Ghassan Massoud’ın konuşması geceye damga vurdu: Filistin, ilelebet Filistinlilerindir
TRT tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen Türkiye'nin en büyük senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu “TRT 12 Punto”da ödüller sahiplerini buldu. Törende ödül veren Hollywood yıldızı Ghassan Massoud’un konuşması geceye damga vurdu.
ABONE OLBu yıl 7-14 Temmuz tarihleri arasında, 30 farklı ülkeden 40’tan fazla sinemacının katılımıyla üç ayrı platformda düzenlenen senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu olan “TRT 12 Punto”, ödül töreni ile sona erdi. TRT 2’den canlı yayınlanan ödül törenine; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın yanı sıra programın ulusal ve uluslararası jüri üyeleri, kültür ve sanat dünyasından birçok isim katıldı.
Gecede ödül veren TRT 12 Punto jüri üyesi, ödüllü usta oyuncu Ghassan Massoud’un konuşması geceye damga vurdu.
"TRT Uluslararası Ortak Yapım" kategorisinde yönetmen Stephan Komandarev'in "Made in EU" projesine ödülünü takdim eden Ghassan Massoud, sahnede "Türkçe'de, Arapça'da ve tüm dünya lügatlarında Filistin, bugün ve yarın ilelebet Filistinlilerindir." dedi.
AÇIK HAVADA “FİLİSTİN SİNEMASI ÖZEL GÖSTERİMLERİ” YAPILDI
Bu yıl TRT 12 Punto kapsamında Filistin sinemasının güncel ve önemli filmleri “Filistin Sineması Özel Bölümü”nde izleyicilerle buluştu. Filistin’deki soykırıma karşı farkındalığı artırmak, empati geliştirmek ve fikir paylaşımına zemin hazırlamak amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Filistinli yönetmenler Maha Haj, Kamal Aljafari ve Mai Masri TRT 12 Punto’nun konuğu olarak İstanbul’a geldi.
“TRT, SEKTÖRE VERDİĞİ DESTEĞİ ÇEŞİTLENDİREREK ARTIRIYOR”
Ödül töreninde konuşan Altun, Türkiye'nin en büyük senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu olan 12 Punto'nun ödül törenine katılmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Türkiye Yüzyılı'nda ülkenin, her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da önemli atılımlar gerçekleştirdiğini belirten Altun, TRT'nin katkı verdiği yapımlarla, yapımını gerçekleştirdiği sinema filmleri, belgeseller ve dizilerle sektöre olan desteğini artırarak çeşitlendirdiğini ifade etti. Yakın geçmişte "Aybüke: Öğretmen Oldum Ben" ve "Kesişme: İyi Ki Varsın Eren" gibi, sinemanın evrensel diliyle yapılan filmlerin, Türkiye'nin değerleri ve kahramanlarını milletle buluşturmada önemli girişimler olduğunu dile getiren Altun, "Yarın 8. yıl dönümünü yaşayacağımız, milletimizin 15 Temmuz 2016'daki kahramanca mücadelesi belgesel, kısa film, dizi ve sinema gibi birçok farklı TRT yapımıyla izleyiciyle buluştu, buluşmaya devam ediyor." diye konuştu.
12 Punto'nun son yıllarda TRT'nin sinema sektörüne yaptığı önemli katkılardan biri olduğuna dikkati çeken Altun, şöyle devam etti:
"12 Punto, Türkiye'de sinema sektörüne yönelik yapılan gerçek anlamda yapıcı ve kalıcı bir proje ve bana sorarsanız bir başka örneği de yok. Bugün geldiği nokta itibarıyla 12 Punto, son 6 yılda uluslararası sinema sektöründe referans gösterilen platformlardan birine dönüşmüş durumda. Bu kısa sürede, 12 Punto kapsamında toplam 111 proje ödüle layık görüldü. 12 Punto'nun sağladığı destekler sayesinde çekilen filmlerin, dünya sinemasında ses getirmeye başlaması bizim için, Türkiye, TRT ve Türk sineması için gurur kaynağıdır. 'Bir Tutam Karanfil', 'Hayat', 'Neandria', 'Kamış', 'Turna Misali', 'Hara', 'Tereddüt Çizgisi' ve 'Başlangıçlar' gibi projeler, Venedik'ten Tokyo'ya, Toronto'dan Varşova'ya, dünyanın en prestijli festivallerinde boy gösterdi, bunlarla gurur duyuyoruz."
