Erkin Koray: MHP ile İP birleşsin
Rock müziğin duayenlerinden Erkin Koray tartışma yaratacak açıklamalar yaptı. Koray, Eurovision'un dansözler yarışması olduğunu savundu, 'MHP ile İşçi Partisi birleşmeli' dedi.
ABONE OLErkin Koray, müziğiyle olduğu kadar siyasi ve hayat duruşu ile de hepimizden bir adım önde yaşayan biri. Günümüzde hala kendi deyişiyle 'toplasan 2 eseri olan' Tarkan gibi isimler İngilizce albüm ile uğraşırken, o 1960'lı yıllarda İngilizce parçalara plaklarında yer vermişti. 2002 yılında daha ortada hiçbir gelişme yokken 'erken seçim' lafını ilk kez eden yine o olmuştu. Her ne kadar kendisi 'Benim siyasetle işim yok, eğilip bükülmeyi' beceremem deyip kendisine sadece 'düşünce adamı' sıfatını layık görse de Türkiye'nin siyasi geleceğiyle ilgili konuşmaktan da kaçınmıyor. İşte o her biri gençliğimize damgasını vurmuş şarkıların 'baba'sı Erkin Koray'dan hayata, müziğe ve Türkiye'ye dair altın değerinde sözcükler.
20 yıl önceki albümleri hala satan bir sanatçı olmak nasıl bir duygu veriyor size?
Şüphesi rahatsız edici değil. Aslında bundan çok mutluyum gibi bir şey söylemek istemiyorum. Bu benim yaşamımla birlikte normal olması gereken bir şeydi diye düşünüyorum. Çünkü çok emek verdim. Bu kadar emek verilmiş bir şeyin kalıcı olmasını isterdim zaten. Kaybolup gitmekten daha güzel.
Türkiye'de sizin gibi albümleri hala satışta olan çok az kişi var.
Evet az. Olanlar da şu anda dünyada yoklar. Böyle de kalır umarım.
Çok sık konsere çıkıyorsunuz ve canlı performansınız büyük beğeni kazanıyor. Bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?
Talep olduğu için çıkıyorum. Talep olmazsa zorlamam. Bir iki konser üst üste salonun dolmadığını görürsem bu işi bırakırım, ısrar etmem. Tahammül edemem. Gözüm şimdiye kadar dolu salon görmeye alışmış. Dolayısıyla şu an çok yoğun talep var. Bu konserlere gidiyorum. Bir de benim yaşam tarzım bu. Konserci bir kişiyim. Genellikle albümlerde daha güzel bir performans sergilenir ama ben konseri kasetinden daha güzel olan ender kişilerdenim. Konserde çok daha üstün bir performansım var. Bunu kendim de biliyorum, dışarıdan da söylüyorlar hem de ben böyleyim.
KONSER VERMEK BENİ AYAKTA TUTUYOR
Bu performans için enerjiyi nasıl sağlıyorsunuz?
Özel bir formülüm yok. Aerobik falan yapmıyorum yani (gülüyor) ama çok severek yapmam bir enerji sağlıyor. Müziğin sihri olsa gerek. Yaptığım müzik türü zaten kendi içinde bir enerji taşıyor. Bir Klasik Türk Müziği gibi değil. Hoş onu da severim. Yaşım ilerlemiş olmasına rağmen ayaktayım. Konser vermek iyi geliyor galiba, bu beni sıhhatli tutuyor. Bayağı sık konsere çıktığım için bu jimnastik gibi oluyor benim için.
Formunuzu korumak için her sabah bir tencere ayran içtiğiniz doğru mu?
Öyle şeyler yapıyorum. Ayran çok kullanırım. Yoğurdun hem mideye iyi geldiğini hem de sıhhatli olduğuna inanıyorum. Öyle kendi kendime bulduğum ilginç şeyler var ama çok da kalori hesaplarına girmiyorum. Fazla et yememeye dikkat ediyorum. Sigara içmiyorum. İçki de kullanmıyorum.
