Cumhuriyet'te 'paralı haber' skandalı patladı! GYY her şeyi ifşa etti
CHP yandaşı Cumhuriyet Gazetesi'nde ifşa olan 'para karşılığı haber yapma' skandalının ardından, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollavesioğlu'nun her şeyi anlattığı köşe yazısının sansürlendiği ortaya çıktı.
ABONE OL-
HABER7
CHP yandaşı Cumhuriyet Gazetesi günlerdir büyük bir skandalla çalkalanıyor. Kendisinden hariç tüm medya organlarını 'yandaşlık' ve 'paralı habercilik yapmak'la suçlayan Cumhuriyet'in attığı iftiraları kendisinin yaptığı belirlendi. Yaşanan skandalın ortaya çıkmasının ardından ise Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu'nun yazısının sansürlendiği ortaya çıktı.
PARA ÇİKOLATA KUTUSUNDA TESLİM EDİLDİ
Cumhuriyet Gazetesi Vakfı, gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni (GYY) Arif Kızılyalın, İdari-Mali İşler Müdürü Osman Selçuk Özer ve Reklam Müdürü Esra Bozok hakkında, bir e-ticaret firmasından Ocak 2023’te yürürlüğe giren e-ticaret yasası aleyhine manipülatif haber yapma karşılığında "kayıt dışı para aldıkları" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
İstanbul Başsavcılığı da 2023/122759 esas numarasıyla suç duyurusunu işleme aldı. Dilekçede, kayıt dışı paranın iki büyük çikolata kutusu içerisinde teslim edildiği, vakıf başkanının da süreçten haberinin olduğu öne sürüldü.
EN YETKİLİ İSİM SKANDALI DOĞRULADI
Gazete yönetimi yaşananlara 'kumpas' derken, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu'nun skandalı doğrulaması ortalığı karıştırdı. Mollaveisoğlu'nun yaşananları anlattığı ve kendisinden önceki dönemi işaret ettiği köşe yazısının gazete yönetimi tarafından sansürlendiği ortaya çıktı.
SANSÜRE UĞRAYAN YAZISINI PAYLAŞTI
Yaşanan skandala ve skandalın üzerini örtmeye çalışan gazete yönetimine tepki gösteren Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu sansüre uğrayan yazısını sosyal medya hesabından paylaştı.
Mollaveisoğlu'nun yazısında şu ifadeler yer aldı;
"6 ay önce Cumhuriyet gazetesinde genel yayın yönetmenliğine getirildiğimde gazete yönetiminde bir büyük tartışmanın içine düştüm.
Benden önceki dönemde gazeteye bir e-ticaret firması kayıt dışı para getirmiş, çıkarılan yasa ile ilgili bazı haberlerin yapılmasını istemişti.
Dönemin genel yayın yönetmeni parayı alıp yönetime vermiş ve bu haberler gazete sayfalarında yer bulmuş.
Normal şartlarda firmanın bir ilan karşılığı ya da advertorial (yazılı reklam) olarak yayınlayabileceği içeriği haber olarak istemesi ne kadar
yanlış ise bunu kabul etmek de dönemin yöneticileri için vahim bir hata olmuştur.
Meslek ilkelerine ve gazetemize yapılan bu ihanet vakıf yönetiminde tartışma yaratmıştır.
Elbette ben de bu tartışmada yalın bir gazetecilik gerçeğinin yanında durdum..
Para karşılığı haber yapmak anlamına gelen bu ilişkiden sorumlu olanlarla ilgili gereğinin yapılmasını istedim.
Gazete yönetimi bu ilişkiyi kuranları derhal uzaklaştırmalıydı..
Yapılması gereken açıkça ortada durmasına rağmen tartışma, vakıf yönetiminde gereğinden çok uzun sürdü…
Sürdükçe gerilim arttı… Vakıf yönetimini ikiye bölen etik sorun gazete çalışanlarına da yansıdı.
Bir kaç gündür yönetimden yapılan ve gazetemizde yer alan "iç güçler gazeteye operasyon yapıyor, gazeteyi ele geçirmek istiyorlar"
açıklaması doğru değildir.
Doğru olan ağır bir ahlaki tartışmanın vakıf yönetimini bölmüş olmasıdır. Kimse gazeteyi ele geçirmek istemiyor, verilen kavga gazetenin
ilkelerinin savunulması ve eşsiz markasının korunması ile ilgilidir.
Bu tartışma mesleki, ahlaki, Cumhuriyet gazetesinin ilkelerini korumaya yönelik bir tartışmadır. Söz konusu şirket ile etik kuralları ihlal eden
ilişkiyi kuranların gazeteden uzaklaştırılmasını isteyenler hedefe konulmuştur.
Konuyu yargıya taşımak zorunda kalan vakıf avukatımızın azledilmesi de doğru değildir.
Hukuk işlerinden sorumlu yürütme kurulu üyesi ve vakıf yönetim kurulu üyesi olan avukatın azledilmesi ve şikayetlerden vazgeçilmesi üzerine
savcılık takipsizlik verdi. Konu ile ilgili şikayetler bu kez de şahsi olarak tekrarlandı.
Mesele hukuki olmasının çok ötesinde gazetecilik ahlakı ile doğrudan ilgilidir
Bu vahim olay gazetede yayılmış, gazetecilik onuru için olağanüstü zor şartlarda çalışmayı göze alan arkadaşlarımız üzerinde derin bir üzüntü
ve öfkeye neden olmuştur.
Gazetemizin tertemiz itibarına düzenlenen suikastten sorumlu olanlar gazete içindeki iç denetim sistemi ile hızla bertaraf edilebilecekken, bu
çirkinliğin savunulması ve kamuoyuna taşınması hepimizi derinden üzmüştür.
Vakıf Başkanı Alev Coşkun 30 yılını gazeteye vermiş değerli bir isimdir. Vakıftaki bazı üyelerin eksik bilgilerle kendisini manipüle ettiğini ve bu
nedenle gereken müdahaleyi yapamadığını düşünüyorum.
Cumhuriyet yalnızca bir gazete değildir… Atatürk devrimlerinin kalesidir… Özgür Gazeteciliğin 100 yıllık markasıdır… Bu marka ve büyük
değer Türkiye Cumhuriyeti'nin, halkın ortak değeridir.
Cumhuriyet gazetesinin iç gücü, büyük özveri ve gazetecilik aşkı ile çalışan emekçileri, dış gücü ise gazetenin gerçek sahibi okurlarıdır!
*
Cumhuriyet gazetesinin tarihsel mirasına, gazetemizin şehitlerine, Uğur Mumculara borcumuz ödenemez.
Cumhuriyet'te hiçbir kişi ve makam gazetenin üzerinde değildir."
CUMHURİYET'TEN AÇIKLAMA
Cumhuriyet gazetesinden de konuya ilişkin bir açıklama yapıldı. Mollaveisoğlu’nun “suçlayıcı bir yazı yazdığının” savunulduğu açıklamada, “6 aydır Genel Yayın Yönetmenliği yapan Mollaveisoğlu Cumhuriyet gazetesine uyum sağlayamadı. İyi bir televizyon programcısı olmasına karşın yönetim yeteneği gösteremedi. Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği makamının ne derecede önemli olduğunu özümseyemedi” ifadeleri yer aldı.