Bir alemdir ve 'alemcidir' Cumhuriyet!
Türkiye Cumhuriyeti her Türk vatandaşının cumhuriyeti. Öte yandan her Türk vatandaşın kendi cumhuriyet algısı var. Demokrasi böyle bir şey! Bir gazetenin yaptığı muziplik, bunun en güzel ispatı:
ABONE OLAslında Türk okurları bulmacalı siyasi mesajları Vakit Gazetesinden almaya alışıktı ama Cumhuriyet Gazetesi 'bizim onlardan neyimiz eksik' diyerek bulmaca yolu ile siyasi mesaj vermeyi tercih eden ikinci gazete oldu. Hatta işi abarttı ve Vakit gibi iç sayfaları değil, en büyük bayramın kutlandığı günde kapak sayfasını bulmacaya ayırdı.
Okurları bugünkü Cumhuriyeti bayilerde NEYİ KUTLUYORUZ manşeti ile gördü.
Cumhuriyet gazetesi logosunun altındaki manşet bir bulmacanın üstüne atılmıştı. Okurlardan bulmacayı çözmeleri ve alttaki anahtar cümleyi bulmaları isteniyordu. Normal zamanlarda "Cumhuriyetimiz kutlu olsun" cümlesinin çıkması beklenen anahtar cümle farklı bir mesaj içeriyordu: "Cumhuriyetinize sahip çıkın"
Psikolojik olarak ilk mesajı alıyoruz: Türkiye Cumhuriyeti bu haliyle bizim değil!
Cumhuriyet, Bayramı kutla(ya)mayan tek gazete!
Dikkat edilirse anahtar cümledeki emir kipinde yer alan sahiplik ekinde bile 'biz' olgusundan uzak duruş söz konusu.
Kapak sayfasının içinde Cumhuriyet imzalı bir metin yer alıyor. Onun başlığı da "Neyi kutluyoruz?" şeklinde.
"Bugün Cumhuriyetimizin 86. yıldönümüdür. Cumhuriyetimizin 86. yıldönümünü kutlarken herşeyden önce büyük bir tehlike içinde olduğumuzu da vurgulamak zorundayız
Cumhuriyet sözcüğü tek başına bir şey ifade etmez; yeryüzünde çeşitli cumhuriyetler vardır. En yakın örnek, şeriata dayalı düzenle yönetilen komşumuz İran Cumhuriyetidir" paragrafı ile başlayan yazı içinde kutlama söz geçen tek cümleyi de içinde barındırıyor.
Bu bilinçli mi değil mi bilinmez ama her yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında sancağı kimseye kaptırmamaya kararlı görünen Cumhuriyet Gazetesi, bu yıl Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıldönümünü kutla(ya)mayan tek gazete oldu.
Çünkü aslında kapak sayfası olan, asıl gazeteyi içinde barındıran ve arka sayfaları reklama ayrılan bu kapakçıkta kutlanmayan Cumhuriyet gazetenin ana manşetinde ve yazılarda da kutlanmıyordu.
Gazete manşetinin üst başlığı "En büyük bayramın 86. yıldönümü toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran tartışmalar arasında kutlanıyor" şeklinde. Manşet ise: Yaşasın Cumhuriyet
Toplumu ayrıştırma ve kamplaştırma ifadeleri ile gazetenin üstü örtülü şekilde Cumhuriyet Bayramını kutlayamıyoruz mesajı vermesi ilginç bir tezat oluşturuyor.
Şurası kesin ki Cumhuriyet gazetesi mantığı, Cumhuriyet'i ağız tadıyla kutlayamadığını anlatmak istiyor!
Peki neden ağzının tadı kaçmış? O da Cumhuriyet imzalı yazının içeriğinde yer alıyor. Mesele Cumhuriyet değil nasıl bir cumhuriyet olması gerektiği.
Cumhuriyet gazetesinin mantığına göre "uygarlığa yaraşır, insan haklarını içerir, kadın-erkek eşitliğine dayalı ve bağımsı demokratik cumhuriyetin temeli laikliktir"
Laiklik ve bütünlük tehlikede olduğu için de Cumhuriyetimizin (gazete bu ifadeyi Cumhuriyetin olarak kullanıyor ısrarla) 86. yılı "işte bu ahval ve şerait" içinde kutlanıyor.
Gençliğe Hitabe'ye telmih yapan bu cümlelerle süren metnin son paragrafı şöyle: "20. yüzyılın başında büyük bir sınav verererek laik Atatürk Cumhuriyeti'ni kurabilen Türk ulusu, Atatürk'e layık olabildiği ve uygarlığa yakıştığı laik, demokratik ve bağımsız Cumhuriyetini savunmak ve korumakla ispatlayacaktır"
Mesaj net: Ya bizim size dayattığımız laiklik, uygarlık, demokrasi ve cumhuriyet kavramlarını kutlarsanız ya da biz sizden değiliz! Tabi ki onlara göre, "toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran tartışmalar" ile bu mantığın hiç bir ilgisi yoktur ve olamaz!
Peki, Cumhuriyet gazetesinin uygarlığa yakıştırdığı mantık ve söz konusu kelimelere getirdiği tanım tam olarak nedir?
Acaba bulmaca gibi arkaya tam sayfa alınan ilan da bu konuda bir mesaj olabilir mi?
Rakılı reklamla mesaj mı!
Mey firmasının verdiği tam sayfa reklam Kulüp Rakı'ya ait. Tam sayfa reklamın mesajı da günün anlam ve önemine oldukça uygun: Beyefendiler 'kulüp rakı' sizlere emanet!
Yani Cumhuriyet'in yazdıklarının doğru olduğunu kabul edersek şunu söylemek mümkün: Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri ve dayanakları elden gitmiş ama mihrabı korunmuştur. Cumhuriyetin ilkelerine sahip çıkmayan 'Cumhuriyet' mantığı 'rakı' emanetini çiğnetmemiştir, çiğnetmeyecektir!
Ne diyelim, "Hoş içişler ola!"...
Gazi Paşa'nın rakı keyfine söylemedik laf bırakmayanlar ile onun rakı keyfini cumhuriyetin temel direği olarak görenler arasında demokrasi ve hoşgörü bakımından bir fark var mı?
Herkesin Cumhuriyet'i kendine. Ama herkes kendi cumhuriyetini baz alıp, Türk Miletinin Cumhuriyet keyfini kaçırmasın!
(Haber 7)