İçkiyi bıraktınız mı?
Uzun yıllardır kullanmıyorum. Eskiden çok fazla alkol alıyordum.
Rock müzik dinleyenlerin içki ve sigarayla ilgili bir imaj derdi mi var sizce?
Dün akşam bir kulübe gittik. Bir Rock grubundaki bir arkadaş haç takmıştı. Eminim ki Hıristiyan değildi. Ama bunun bu kadar Batı'ya bağımlı bu kadar şekilci olması beni rahatsız etti. Estetik olarak güzel cevabını alıyorum. Ama bir estetiği olduğunu düşünmüyorum. Bir Buda heykelinin estetiği vardır belki ama haçın olamazdı. Ben bir rockçı olarak batının güzel olan yanlarını alıp bir Türk olarak Türkiye'de uygulama tarzını seçtim.
Türkiye'ye Hard Rock'ı getiren de sizsiniz...
Evet kesinlikle. Yeni yeni arkadaşlar yok Trash Metal yok bilmem ne falan gibi isimler verip bir şeyler yapıyorlarsa onun aynını ben uzun yıllar önce yapmışlığım ve bırakmışlığım vardır.
TÜRKİYE'DE KÜLTÜR İMAR PLANLARINDAN SONRA GELİR
1960'lı yıllarda plaklarınıza İngilizce şarkılar koydunuz. Birçok tarzın öncülüğünü yaptınız. Bütün bunların üzerine şimdiki sanatçıların İngilizce albüm çalışmalarını ya da yenilik diye adlandırdıkları şeyler size komik geliyor mu?
Komik değil ama geç kalmış geliyor. Fazla da suçlayamıyorum. Çünkü Türkiye uzun bir duraklama devresi geçirdi. Özal'dan başlayan TRT'nin yasaklayıcı tutumuyla uzun bir duraklama dönemi yaşandı. O dönemde gençler hiçbir şey üretemediler. Bu zarar verdi. Bazı şeyleri yeni yeni buluyorlar. Ama ziyanı yok. Hiç yoktan iyidir. Şimdi güzel bir görüntü var. Bayağı iyi müzik yapan gruplar ve gençler var. ABD ayarındalar. Buna devlet olarak destek verilse daha güzel olur. Hiç olmazsa başarılı gençlerimiz yurtdışında seslerini duyururlar. Kendi kendilerine yapmak kolay olmuyor. Çünkü bunlar büyük endüstriler, devletin de eğilmesi lazım. Ama maalesef kültür konusu imar konularından hep daha sonra gelir. O da aslında çok yanlış görünen bir durum. Devleti idare edenler bu konuyu yanlış görüyorlar. Kültürün bir numarada olması lazım. Örneğin İngilizleri İngiliz yapanlar belki inanmayacaksınız ama Beatles'tır. 4 tane İngiliz müzisyenidir. İngiltere'nin ismi cismi yoktu. Birdenbire İngiltere diye bir kavram çıktı. Bu kültür bu kadar önemli. Türkiye'nin tanıtılması için bir takım gayretler sarf ediliyor. Ermeni meseleleri için tarihçiler seferber oluyor. Bunlara hiç gerek yok. İki sanatçı Türkiye'yi tanıtmak için yeterli neden teşkil eder.
Kaç tane albümünüz oldu, rekor sayıda var mı?
Albüm rekorunun bende olup olmadığını bilmiyorum ama kaçak albüm rekorunun bende olduğu kesin. Şu anda çıksak göreceğimiz tüm kasetler korsandır bende. Reyondakilerin hepsi korsan. Hangisini sayayım. Korsanı da bir albümden mi sayayım. Ama bir hayli var. Hangi birini albümden sayayım. Geçenlerde şeyin biri, şeni biri yerine istediğiniz sıfatı koyabilirsiniz, Greatest Hits diye bir albüm çıkarmışlar. İçinde ne Greats var ne de hits var. Böyle bir terbiyesizlik olmaz.
