Deniz Baykal'a türban giydirdiler!..
“Siz bu devlete türban giydiremezsiniz” diyen Deniz Baykal’a türban giydirdiler. Hem de ‘sıkma baş’ olarak tabir edilenin modelden ve altında da bone var. Üstelik bone siyah renkte...
ABONE OLYaşanan siyasi gerginliklerden, çıkan polemiklerden yola çıkarak ilginç kapaklarla çıkan mizah dergilerinin kapakları son zamanlarda bir hayli konuşuluyor. Haftalık haber dergileri arasında saygın bir yeri olan Gerçek Hayat Dergisi, en uç esprileri, en absürt çizgilerle birleştirerek tebessüm ettirdiği kadar tepki de çeken mizah dergilerini kıskandıracak bir kapakla çıktı bu hafta.
Dergi, “Siz bu devlete türban giydiremezsiniz” diyen Deniz Baykal’a türban giydirdi! Hem de ‘sıkma baş’ olarak tabir edilenin modelden ve altında da bone var. Üstelik bone siyah renkte…
Haftalık olarak yayın yapan Gerçek Hayat Dergisi bu haftaki sayısında, “Devlete türban giydiremezsiniz” diyen Baykal’a, fotomontaj tekniğiyle türban giydirdi.
İslamcılar kadar liberal kesiminde dikkatle takip ettiği Gerçek Hayat Dergisi, “Laikler Korkmayın Hepimiz Aynıyız” başlıklı kapak dosyasında, İslami kesime yönelik özeleştiri yaparken, türbana karşı sert muhalefetinden geri adım atmayan Deniz Baykal’a da türban giydirdi.
Eren Özdemir'in hazırladığı haber dosyasında, Baykal’a sadece fotoğrafla gönderme yapılırken asıl hedef ise İslam kesim. Haberde, İslami kesime yönelik ciddi özeleştiriler yapılırken, laik kesime de “korkmayın İslami kesimin radikal söylemleri yerini daha rahat yorumlara” bıraktı mesajı veriliyor.
“Herkes kendine göre bir İslam algısıyla dinini yaşamaya başladı.” denilen haberde, 28 Şubat sürecinde kendini hesaba çekme ve kendiyle yüzleşme fırsatı bulan İslamcıların, ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşadıkları belirtiliyor. Modern hayatın baş döndürücü cazibesiyle değişim yaşayan İslamcı kesimdeki radikal söylemlerin yerini artık daha rahat yorumlara bıraktığı vurgulanırken, herkesin kendine göre bir İslam algısıyla dinini yaşamaya başladığı ifade ediliyor.
İMAM HATİPLİ OLDUKALARINI GİZLİYORLAR
“Başlarındaki örtünün rengiyle uyumlu farlar sürüp full makyaj sokağa çıkmakta bir beis görmüyorlar. Ramazan ayını karnavala dönüştürüp, oruçlu bir günün akşamında genç bir müzisyeni dinleyerek kendilerinden geçebiliyorlar. Erkekler ise bu süreci daha hızlı yaşadılar. Sakallarından ve bıyıklarından vazgeçip, bol kesim pantolonların yerini blucinler aldığında zaten gümüş yüzükler çoktan çıkmıştı hayatlarından. Üstelik sanılanın aksine dindar erkekler kariyer için ‘başörtülü eş’ yerine ‘başı açık’ kızlarla evlenir olmuşlar, CV’lerinde İHL’li geçmişlerini gizlemeyi tercih etmişlerdi. Üstelik onların modern hayata eklemlenmeleri çok daha kolaydı. Çünkü ‘başörtüsü’ gibi onları ele verecek bir belirleyicileri yoktu. Olsa olsa içki içmemeleri şüphe uyandırabilirdi.
Bu öyle bir değişimdi ki dindar kimliğiyle bilinen kimi yönetmenler sinema filmlerinde eşcinsellerin varlığına işaret edip, kamerasını onların dramlarına odakladılar. İslamî duyarlılıklarıyla bilinen televizyon kanalları uzun süredir arabeskçi ve türkücülerin show programlarıyla ratinglerine tavan yaptırıyorlar. Kısacası artık dindarlar beş yıldızlı otelleri, turizm şirketleri, lüks siteleri, son model cipleri, güzellik merkezleri, sevgililer gününe özel ekler veren gazeteleriyle modern hayatın bütün nimetlerinden sonuna kadar yararlanıyorlar. Bu açıdan bakıldığında ‘islâmi’ bir yaşamdan giderek uzaklaştıklarını söylemek pek de abartı sayılmaz. Fatih’i hâlâ mahalle baskısının en yoğun yaşandığı yer olarak görenlerin başörtüsü satan dükkanların vitrinlerinde yer alan sevgililer gününe özel mesajları fark etmeyişlerine ise inanmak zor. “
TEHDİT EDECEK HİÇ BİR ŞEY YOK
Gerçek Hayat Dergisi’nin kapak dosyasına görüş veren Sosyolog Abdurrahman Aslan ise, Müslümanların cenahında kimseyi tehlikeye sokacak, tehdit edecek bir şey olmadığını belirterek, “Tam tersine Müslümanların yaşadığı değişim bizzat Müslümanların kendisini tehdit ediyor. Onun için endişelenecek bir şey göremiyorum açık konuşmak gerekirse.” diyor.
“Başörtüsü gibi düzenlemeler kesinlikle laikliği tehdit etmiyor.” diyen Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır ise, “Söz konusu olan hala AKP ve onu takip eden kesimlerin demokrasiyi tam olarak sindiremedikleri, anlamadıkları çok da fazla umursamadıklarıdır” diyor.
Haber 7