Osmanlı’nın Gözyaşları

Osmanlı tarihinin en can yakıcı sahneleri bir kitapta toplandı. Yitik Hazine Yayınları tarafından yayınlanan Salih Gülen’in kaleme aldığı “Osmanlı’nın Gözyaşları” isimli eser, tarihî gerçekleri hikâye tadında sunarken okuyucuyu gen

ABONE OL
GİRİŞ 16.03.2008 21:55 GÜNCELLEME 16.03.2008 21:55 KÜLTÜR
Osmanlı’nın Gözyaşları

Osmanlı'nın Gözyaşları, Osmanlı’nın kuruluş yıllarından çöküş dönemine kadar geçen altı asırlık zaman diliminde bir medeniyeti ayakta tutan değerleri ve bu değerleri yaşatmak için canlarını veren insanların hikâyelerini günümüz insanına sunuyor.


Kitabın serüvenini “Upuzun tarih yolunda üzerine basılıp geçilen ve çakıl taşları gibi görülen her hadisenin ne manalar ifade ettiğini anlatmak için kaleme aldığını bildiren Salih Gülen “Anlatılan hadiselerin tamamı tarihî gerçeklere dayanıyor ve hikâyelerin ortaya çıkışında mümkün olduğunca en muteber kaynaklara başvuruldu.” diyor.


Kitaptaki hikâyelerin doğuşunu ise “Günümüzde, tarihî hadiseler sebep netice kolaycılığı içinde anlatılıp geçiliyor, yeni nesillerin bu kadar formüle edilmiş bir tarihten kanaatimce alabileceği çok bir şey yok. Ders kitaplarında birkaç paragrafa sığdırılmaya çalışılan tarihî gerçeklerde onca acılar var ki... İstedim ki tarihin gök gürültüsü içinde duyulmayan, anlaşılmayan inlemeleri, sızlamaları günümüz insanı bir nebze duyabilsin.” şeklinde anlatıyor. Okur kitlesi olarak lise ve üniversite gençliğini hedef seçtiğini bildiren Gülen, tarihin özellikle bu kuşaklara mutlak surette öğretilmesi gerektiğini savunuyor.


Eserde yer alan on bir hikâye, farklı zaman dilimlerinde padişahlardan paşalara, mareşallerden erlere kadar bir tarihin sesine dikkat çekmeye çalışıyor. Osmanlı’yı Osmanlı yapan değerlerin nasıl korunduğunun örneklerini hüzün tablolarıyla yansıtıyor. Eser, okuyucuyu bir taraftan Osman Gazi zamanındaki Savcı Bey’le tanıştırırken bir taraftan Sultan Reşad’ın cenaze merasimine götürüyor. Ulu çınarın hüzünlü yapraklarında destansı hikâyeler arasındaki seyahat böylece sürüp gidiyor. Eserde hikâye kitaplarında pek karşılaşılmayan bir uygulamaya da imza atılarak her hikâyenin başına o hikâyenin bir fotoğrafı konulmuş. Özellikle Trablusgarp’taki İtalyan işgalini ve Osmanlı askerlerinin İngilizlerce Kudüs’ten çıkartılışını gösteren fotoğraflar, hikâyeler kadar iç acıtıyor. “Yitik bir Osmanlı rüyasını kâğıda yansıtmaya çabaladığını” belirten Salih Gülen, fotoğrafların hikâyelere destek olmasını arzuladıkları için bu şekilde bir uygulamaya gittiklerini belirtiyor.


Eseri okurken Osmanlı’nın Gözyaşları’na ortak oluyor aynı köklerden gelmenin burukluğu ile hüzünleniyorsunuz. Hamaset kolaycılığından uzak, devrin sosyolojisine hâkim tarzda bir bakış açısı sunan Osmanlı’nın Gözyaşları, bu yönüyle tarihî olduğu kadar hem edebî hem de seviyeli bir eser özelliği taşıyor. Tarihimizi daha iyi anlamak ve sevmek için güzel bir çalışma ve hüzünlü bir vesile...


Kitap 127 sayfada tutularak okur kitlesinin gözünü korkutmamasına ve makul bir fiyata satılmasına çalışılmış. Kitabın son öyküsü “Beni Bırakma Ahretlik”i okuduktan sonra kitabın devamının gelmesi gerektiği hissine kapılıyorsunuz.


Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş koşulları