Resmi olarak yayınlanan albümler de buna dahil mi?
Evet. Hepsi korsan. Şirketler korsan olarak çıkarıyorlar. Bunlar Türkiye'de olur. Hatta resmi bandrollü korsan da olur.
Satılan albümlerinizden telif hakkı almıyor musunuz?
Hayır.
Dava açtınız mı?
15-16 tane mahkemem var. Onlara gidip geliyorum. Daha da giderim çünkü bu konu çok 'derin' bir konu. Tırnak içinde derin. Bazı yerlerde de kullanılan bir tabirdir derin. Ne olduğunu ben söylemiş olmayayım. İşte bu konuda böyle 'derin'.
Devletin bu konuda hiçbir çabası yok mu?
Devlette içinde olursa... Maalesef bu konular böyle yürüdüğü için ilerlemiyoruz. Batılılar bu endüstriyi döndürebiliyorlar. Herkese yansıyor. Bizde yansımıyor. Hiç hak etmeyen kesimlerde toplanıyor. O kesimlerde verimsiz. Plak şirketi kazansa ne olacak. 4 tane daha apartman yapacak. Ama ben kazansam ben büyük bir stüdyo açacağım.
Siz buna rağmen küsmeden çalışmalarınıza devam ediyorsunuz...
Evet. Küsmem doğru olmaz. Ben mücadele içindeyim. Çok zorlu bir mücadele içinde olduğumu biliyorum. Hatta bunları kazanacağıma dair bir ümidim de yok ama gidip bu güzelim ülkemi de Avrupa'lara da şikayet etmek istemiyorum. Bu konuyla ilgili Adalet ve Kültür Bakanı'ndan randevu istiyorum. Onu da alamıyorum. Kaçıyorlar benden.
SANSÜRLEYEN TRT ŞİMDİ BENİ ÇAĞIRIYOR
1970'li yıllarda neden Türkiye'yi terk ettiniz?
Terk etmedim. Özel olarak gittim. Dünyayı görmem gerekirdi. Yaptığım şeyin ne olduğunu iyi bilmem lazımdı. İnsanları tanımak için gittim, istikbal aramak için değildi. Bir Türk olarak Avrupa'da herhangi bir çalışma yapılamayacağını öğrenmiştim. Avustralya, Kanada'ya kadar gittim. Dünyayı dolaşmışlığım var desem yalan olmaz. Oradaki insanları tanımak gerekirdi.
Arabesk ve Türk Sanat Müziği ile ilgilenmenizle eleştiri aldınız. Bugüne kadar birçok eleştiri aldınız. Bunların ne kadarını hak ettiniz?
Eleştirildiği zaman dinlerim buna hiç kızmadım da. Hak edip etmediğimi bilmiyorum. Yaptığım şeyi onaylayan da onaylamayan da vardır. Ama yıllar benim doğru yaptığımı gösteriyor. TRT beni uzun yıllar yasaklamış şimdi davet ediyor ve işin en ilginci de en fazla davet eden müessese TRT. Hayat çok garip.
SAÇIM YÜZÜNDEN ATILAN DAYAKLARIN İZLERİNİ HALA TAŞIYORUM
Bir dönem de uzun saçlarınız yüzünden eleştirildiniz?
O konu çok önemli bir konuydu. Tek başına erkek olarak uzun saçla dolaşmak bayağı rizikoluydu. Neredeyse hayatını ortaya koymak çizgisinde bir durumdu. Zaten vücudum o yüzden yara bere içindedir. Her tarafımda bıçak yaraları var.
Vazgeçmek çok kolaydı ama neden yapmadınız?
