Mavi Kuş hepimizin hikayesi

Yeni Şafak yazarı Mustafa Kutlu’nun “Mavi Kuş” isimli hikayesi tiyatro sahnesinde. İBB Şehir Tiyatroları tarafından sahneye taşınan oyun izleyiciyle buluştu. Yönetmen Özgür Kaymak, “Çok bizden, çok Anadolu kokan bir oyun. Kutlu çok sıcak bir hikaye yazmış. Bu sıcaklığı kaybetmemeye çalıştık” diyor.

ABONE OL
GİRİŞ 27.04.2019 18:48 GÜNCELLEME 27.04.2019 18:48 KÜLTÜR
Mavi Kuş hepimizin hikayesi

Mustafa Kutlu’nun “Mavi Kuş” hikayesi tiyatro sahnesinde… Özgür Kaymak’ın oyunlaştırıp yönettiği oyun İBB Şehir Tiyatroları sahnesinde izleyiciyle buluştu. Tren istasyonuna gitmek üzere kasabanın tek otobüsü “Mavi Kuş”ta yolları kesişen bir grup yolcunun sürprizli yol hikayesi olan oyun, 50’lerden bugüne hayatımızın temelinde değişen pek bir şeyin olmadığını söylüyor. Sahnedeki Mavi Kuş’u Özgür Kaymak ile konuştuk.

 

Mavi Kuş’u öyküden tiyatro sahnesine aktarımı nasıl şekillendi?

Mustafa Kutlu’nun hikayeleri daha çok sinemada kullanıldı. Kendisi de bunların sinemaya daha uygun hikayeler olduğunu belirtir. Tiyatronun gerçekliğine başka bir boyut katmamız gerekiyordu. Özünde sürprizli bir hikaye olduğu için Mustafa Bey’le görüşmelerimde hikayeyi neden yazdığı sorusu üzerinden bir tiyatro metnine dönüştürdük. Onun yazım amacı oyunun temasını oluşturdu. O yüzden biraz zor da bir süreçti bizim için…

 

Bir hikaye uyarlaması olduğu için çerçevesi belli. Nasıl bir oyun sizce Mavi Kuş?

Çok bizden, çok Anadolu kokan bir oyun. Türkiye gerçekliğinde kısır döngü içinde kalmış konularla karşılaşıyoruz. Anadolu insanın Batı ya da şehir özlemiyle, şehirdeki insanın Anadolu özlemine göndermelerde bulunuyor. 1950-1960 dönemi arasında Anadolu’da yaşananları, barış elçisi adıyla buraya gönderilenleri bile içeriyor. Çok güzel metaforları var. Biz de bunları tiyatro sahnesinde kullandık.

Hikayeyi oyunlaştırmadan önce Kutlu ile görüştüğünüzü söylediniz. Bu görüşmede Mavi Kuş’un tiyatro sahnesindeki dili nasıl şekillendi peki?

Sinema gerçeğiyle hayat gerçeğinin iç içe geçtiği bir durum var. Aslında sanatın gerçek hayattan beslendiği ne kadar gerçeğe yaklaştığı, yine de gerçek hayatın tokatının daha ağır olduğu gibi konular ön plandaydı. Sanat gerçekliğinin hayat gerçekliğine hiçbir zaman ulaşamayacağı, gerçek hayatın hissettirdiklerini temel aldık.

SICAKLIĞINI KAYBETMEMEYE ÇALIŞTIK

Oyunun meselesi de güncel diyebiliriz bu noktada…

Evet. Hem şehir hem Anadolu özlemini baz alıyor. Aslında değişen hiçbir şeyin olmadığını söylüyor. Sadece teknoloji ilerlemesi dışında bütün dertler, insan çatışmaları, çeşitliliğimiz hala aynı. Çok sıcak bir hikaye yazmış. Bu sıcaklığı kaybetmemeye çalıştık.

KAYNAK : Yeni Şafak