Padişah’ın sır gibi sakladığı büyük proje neydi?
III. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu'nda önemli bilgiler paylaşıldı.
ABONE OLIII. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu, tarihe yeni bilgi ve belgeler sunan önemli isimlerin araştırmalarına, 2 gün boyunca ev sahipliği yaptı. 55 araştırmacının bilinmeyen tarihi olayları belgelerle anlattığı oturumlar son buldu. Tarihte sır kalan; Osmanlı padişahları niçin hacca gitmedi? Padişah’ın sır gibi sakladığı büyük projesi neydi? Gelibolu yarımadasındaki 11 şehir nereye kayboldu? gibi cevapsız sorular sempozyumda belgelerle aydınlatıldı.
Dünyadan ve Türkiye’den 50’nin üzerinde önemli tarihçi, araştırmacı ve akademisyenin katıldığı İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi tarafından düzenlenen “III. Uluslararası Osmanlı İstanbul’u Sempozyumu” oturumları sona erdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) işbirliğiyle düzenlenen sempozyumda Osmanlı İstanbul’unun perde arkasında kalmış tarihi, sırlarla bezeli geçmişi ve bilinmeyenleri araştırmacıların yaptığı çalışmalarda gün yüzüne çıktı.
Fethin Kutsal Mührü: Eyüp
Sempozyumun son gününde de ilk günkü kadar ilginç ve dikkat çekici araştırmalar sunuldu. Berlin Freie Üniversitesi’nden Feray Coşkun, “Osmanlı İstanbul’unda Bir Ziyaretgâh ve Teferrüçgâh Mekanı Eyüp” adlı araştırmasında önemli bilgilere odaklandı. Coşkun, araştırmasını anlatırken şunları söyledi, “Eyüp El Ensari’nin türbesi İslam dünyasında olduğu kadar Bizans zamanında da önemli bir ziyaretgâh mekanı olmuştur. Türbe, 1453’de İstanbul’un fethinden sonra Akşemsettin tarafından keşfedildi. Bizans’tan Osmanlı kentine dönüşen İstanbul’un fethinin kutsanmasında önemli bir mekan olan bu türbe, fethin kutsal mührü olarak görüldü.”
Gelibolu yarımadasındaki 11 şehir nereye kayboldu?
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Mehmet Fatih Yavuz’ “Osmanlı İstanbul’unda Devşirme Yapı Taşları” konulu araştırmasında ilginç bir bilgi verdi. Gelibolu’da 11 şehrin olduğunun bilindiğini söyleyen Yavuz, Gelibolu’da 11 şehir vardı harabeleri nerede? sorusuna çalışmasında yanıt verdi. Yavuz, “Yarımadada 11 polis (şehir) olmasına rağmen dolaştığınızda herhangi bir harabe göremezsiniz. Nedeniyse İstanbul’un bu kentleri taş ocağı olarak kullanmasıdır.”
Osmanlı padişahları niçin hacca gitmedi?
“III. Ahmet döneminde Topkapı Sarayı’nda İç Güvenlik” konulu sunumunda Fatih Üniversitesi’nden Mustafa Bilge, oldukça ilginç bir soruyu gündeme getirdi; Osmanlı padişahları niçin hacca gitmedi? Dönemin oldukça dikkat çeken sorusuna Bilge “Osmanlı padişahları hacca gitmez, bedel olarak kendileri yerine başkalarını hacca gönderir, bunları da kayıt altına alırlardı. Daye Hatun da seçilip hacca gönderilenlerden biriydi. Hacca gönderme işi oldukça yaygındı. Padişah ve sultanlar haricinde saray ağaları ve kapı ağaları da para vakfı yaparak her sene kendilerine bedel olarak başkalarını hacca göndermişlerdir.” diye cevap verdi.
Padişah’ın sır gibi sakladığı büyük projesi neydi?
Osmanlı İstanbulu Sempozyumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Akyıldız, Padişahın gizli projesi ve meçhul muhatabı arasındaki sırrı anlattı. Akyıldız, tahmini 1894 tarihli elindeki belgenin padişahın sırrının yer aldığı tek belge olduğunu belirterek “Teavün sandığı konusu, padişahın gizli bir projesini içeriyor. Padişah hanedanın geleceğiyle ilgili kaygılarını güvendiği bir muhatabıyla paylaşıyor ve ondan gereken araştırmayı yapmasını talep ediyor. Bu araştırmanın sebebi; II. Abdülhamit’in hanedan üyelerinin masrafları ve piyasadaki borçlarına dair gözlemleri. Çünkü hanedan üyeleri harcamalarında tasarruf gözetmiyor, gerektiğinde borca bile giriyordu. Bu durumdan endişelenen II. Abdülhamit, hanedan üyeleri için bir yardımlaşma sandığı kurulmasına karar verdi. Fakat bunun gizli tutularak yapılmasını istedi.
Sempozyum, edebiyatın güçlü kalemleriyle kapanış yapacak
Sempozyum, “Edebiyatçıların Gözüyle İstanbul” oturumu sonrası tasavvuf sanatçısı Münip Utandı’nın konseriyle son bulacak. Sempozyumda “Edebiyatçıların Gözüyle İstanbul” oturumu; Ahmet Ümit, İskender Pala, Mario Levi, Selim İleri ve Beşir Ayvazoğlu gibi önemli İstanbul yazarlarının ağırlayarak, İstanbul’un edebiyat tarihine de dokunacak.