Sanatı ve sanatçıyı, sahip olduğu sosyopolitik ve sosyokültürel düzlemin sahiciliği ve derinliğiyle ele almanın önemli olduğunu düşündüğünü aktaran Altun, "Günümüzün egemen sanat anlayışlarıyla, nitelikli sanat ve sanatçı arasında maalesef kapanması pek de kolay olmayan bir mesafe var. Bir uçurum var adeta. Belki de bu uçurumun sebebini sanat anlayışının aşınmasında ve sanatçının sahiciliğini yitirmesinde aramalıyız." şeklinde konuştu. Sovyet-Rus film yönetmeni Andrey Tarkovski'nin "Bana öyle geliyor ki dünya mücadele etmemiz için var. İçimizdeki iyilik ve kötülük savaşsın ve iyilik kazansın ki ruhsal olarak gelişelim." sözünü anımsatan Altun, bugünün egemen sanat anlayışının, iyilik ve kötülük savaşı, hak ile batıl savaşı gibi insanlık tarihiyle paralel bir sahiciliğe sahip olup olmadığının sorgulanması gerektiğini vurguladı.
"TRT 12 PUNTO’DA HAKİKATI ARAYAN GERÇEK SANATÇILAR ESERLERİNİ ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞIYOR"
Sanatçının eleştiri ve muhalefetinin, sanatın içtenliğini, sahiciliğini ve derinliğini yansıtması ve kuşatıcı niteliğe sahip olması gerektiğini belirten Altun, şöyle devam etti:
"Ukrayna'da çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölürken haklı olarak tepki gösteren sanatçının, Filistin'de 16 bin çocuğun, 10 bini aşkın kadının katledilmesi karşısında sessizliğe gömülmesi, üç maymunu oynaması; sanatla, sanatçı kimliğiyle bağdaşmayacağı gibi insanlıkla da bağdaşmaz. Aynı şekilde terör saldırılarına ve terör örgütlerine sessiz kalmak hatta yeri geldiğinde terör örgütleri için sempati oluşturmaya çalışmak esas itibarıyla sanata hizmet değil ihanettir. Gördüğü aksaklığı, sorunu dert edinen, içinden çıktığı milletin derdiyle dertlenen, toplumun gittiği yöne dair söyleyecek sahici sözü olan sanatçılar ve onların eleştirileri oldukça kıymetlidir. Ben bu bağlamda 12 Punto girişimini hususiyetle değerli görüyorum. Bu platform altında bir hakikat arayışı içerisinde olan gerçek sanatçılar eserlerini ortaya koymaya çalışıyor. 12 Punto küresel kabullere, tahakküm biçimlerine, egemen sanat anlayışlarına karşı sanatın ve özgür sanatçının yanında yer almak için açılmış bir platformdur. Bunun en önemli göstergesi ise 12 Punto'nun bu sene hayata geçirdiği Filistin sineması özel bölümüdür. Filistin'i çağrıştıran bir görseli taşımanın, istilacı ve işgalci bir güç olan İsrail'i eleştirmenin işten atılma, hapsedilme nedeni olduğu bir dünyada Filistin sineması özel bölümü yapmak aynı zamanda bir meydan okumadır. Küresel adaletsizliğe, bu adaletsiz sisteme meydan okumadır. Maha Hac'ın 'Akdeniz Ateşi', Kamal el Cafari'nin 'Bir Fedai Filmi', Annemarie Jacir'in 'Düğün Davetiyesi' ve Mai Masri'nin '3000 Gece' filmleri, sanatın gücünü, sorumluluğunu ve eleştirelliğini hakiki manada gözler önüne seriyor. Bu filmler, dünya kamuoyunun dikkatinden kaçırılmaya çalışılan bir konuyu, sinemanın gücüyle gözler önüne seriyor."
TRT 12 PUNTO, SİNEMA EKOSİSTEMİNİN TÜM PARTNERLERİNİ BİR ARAYA GETİREN BİR PLATFORMDUR”
Törene ev sahipliği yapan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, sahnede yaptığı konuşmada, TRT 12 Punto'nun yolculuğuna 2019'da başladığını belirterek, "Ödüllü yönetmen ve yapımcıları, senaristleri, senaryo danışmanlarını, büyük film festivallerinin programcılarını, satış şirketlerinin temsilcilerini ve dünya sinemasının en önemli kuruluşlarının yöneticilerini, yani sinema ekosisteminin tüm partnerlerini bir araya getiren bir platformdur." dedi. Sobacı, program kapsamında her yıl dünya sinemasından usta isimlerin genç sinemaseverlerle buluştuğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bizim ilk günden bugüne 12 Punto'yu gerçekleştirmekteki hedefimiz, Türk sinemasına destek olmak ve sektöre nitelikli eserler kazandırmaktır. Zira Türkiye olarak, dünyaya armağan edebileceğimiz çok fazla özgün hikayemiz var. Bunu başarabilmek için ilk koşul ise bu toprakların kültür ve medeniyet birikiminin idrakini sağlamaktır. Bu bağlamda biz kendi hikayelerimizi, kim olduğumuzu, kültürel derinliğimizi, bizi biz yapan değerlerimizi önceleyen projeleri önemsiyor ve destekliyoruz. Bu projelere, senaryo aşamasından itibaren geliştirilmesine, projelendirilmesine, prodüksiyon süreçlerine, festival ve dağıtım aşamalarına, uluslararası bağlantılarına dek her adımda destek veriyor, uluslararası yolculuklarında onların yol arkadaşı oluyoruz."
