Batı, aparatlarına işareti verdi: Hedef Külliye!
Türkiye’deki muhalefetin siyasetçi ve medyasına yayınlarıyla yön veren Batılı kuruluşlar, önümüzdeki sürecin suni gündemini belirledi: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yeniden hedefe konulacak!
ABONE OL-
HABER7
Avrupa’daki karanlık merkezlerde üretilen Türkiye aleyhindeki dezenformasyon içeriklerinin Batı medyasında yer bulmasının hemen ardından ülkemizde kara propaganda şeklinde gündemleştirildiği biliniyor.
Batılı kuruluşların dernek, vakıf, tarikat ve cemaatleri hedef göstermesinin ardından bu minvalde yayınlara başlayan, Avrupa’da “yolsuzluk” işaret edildiğinde, kendilerine servis edilen montajlı belgeleri gündemine alan, dış güçlerin herhangi bir bakanla ilgili aleyhte bir analizinin ardından topyekün o bakana saldıran, okyanus ötesinde kurgulanan kamu kurumlarımızı yıpratmaya dönük operasyonel girişimlerinin anında üzerine atlayan muhalif siyasetçi ve medya kuruluşları, kritik her konuda güdümlü oldukları Batı’nın çizdiği rotaya göre hareket ediyor.
YENİ HEDEF KÜLLİYE
Türkiye'nin gündemini Batı medyasının yön göstermesiyle bulan muhalefet liderleri ve gazetecileri için Londra’dan yeni bir ufuk çizildiği belirlendi. İngiliz sermayeli “The Economist”te kaleme alınan haberde, 2023 seçimleri öncesinde muhalefete adeta “yeni gündem” servisi yapıldı. The Economist’te kaleme alınan haberde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin detayları incelendi.
KÜLLİYE'YE ‘YASADIŞI’ DEDİLER
The Economist'te yayınlanan "Kritik bir seçimin önündeki ülke" başlıklı haberde, “100. yılını görecek Türkiye'nin bir demokrasi olarak geleceğini belirleyecek bir seçim” ifadeleri kullanıldı. Türkiye'yi tekrar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yönetmesinin istenmediğinin açıkça belirtildiği haberde, “Bir beş yıl daha 'Erdoğancılık' ülkesi daha açık bir şekilde otokrasiye doğru olacaktır.” denildi.
Tuhaf bir şekilde habere eklemlendiği görülen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin “kanun dışına çıkılarak inşa edildiği” yalanına yer verilen haberde, “2014'ün sonlarında, ilk kez cumhurbaşkanı seçildikten aylar sonra Erdoğan, yeni (ve bir mahkeme kararına göre yasadışı olarak) inşa edilen Külliye'ye taşındı. Çankaya’da daha sonra iki dönem başbakanlık yapıldı ve Erdoğan bu görevi yürürlükten çıkardı. Konak, geçmiş bir dönemin sembolü haline geldi.” denildi.
KÜLLİYE'NİN TÜM DETAYLARINI YAZDILAR
Haberde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de adeta hiç olmadığı kadar detaylı olarak incelendi. Külliye'nin, İngiltere'de bulunan Buckingham Sarayı'ndan 4 kat daha büyük olduğunun iddia edildiği haberde, Beştepe'nin odaları, koridorları ve otoparkı dahi tek tek irdelendi.
The Economist, Beştepe'nin 300 bin metrekarelik alanda kurulduğunu, toplamda 1100 odasının bulunduğunu, güvenlik görevlilerinin sportif giysiler ve zırhlarla dolaştığını ve içeriye girişte bir tünelden yer alt otoparkına geçildiğini öne sürdü.
MERKEZ’E VE DIŞİŞLERİ’NE DİL UZATTILAR
The Economist haberinde, “Erdoğan, neredeyse tüm kamu politikalarıyla ilgili son sözü söylüyor. Başbakan olarak merkez bankasının bağımsızlığını geriye götürdü. Başkan olarak, onu fiilen bir devlet kurumu haline getirdi. Bir zamanlar laik düzenin kalesi olan Dışişleri Bakanlığı, şimdi onun dış politika sekreterliğinden biraz daha fazlası.” denildi.
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret eden yabancı ileri gelenleri, her biri Hunlardan Osmanlılara bir Türk imparatorluğunu temsil eden 16 kostümlü savaşçı karşılıyor.” ifadeleri kullanıldı.
BABACAN'A SİHA YOLUNU GÖSTERDİLERPentagon'un psikolojik harp elemanlarından Michael Rubin, geçtiğimiz gün “1945” adlı siteye dikkat çeken bir analiz yazmış, Türk SİHA’larını hedef göstermişti. Rubin, “Ukrayna'nın Ötesini Düşünün: Türkiye'nin Drone İhracatı Tehdit” başlıklı yazısında ABD Kongresi'ne, Türkiye'nin İHA/SİHA ihracatına karşı yeni yaptırımları gündeme alması çağrısında bulunmuştu. CIA elemanı Rubin’in ardından Deva Partisi Lideri Ali Babacan, SİHA rahatsızlığını gündeme getirmişti. Savunma sanayiinden duyduğu rahatsızlığı önce Baykar firmasını hedef aldığı konuşmasındaki “Kaynaklar tek bir şirkete aktarılıyor. Rekabetten korkuyorlar” iftirasıyla dillendiren Babacan, daha sonra ABD sermayeli Fox Tv'deki konuşmasında “Bu proje öyle bir hale getirildi ki çok kutsal, dokunulmaz. Kusura bakmayın dokunacağız.” açıklamasında bulunmuştu. |