü ama onu yaratırken insanlar çok şey yaşayabiliyorlar... 'Benim albümümde şarkı söyler misin' dedi. 'Seve seve yaparım' dedim.

Tuncay'ın bu albümü bitireceği zamanı hesaplayamadım... İçimde öyle bir şey kaldı. Bu albüme elbette bir şarkı söyleyebilirim şimdi. Belki yüz şarkı da söyleyebilirim. Ama onun gözlerine bakarak söylemek isterdim... Ölüm hepimizin hayatında var. Biraz bizim büyümemizi sağlayan şeyler. Bu acı biraz kendine doğru dönecektir diye korkuyorum. Onun için şarkılar da yapabiliriz ama en çok acı veren şey onu özlemek olacak."