'Kıyamet Ayasofya'dan kopacak!'

Sabah gazetesi bugün yıllardır süren yasal bir uygulamayı sanki suçmuş ve yeni imiş gibi manşetten duyurunca gazeteci yazar Turgay Güler bu tavıra sert tepki gösterdi...

ABONE OL
GİRİŞ 04.07.2006 13:02 GÜNCELLEME 12.11.2019 17:35 MEDYA
'Kıyamet Ayasofya'dan kopacak!'

Gazeteci yazar Turgay Güler, Sabah gazetesi ve Fatih Altaylı’nın bilerek ya da bilmeyerek planlı bir komplonun parçası olduğunu öne sürdü ve söz konusu gelişmelerin çok yakında Türkiye'nin başını uluslararası planda ağrıtabileceğini savundu.

 

 

 

 

 

 

 

Mehdix adlı kitabını aslında bu komplolara dikkat çekmek ve Türkiye'yi bu konuda duyarlı kılmak için yazdığını söyleyen Güler, nasıl bir oyun oynandığını ve bu oyunun nasıl bozulabileceğine dair düşüncelerini yazılı bir basın bildirisiyle bugün basın ve yayın organlarına açıkladı.

 

 

 

 

 

Güler bu gidişle Ayasofya'nın çok yakında ibadete açılacağını iddia etti ve 'Tabi bir kilise olarak' dedi..

 

 

 

 

 

Güler basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

 

 

 

 

 

KIYAMET AYASOFYA’DAN KOPACAK

 

 

 

 

 

 

 

FATİH ALTAYLI DA  KIYAMET TELLALLARINDAN

 

 

 

 

 

 

 

Ayasofya krizini Türkiye gündemine taşıyan ve 100 bin basılan Mehdix kitabının gazeteci yazarı Turgay Güler’in basın açıklaması…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bugün Sabah gazetesini elime aldığımda şok oldum.

 

 

 

 

 

 

 

Çünkü Amerika, İtalya ve Yunanistan’daki kampanyalara benzer bir kampanyayı Sabah gazetesi de başlattı. Hem de çaktırmadan, büyük bir ustalıkla.

 

 

 

 

 

 

 

Ve de manşetten.

 

 

 

 

 

 

 

Bugün Sabah gazetesi, Ayasofya’nın zaten yıllardır ibadete açık olan bölümünü sanki orada bugüne kadar hiç ibadet edildiğini bilmiyormuş gibi manşetine taşıyarak, bazı kesimleri provake edebilecek tehlikede bir haber yayınladı. Aslında Sabah bunu ilk defa yapmıyor. On yıl öncesine ait bir sabah gazetesi alıp okusanız bile Ayasofya ile ilgili haberler hep aynı klişe cümlelerle veriliyor. Sadece o mu ‘boyalı basın’ tabir edilen medyanın büyük bir kısmı olayı hep bu gözle yansıtıyor okurlarına….  

 

 

 

 

 

 

 

Sabah’ta görev yapan bütün yazı işleri camiası mensupları ve Fatih Altaylı, o kadar cahil mi ki; daha 1979 yılında, 2. MC hükümeti tarafından ibadete açılan ve 12 Eylül darbesi ile kapatılan bu bölümün merhum Turgut Özal döneminde onarılarak yeniden halkın ibadetine açıldığını bilmesin… Bence bal gibi biliyorlar… Ama bilmezden geliyorlar…

 

 

 

 

 

 

 

Dahası gazetenin köşe yazarı Fatih Altaylı, kaleme aldığı yazısında “Ayasofya İnadı” başlığı altında “ufaktan ufaktan cami oluyor” diye bir yerlere mesaj vermeye çalıştı.

 

 

 

 

 

 

 

Peki niçin böyle yapıyorlar diye soracak olursanız cevap vermeye hakkım olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu konuya senelerce kafa yormakla kalmayıp, bu konuda Türkiye’nin başına örülecek çorapları dile getirmek için bir kitap dahi kaleme almış bir gazeteciyim…

 

 

 

 

 

 

 

Aslında Altaylı’nın yapmaya çalıştığı, konuyu ufak ufak gündeme taşımaktan öte bir şey değildi.

 

 

 

 

 

 

 

Ben buradan açıkça iddia ediyorum ki, Ayasofya önümüzdeki beş yıl içerisinde ibadete açılacak.

 

 

 

 

 

 

 

Ancak kilise olarak.

 

 

 

 

 

 

 

Nisan ayında piyasaya çıkan ve şu ana kadar 50 bini aşkın satan Mehdix adlı romanımda ben asıl olarak bu tehlikelere dikkat çekmek istemiştim. Ama yazar Fehmi Koru’nun da altını çizdiği gibi inanılmaz miktarda satış yapan bu kitap nedense sansasyon sever basınımızdan hak ettiği ilgiyi görmedi. Bazı görünmez eller, her nasılsa bu kitap konusunda tek bir satır yazılıp, ekranlarda tek bir cümle söylenmesine bile tahammül edemedi. Edemedi diyorum çünkü, bu konuda benimle bir düzineyi aşkın röportaj, 7-8 kameralı çekim yapıldı. Peki hangi gazete ve dergide bir satır yazı, bir kare görüntü görebildiniz?

