Genelev sokağından geçmeyen gazeteci

Defne Joy Foster'in ölümüyle ilgili tartışmaları nasıl yorumladığı sorulan gazeteci Yaşar İliksiz, ünlü bir gazetecinin genelev hassasiyetiyle ilgili anısını anlattı ve başına gelenleri örnek gösterdi:

ABONE OL
GİRİŞ 05.02.2011 12:43 GÜNCELLEME 05.02.2011 12:43 MEDYA
Genelev sokağından geçmeyen gazeteci

Radyo 7'de hafta sonları yayınlanan "Son İki Gün" programına konuk edilen Haber 7 Genel Yayın Yönetmeni Yaşar İliksiz, sitenin genel yayın politikası, duruşu ve olaylara bakışı hakkında bilgi verdi. İliksiz, Defne Joy Foster'in ölümüyle ilgili soru üzerine; ünlü bir gazeteci ile ilgili ilginç hatırasını ve sonradan onun başına gelen musibeti nakletti ve bir Hadis-i Şerif hatırlatarak, ürpertici yönüne dikkat çekti.  

Son İki Gün programının sunucusu Ahmet Enes'in "Haber 7, 2011'e hızlı başladı. Esenlerde halkın oylarıyla birinci seçildi, Andy Ar'ın "yılın internet portalı" araştırmasında Milliyet'in ardından ikinci sırada yer aldı ve memurlar.net sitesinin yaptığı ankette açık ara en çok takip edilen haber sitesi oldu. Nedir bu başarının sırrı" sorusuna İliksiz'in yanıtı kısa ve net oldu: "Halkın teveccühü"

Enes'in okurların arasında neden memurların çoğunlukta olduğu izlenimi uyandığı konusundaki soru üzerine İliksiz, "Demek ki memurlar bizi daha iyi anlamış, kendilerine minnettarız. Burada çuvaldızı kendimize batırıyorum! Demek ki biz bizden haberdar olması gereken diğer kesimlere kendi farkımızı henüz ulaştıramamışız. İnşallah onlara da ulaşacağız. Zaten haber 7'yi tanıyan farkını fark ediyor. Adını vermeyeyim ama bir siyasi parti yöneticisi arkadaşım, 'İnan ki sizin siteye çok kızıyorum. Çünkü benim siyasi bakışıma ters düşüyor. Ancak her gün girmeden de edemiyorum çünkü haberciliğinizi takdir ediyor ve yayın yelpazenizin genişliğine gıpta ediyorum' diyerek bize bakışının nasıl olduğu konusunda ilginç yaklaşım sergilemişti. Biz Haber 7'yi tanıyan herkesin farkını fark edeceğine eminiz. Aslında Haber 7 sadece haber veren bir site olarak kimsenin rahatsız olmadan okuyabileceği sitedir diye düşünüyordum. Demek ki henüz bu anlamda yeterince kendimizi ifade edememişiz. Kendimizi kontrol edip, hatalarımız var ise düzültmeye gayret edeceğiz" dedi.

Enes, "haber 7.com'un farklığı nerden kaynaklanıyor, süratli olmasından mı, detaylı olmasından mı?" diye sorunca İliksiz, şu cevabı verdi: "Her ikisi de önemli faktör. Haberleri hem bir an önce, hem mümkün olduğunca doğru ve hatasız olsun diye ince eleyip, sık dokuyarak sunuyoruz okurlara. İki şeye çok dikkat ediyoruz. Halkın talep ettiği ve okumak istediği haberler ile halkın talep etmediği ama bilmesi gerektiği haberleri mutlaka onlara ulaştırmaya mecbur hissediyoruz kendimizi. Halkın talep etmese de ihtiyacı olanı ve halkın talep ettiğini onlara vermemek halka ihanettir diye düşünüyoruz"

Haber 7'nin iddialı olduğu kulvar

"Haber 7'nin özel olarak iddialı olduğu bir kulvar var mı?" sorusu üzerine İliksiz, "Biz insandan yanayız, insancıl yayın yapıyoruz ve başarı getirsin getirmesin insancıl kalmak zorundayız. Bugün alanımızda lider konumdayız, inşallah bu durum uzun yıllar sürer ama diyelim ki sürmedi ve biz gerilere düştük; o zaman da insancıllıktan taviz verecek değiliz. 'Geride kalalım ama insancıl olalım' diyeceğimize emin olabilirsiniz. İnsancıllığın dışıda, olayları insanlara yansıtmanın dışında özel bir iddiamız yok" şeklinde konuştu.

Haber 7 çalışanları nasıl motive oluyor

Haberciliğin bir yarış olduğunu belirten İliksiz, önde olması dikkate alındığında yarışta Haber 7'nin işinin diğer sitelerden daha zor olduğunu belirterek, "arkadan gelenler temposunu ve taktiğini öndekilere göre belirleyerek öne geçme şansına sahiptirler ama önde giden arkadan gelenlere dönüp baktığı zaman hız kaybeder. Biz bu dezavantajı yok etmek için önümüzde sanal bir koşucu var farz ediyoruz. Önümüzde koşan hayali koşucunun hızına ve temposuna ulaşmak için kendimizi motive ederek sürekli önde olmanın savaşını veriyoruz" dedi.