O zaman kıymeti kalmaz. Bazı insanlar böyle olacak ki bazı şeyler ortaya çıksın. Herkes mücadeleyi bırakırsa. Mesela bizim Avrupa Birliği'ne girmemek için mücadele etmemiz gerekir. Bunun kadar yanlış bir şey olamaz. Bizim Avrupa Birliği ile işimiz olmaz. Biz çok iyiyiz böyle. Avrupa Birliği'nin bize üye olalım pahasına dayattığı şeyler bize altından kalkamayacağımız kadar zarar vermekte.
Siyaset konusunda öngörülü müsünüz?
Bu konuları düşünen bir insanım. Sadece gitar çalan biri değilim. Hatta şu anda sağ ile sol MHP ile İşçi Partisi birleşse çok iyi olur diye düşünüyorum. Bu çok zor olur diyorum.
Kime karşı olur?
En azından ülkede gençlerin sağ sol kavgasını engelleme yönünde bir hareket olmuş olur. Ve onların söylemleri neredeyse aynı yere geldi. 'Türkiye' diyorlar ikisi de. Bence şu anda iktidarda olan hükümet pek fazla 'Türkiye' demiyor. Neredeyse Kıbrıs'ı vermek üzere. Çok hayırlı olacağını düşünüyorum.
Siyasete atılmayı dünüyor musunuz?
Aman öyle eğil bükül bunlar bana göre değil. Kıvırmak da bana göre değil. Bir zamanlar kötü gidişe bu suretle dur denir diye adı hiç önemli olmayan o sırada ana muhalefet kimse öyle bir teşebbüste bulunayım dedim ama bana göre olmadığını gördüm. Zaten yeterince iyi bir muhalefet olduğunu sanmıyorum. Meclis'te iktidar olan bir hükümet ve onun karşısında da muhalefet olduğunu hiç görmedim şimdiye kadar.
Sizin ara sıra maddi sıkıntıda kaldığınızda gitarınızı açık artırma ile sattığınız doğru mu?
O maddi sıkıntıdan değil, ilginçlik olsun diye yapmıştım. 9-10 tane gitarım var. Hepsi yanımda kalmasın, 2 tanesi de birilerinde bulunsun diye yüksek fiyatla koydum ama Allah'tan alınmadı. Hemen çektim geriye. Satmıyorum, satılık değil. Yanlış bir hareket oldu.
ORHAN'LA ÇALIŞMAMIZDAN SIKI ŞEYLER ÇIKAR
Son dönemde bir albüm çalışması var mı?
Evet. Vatandaş daha çok eski parçaları görmek istiyor. Plak şirketleri de onları istiyor. Tescilli şarkılar olduğu için ticareti daha kolay. Ben de yenileri çıkarayım ama doğru dürüst bir plak şirketinden olsun diyorum. Bıktım bu mahkemelerden. Bulamazsam kendim çıkartırım. Vatandaşa bu bende olanı iletmem gerekir.
Bir de Orhan Gencebay var, Dostluğunuz hiç kopmadı. Onunla ilişkiniz ne düzeyde?
Biz eski arkadaşız. Fırsat buldukça da görüşüyoruz. İkimizin de hayalinde ortak bir eser yaratmak vardır ama bir türlü gerçekleştiremeyiz. Çok güçlü bir müzik ve düşünce adamı. İkimizin birleşmesinden ortaya çıkacak şey sıkı bir şey olur ama vakit bulamıyoruz.
Tarkan hakkında ne düşünüyorsunuz?
Popüler olmakla iyi olmak başka bir şey. Toplasanız iki tane eseri olan bir kardeşimiz. Ben onu İbrahim Tatlısesler'in Orhan Gencebaylar'ın sınıfına koymam. Gerekmiş ki varolmuş ama daha çok yeni bakalım ileride kalıcı eserleri olursa devam da ederse onu da alkışlarız.
JOHN LENNON İLE TARİHİ GÖRÜŞME
Yurtdışı yolculuğunuz sırasında John Lennon'la da bir görüşme yaptınız, değil mi?
