Spagetti'nin anayurdu Doğu Türkistanmış
“İtalyan seyyah Marko Polo, Doğu'ya yaptığı seyahatinde Doğu Türkistan bölgesini de gezmiş. İtalya'ya dönüşünde, bugün spagetti olarak anılan yemeği götürmüş.
ABONE OLŞamil Kucur'un haberi
Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi'de şiddet olayları ile gündeme gelen Uygur Türklerinin pek bilinmeyen sanat, edebiyat ve mutfak kültüründeki köklü geçmişiyle Anadolu'daki soydaşları ile olan ortak yanlarını Doğu Türkistan doğumlu şair ve yazar Nurala Göktürk'le konuştuk.
Nurala Göktürk, babası Çin zindanlarında işkence altında günlerini geçirirken, 1957 yılında Doğu Türkistan'ın Yarkent şehrinde doğdu. 1961 yılında Çinliler tarafından Afganistan'a sürgün edilen Nurala Göktürk ve ailesi 1965 yılında Türkiye'ye iskanlı göçmen olarak kabul edildikten sonra, Kayseri'ye yerleşti. 1967 yılında Hac görevini yerine getirmek için Suudi Arabistan'a giden ailesi ile birlikte 8 ay boyunca Mekke ve Medine'de kalarak tekrar Türkiye'ye dönen Nurala Göktürk, bir taraftan ilkokula devam ederken diğer taraftan da el sanatları kurslarına devam ederek sertifika aldı. Yine Doğu Türkistan doğumlu olan Hamit Göktürk ile evlenen Nuarala Hanım dört çocuk sahibi. Aile daha sonra Kayseri'den İstanbul'a göç etti. Ev hanımı olan Göktürk, Uygur kültürü, edebiyatı, sanatı ve folkloru üzerine araştırma ve yayınları ile tanınıyor. Hamit Göktürk halen Doğu Türkistan Vakfı'nda idareci olarak görev yapıyor.
DOBBA KOLEKSİYONCUSU
KÖKLÜ BİR KÜLTÜR MERKEZİ
Göktürk'ün çalışmaları arasında en dikkat çekeni Uygur mutfağı üzerine yaptığı araştırmalar. Geleneksel Doğu Türkistan Uygur Mutfak Kültürü adlı bir kitabı olan Nurala Göktürk, Türkiye'de ve dünyanın çeşitli bölgelerinde büyük bir iştahla yenen pek çok yemeğin kökeninin Doğu Türkistan olduğunu söyledi. Batıda spagetti olarak anılan makarnanın kökeninin Doğu Türkistan olduğunu iddia eden Göktürk, “İtalyan seyyah Marko Polo, Doğu'ya yaptığı seyahatinde Doğu Türkistan bölgesini de gezmiş. İtalya'ya dönüşünde, bugün spagetti olarak anılan yemeği götürmüş. “Sozma aş” da denilen, 'çözme, uzatma, inceltme manasına gelen, Büyük Türk Dil Bilgini Kaşgarlı Mahmut'un Divan'ı Lügatul Türk'te 'legmen' adını verdiği bir tür makarna İtalyan mutfağından tanıdığımız 'Spagetti'nin aslıdır. Makro Polo'nun Uzakdoğu seyahatnamesinde de bahsi geçen, Uygur Türklerinin, çok zengin mutfak kültüründen ülkesine taşıdığı, pek çok yemeği aslına uygun olarak, milletimiz bu günlere eksiksiz taşımayı başarmıştır” diyor.
Şiirlerimde acı, hasret ve ümit var
Şiirlerinde Doğu Türkistan kültürü ve tarihiyle Uygur Türklerinin yaşadığı soykırım, ölüm, acı ve gözyaşını kaleme aldığını ifade eden Nurala Göktürk, şunları söyldi: “Benim babam özgürlük ve insan haklarını istediği için yıllarca Çin işkencesi altında hapishanelerde yattı. Ablam öldürüldü. Amcamın oğlu öldürüldü. Birçok akrabam ve arkadaşım öldürüldü, yaralandı, hapiste yattı ve işkence gördü. Çinliler getirtildi, Türkler zorla dede, ata topraklarından söküldüler. Dini inançlarını yaşamak isteyenler ya öldürüldü ya yaralandı ya sürgün edildi ya da hapsedildi. Bu dün de aynıydı bu gün de aynı. Ben milli ve manevi kültürümüzü yaşatmak amacındayım. Biz ne olursa olsun, ne kötülük yaparlarsa yapsınlar yılmadık, yılmayacağız. Bugün Urumçi'de olan vahşet dün de vardı. Yarın da olacak. İnsanlık, insan hakları savunucuları, ekonomik ve politik çıkarları uğruna, bir milletin, bir tarihin, bir kültürün yok olmasına sessiz kalan çifte standartlı insanlar, devletler ve yöneticileri olduğu müddetçe, bu zulüm sürecek. Ama hiçbir zaman zulüm devamlı olmadı. Zalimlerin ömrü de eziyetleri de son bulacak.”
Ortak tarihin torunlarıyız
Nurala Göktürk'ün anlattıklarına göre, aslında Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri ile Anadolu insanının ortak yönleri bilinenlerden çok daha fazla. “Türkiye'deki kardeşlerimiz, ne yazık ki ne Doğu Türkistan'ın ne de orada yaşayan yaklaşık 25- 30 milyon Müslüman Uygur Türkleri ağırlıklı olmak üzere Kazak, Kırgız, Türkmen ve Tatar Türklerinin varlığından haberdarlar” diyen Göktürk şunları söyledi: “Türk tarihinde İslamiyet'i ilk kabul eden Karahanlı Devleti hükümdarı Abdülkerim Satuk Buğra Han, Doğu Türkistanlıdır. Mezarı ve adını taşıyan bir camisi bugün Kaşgar yakınlarındadır. Geçtiğimiz yıl Çinliler, sadece insanları yok etmekle kalmayıp Satuk Buğra Han Medresesi'ni de yıkıp, askeri garnizon yaptılar. Ayrıca, büyük Türk Dil Bilgini Kaşgarlı Mahmut da Doğu Türkistanlıdır ve onun da mezarı Kaşgar'dadır. Orada yaşayan kardeşlerimizin dili, sanatı, müziği, edebiyatı ve tarihi Anadolu Türkleri ile iç içe. Nedendir bilmiyorum ama burada insanların, medyanın, akademisyenlerin, politikacıların çoğunluğu Urumçi, Kaşgar, Hoten adlarını ilk kez duydu. Her ne kadar Çinliler tarihe mal olmuş devletler kurmuş, medeniyetler kurmuş olan Doğu Türkistan'ı yok etmeye ve çalışsalar da Doğu Türkistan adı, insanları, kültürü yaşadı, yaşayacak” diyor.
(Yeni Şafak)