"SİNEMA ÜZERİNE YAPILAN ENTELEKTÜEL-TEORİK TARTIŞMALAR, ARAYIŞLAR ESASTIR"
Platformu güçlendirmek adına her yıl yeni bir program eklediklerine dikkati çeken Sobacı, bu yıl 12 Punto'ya yapım danışmanlığını ilave ettiklerini söyledi. Mehmet Zahid Sobacı, iyi bir film projesinin, iyi bir hikaye, iyi bir yönetmenin yanı sıra ancak iyi bir yapımcı varsa başarıya ulaşabileceğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Bu program sayesinde bol ödüllü eğitimci yapımcılar, 12 Punto finalist ekipleriyle toplantılar gerçekleştirdi. Projelerinin geliştirme sürecinden dağıtım sürecinin sonuna dek yapım konusunda hangi adımların atılması gerektiğini anlattı. 12 Punto'da finale kalan 12 projenin yönetmen, senarist ve yapımcıları dünyanın en önemli senaryo danışmanlarından, pazarlama ve sunum danışmanlarından eğitimler aldılar. Projelerini geliştirmenin, film projelerini fonlara, olası ortaklara, finansörlere anlatmanın, sunmanın inceliklerini öğrendiler. Bununla beraber TRT olarak, sinema üzerine bir konuşma ve tartışma zemini oluşturulmadan iyi bir sinemanın ortaya çıkmasını beklemenin abesle iştigal olduğunun bilincindeyiz. Zira derinlikli sinema için, sinemada üretimin tetiklenmesi için, sinema üzerine yapılan entelektüel-teorik tartışmalar, arayışlar esastır."
"KENDİ HİKAYESİNİ ANLATAMAYAN MİLYARLARCA İNSAN VAR"
Bu yıl açık hava gösterimlerinde Filistin'deki soykırıma karşı dayanışma ortamı oluşturmak, farkındalığı artırmak, empatiyi geliştirmek ve fikir paylaşımına zemin hazırlamak amacıyla Filistin filmlerine ve Filistinli sinemacılara yer verdiklerini anlatan Sobacı, Gazze'deki zulmün bir an önce son bulmasını temenni etti. Sobacı, sinemaya dair ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Belli bir azınlığın sinemayı, kendi değerlerini dünyaya empoze etmek, tüm insanlığı tek tipleştirmek için bir propaganda aracı olarak ele aldığı da hepimizin malumu. Ancak geldiğimiz noktada bu azınlığın insana dair söyleyecek sözünün, anlatacak hikayesinin tükenme noktasına geldiğine şahit oluyoruz. Madalyonun diğer yüzünde ise kendi hikayesini anlatamayan milyarlarca insan var. Sinemanın bir görme eylemi ve bir gösterme sanatı olduğunu düşünürsek, onun ilk olarak yapması gereken şey, görmezden gelinen bu insanların hikayelerini görmesi ve göstermesidir. Zira anlatının en güçlü alanlarından biri olarak sinema, kenarda kalanları, umursanmayanları ya da görünmeyenleri merkezine alabilme gücüne sahiptir. Bugün sinemanın omuzlarındaki belki de en önemli sorumluluk, anlamayı, idrak etmeyi, hissetmeyi ve uzaktan bakmak yerine bir şeyler yapabileceğimize dair kalıcı inancı yeşertmesidir. Yayınlarımız, yapımlarımız ve tüm etkinliklerimizde olduğu gibi, bir gerçeğin hikayeleştirilerek zihne nakşedilme sanatı olan sinemada da görmezden gelinen sessiz yığınların sesi, soluğu olmak için çalışıyoruz. Sektördeki hakim paradigmaya öykünen değil, dünyaya kendi özgün perspektifinden bakan senarist, yönetmen ve yapımcıların keşfedilmesi ve yollarının açılması için gayret gösteriyoruz."
“Filistin Sineması Özel Bölümü” kapsamında; yönetmen Maha Haj’ın Akdeniz Ateşi (Mediterranean Fever), yönetmen Kamal Aljafari’nin Bir Fedai Filmi (A Fidai Film), yönetmen Annemarie Jacir’in Düğün Davetiyesi (Wacib) ve yönetmen Mai Masri’nin 3000 Gece (3000 Nights) filmleri izleyicilerle açık hava gösterimlerinde buluştu.