Yine bir hayranı tarafından öldürüldü denen oysa, gerçekte öyle olmayan, barış istediği için öldürülmüş olan John Lennon'la görüşmeyi çok istiyordum. Onun çizgileri ile benimkiler birbirine benzerlik gösteriyordu. Beatles grubunun içinde bir Paul Mccartney'le görüşmeyi istemem Ringo'yla görüşmeyi daha da istemezdim çünkü kötü davulcu.
Davulculara karşı bir antipatiniz mi var?
(Gülerek) Yok canım sadece ortada dolaşan böyle bir söylenti var. Öyle şey olmaz çünkü benim grubumda da davulcu var. Bu esprinin nedenini de bilmiyorum.
John Lennon'a dönersek?
Bu benim zaten arzu ettiğim bir şeydi. O dönemde ulaşılamayacak biriydi. Etrafını bodygoard'lar sarmışken kendisine ulaştım. Böyle bir atraksyonum var. Atraksiyonlar adamıyım zaten.
Onunla görüşmeyi nasıl aldınız?
Söyleyemem. Bu benimle onun arasında bir şey. Kimseye randevu vermiyordu. Bu sır benimle gidecek. Eğer söylersem onun ruhuna ayıp olur. O da zaten bunu çok özel gördüğü için randevu verdi. Talimat verilmişti korumalarına, 'Röportaj vermeyecek, kimseyi yaklaştırmayın' diye.
Niçin özellikle onunla görüşmek istediniz?
Büyük bir fikir adamı, Beatles'in beyiniydi. O yüzden de öldürüldü zaten. Diğerlerini öldürme gereği duymadılar.
Söyleşiniz nasıl geçmişti?
Felsefe alışverişinde bulunamazdık zaman kısıtlıydı. Böyle şeyler yarım saat içinde olacak şeyler değil. 'Barış hakkında ne düşünüyorsunuz?' diye sormadım. Bunu her önüne gelen soruluyordu. Diğer konulara da ayaküstü girilmezdi. 'Nasılsınız, iyi misiniz' demek yeterdi zaten iyi olduğunu görmek beni mutlu etti.
İçkiyle sahneye çıkmak seyirciye saygısızlık
çki ve sigarayla sahneye çıkan Teoman'a bir şey diyemem ama ben sahneye elimde sigara ile çıkmam. Bunu bir saygısızlık addederim dinleyicime. Alkollü çıkmanın da dezavantajlı bir durum olduğunu düşünüyorum. Performansımın düşmesini istemiyorum. Eskiden hem çok alkol aldım hem de yoğun bir gece hayatı yaşadım Beyoğlu'nda. Oradan içki içmeden bırakmazlar. Ama şimdi almıyorum. İçki içiyor olsam bile sahneye çıkarken almam. O performansın en üst düzeyde olması gerekir. Dinleyicime karşı bir saygı unsurudur. Ama arkadaşlarım saygısızdır demek istemiyorum.
Kızımı okula göndermeme konusunda beni örnek almayın
Tabii ki ama vatandaşın çocuğunu okula göndermesinden yanayım. Siz bana bakmayın. O benim özel bir konum. Kimseye örnek olmak istemiyorum. Türkiye'nin okumaya ihtiyacı var. Cehaletten çok çekiyoruz. Benim durumum çok farklı. Okumasa da olurdu. Ben ona öğretmenlerinden daha iyi öğretebilecek kapasitede bir insandım. O bakımdan bu konuda örnek olmak istemiyorum. Aslında ben bu konuyu bilinsin bile istemiyordum ama saklayamıyorsunuz. Bana karşı hiç bahsedilmese daha iyi olur. Memleketin okumuş insanlara sahip olması lazım. Ama yine de bu kadarcık bile sözü geçtiği zaman bu konu edilmiş oluyor. NURBANU GÜNEY-Akşam