 

 

 

 

 

 

 

Göremezsiniz çünkü hayali kurgu olarak bile bu planın bozulmasına bazıları tahammül edemiyorlar...

 

 

 

 

 

 

 

Ben kitabımda en uç hayali kurarak bu planların bir şekilde bozulacağına olan inancımı hiç kaybetmediğimi haykırdım. Duyan duydu. Duymayanların da duymazdan geldiğine inanıyorum artık. Çünkü burnunun dibinde ibadete açık mekanı görmezden gelen, benim biçare kitabımı hayli hayli görmezden gelir…

 

 

 

 

 

 

 

Kitabımda bu konuları tüm ayrıntılarıyla ortaya koymuştum.

 

 

 

 

 

 

 

Ayasofya konusunda dünya çapında büyük bir plan var ve bizim içimizdeki bazı kesimler bu planın bilerek ya da bilmeyerek gerçekleşmesi için önemli adımlar atıyorlar…

 

 

 

 

 

 

 

Amerika, İtalya ve Yunanistan’da Ayasofya’nın kilise olarak ibadete açılması için yoğun bir kampanya yürütülüyor… Sabah gazetesinin bundan haberi yok mu? Şu ana kadar yüz binlerce imza toplandığını bilmiyor mu?

 

 

 

 

 

Bilmiyorsa ben söyleyeyim, bu imzalar önümüzdeki günlerde Türkiye’nin önüne konacak ve Ayasofya’nın kilise olarak ibadete açılması istenecek.

 

 

Dahası bu aşamadan sonra bu talep resmi bir istek olarak işlem görecek…

 

 

 

 

 

 

 

Sonra ‘bu resmi istek’, Avrupa Birliği’ne üyelik için önümüze şart olarak konulacak…

 

 

 

 

 

 

 

Altaylı’da yazısında bu duruma alkış tutacak. İster inanın ister inanmayın.

 

 

 

 

 

 

 

Yazı başlığı da aynen şöyle olacak, “Ayasofya asli hüviyetine kavuştu, tartışma çok şükür bitti”

 

 

 

 

 

 

 

Peki Sabah gazetesi ve Fatih Altaylı bu konuyu neden gündeme getiriyor?

 

 

 

 

 

 

 

Aslında Mehdix bu soruların cevabını çok net bir şekilde ortaya koyuyor.

 

 

 

 

 

 

 

Ben hâlâ gerçeği gören pek çok coğrafya insanı gibi iddia ediyorum ki, kıyamet, Ayasofya’dan kopacak…

 

 

 

 

 

 

 

Ve birilerinin tüylerini diken diken eden, uykularını kaçıran bir çözüm de olsa Ayasofya Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanı tarafından ibadete açılmasını hayal ediyorum.

 

 

 

 

 

 

 

Ama bazıları bu hayalin neden ve niçin kurulduğunun imgelerini bile göremeyecek kadar şaşkın ve kör dolaşmaya devam ediyor. Ben o kitapta Genel Kurmay Başkanı Müslüman bir önder olacak mı diyorum? Hayır! Peki o zaman niye böyle bir hayal kuruyorum. Çünkü bizim içimizdeki basın mensuplarının bile alet olduğu büyük planı bozacak daha etkili bir çözüm göremiyorum…

 

 

 

 

 

 

 

Sorun Ayasofya’nın ibadete açılması değil gerçekte. Ayasofya’nın taşıdığı mana. O manayı kaybedilirse, yarın İstanbul Vatikan olur. İsrail Mescid’i Aksa’yı yıkar ve Süleyman Tapınağı’nın inşa eder.

 

 

 

 

 

 

 

Tüm bunlar çok sıra dışı, uç konular gibi görünebilir. Ancak bu dünya siyasetinin sinir uçlarından öte bir şey değil.

 

 

 

 

 

 

 

Ben buradan Altaylı’ya açıkça çağrıda bulunuyor, Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması O’nu niye rahatsız ediyor.

 

 

 

 

 

 

 

Bu sorum dinsel içerikli bir soru değil hemen belirtmek isterim. Çünkü Ayasofya’nın taşıdığı mana dinsel değil, ulusaldır.  Ve bu ülkede ulusalcı geçinenlerin de bu duruma sessiz kalmalarını hiç anlamıyorum.

 

 

 

 

 

 

 

Not: Dünya çapındaki büyük kampanya ve Mehdix adlı kitapla ilgili ayrıntılı bilgileri www.mehdixpasa.com sitesinden edinebilirsiniz…

 

 

 

 

Mehdix kitabı ile ayrıntılı bilgilere bu linkten ulaşabilirsiniz.