Haber 7 taraftır

Işığın 7 rengini yansıtan Haber 7'nin herkesin altına sığınabileceği 7 direkli bir çadır olduğunu belirten İliksiz, sitenin ilkeleri arasında hiç bir zaman tarafsızlık olmadığını belirterek, "Biz hiç bir zaman, hiç bir platformda tarafsız olduğumuzu söylemedik. Biz taraflıyız. Akıldan, Ahlaktan, İnançtan, Bilimden, Hukuktan, Estetik ve Gerçekten yana her zaman tarafız ve öyle de kalacağız. Zaten bana göre Haber 7'nin gücü de buradan geliyor. Bu unsurlardan yana taraf olduğunuzda adaleti sağlamış oluyorsunuz. Adilliğin olduğu her mekanda huzur, başarı ve birliktelik vardır. Sanırım, Haber 7 yazılı etik kurallarını belirlemiş tek internet sitesidir" şeklinde konuştu.

Yorumlarla ilgili sıkıntılar

Haber 7 yorum ve yorumcuları konusundaki soru üzerine İliksiz, "Yorumcular Haber 7'nin gücüne güç katan, siteye renklilik kazandıran önemli unsurlandan. Onların özgürce yorum yapması bizim için önemlidir" dedi.

Yorumlarla ilgili sıkıntılara değinen soru üzerine İliksiz, "Onaylanacak yorumların kriterleri ve ölçüleri bellidir.  O kriterler dışında yorum onaylanması beklenemez. Ancak zaman zaman yorumları onaylayan editörlerimizin kriterleri sorun olabiliyor. Yani sonuçta bunları insan onaylıyor ve o insanların da dünyaya bakış persfektifleri farklı olabiliyor. Yorumcularımız zaman zaman yorumları adil değenlediremiyebilirler. Ama genelde biz hukuken sıkıntı doğmadıkça ve alenen haraket içermedikte bizi haksız yere karalayan yorumları bile onaylıyoruz. Yorumcu arkadaşlara ben "Annenize, babanıza, siyasi liderinize, arkadaşınıza. dostunuza yapıldığında onay vermeyeceğiniz yorumlar, düşmanınıza, hasmınıza, rakip siyasi liderlere, yapıldığında da onay vermeyin" tavsiyesinde bulunuyorum. Yoksa hukuken, inanç ve ahlak açısından yorumların onay kriteleri oldukça açıktır.." dedikten sonra şunları ekledi: "Yorumları sadece olumsuz olarak görmemek lazım. Olumlu ve bakış açımızı geliştiren, katkı sağlayan pek çok yorum da var. Örneğin biz zaman zaman attığımız habere gelen yoruma bakıp, "aa, haberi yanlış görmüşüz, doğru bakış açısı bu" diye değiştirmeyi ihmal bile etmiyoruz"...  

Defne Joy Foster ile ilgili tavrımız

Son İki Gün programının sunucusu Ahmet Enes'in son sorusu "Defne Joy Foster'in bir arkadaşının evinde ölü bulunmasının ardından, doğal olarak her ünlü insanın ardından olduğu gibi dedikodular ve spekülasyonlar ortaya atıldı ve tartışmalar oldu. Haber 7, konuyla ilgili her iki tarafın görüşlerine yer veriyor. Kimisi "bu ölüm rezalettir" diyor. Kimisi "Yazıktır, günahtır, ölünün ardından konuşulmaz, annedir, insandır" diyor. Haber 7 her iki görüşe de yer veriyor. Tartışmanın neresindeniz?" oldu.

İliksiz, bu soru üzerine; "Ortada bir sosyal hadise var. Bir de bu sosyal hadise üzerinden hesaplaşma var. Hadiseyi eleştirebilir insanlar bu normal. Onaylarsınız, onaylamazsınız o başka konu. Ancak sosyal hadiseyi eleştirmek başka bir şey, sosyal hadiseden yola çıkarak kişilerin karşı tarafa kişisel ve siyasi hesaplarını kabul ettirme çabası başka bir şey. Bu kişilerin olaydan istifade karşı tarafı suçlayıp, yargılamasına prim vermek istemiyoruz. Aslında her iki tarafın da haklı olduğu konular var, haksızlık yaptığı noktalar var. Biz, bu konuda da pek çok konuda olduğu gibi kararı okularımız kendisi versin diye konuyla ilgili hemen hemen tüm bakış açılarını yansıtmaya gayret ediyoruz" diyerek sitenin duruşuna açıklık getirdi.

Genelevin sokağından geçmeyen gazetecinin başına gelenler

"Benim şahsi fikrimi soracak olursanız..." diyen İliksiz, olayın kendisine yıllar önce yaşadıklarını hatırlattığını belirterek anısını aktardı "Yaklaşık 20 sene önceydi. Meslekteki ilk genel yayın yönetmenim, ustam, değerli gazeteci Mehmet Köşker ile Tünel'den Karaköy'e inmemiz gerekiyordu. Bilenler bilir, oraya inmenin en kısa yolu da Yüksek Kaldırım denilen yokuş ve genelevlerin giriş kapısının bulunduğu sokaktır. Mehmet Ağabey, "Ben bu sokaktan geçmem Yaşar" dedi. Şaşırdım. Daha önce hiç böyle hassas tepkiyle karşılaşmamıştım. "Ağabey, buradan iki dakika içinde ineriz, en kısa yol bu, diğer taraftan yol dörde katlanıyor ve 10 dakikadan önce varmamız imkansız" dedim. "Olsun, biz öbür taraftan gidelim" dedi. Daha sonra yolda, neden böyle davrandığını anlattı: "Ölümün insana nerede, nasıl geleceği hiç belli olmaz. Allah muhafaza, ben o sokaktan geçerken ölsem, karım ve çocuklarım insanlara bu durumu nasıl izah edecek? Hadi izah ettiler, kaç kişi hüsnü zan gösterip sana ve onlara inanır? Sen insanlara istediğin kadar, "biz masumduk, yolu kısaltmak için oradan geçiyorduk" de, insanlar sana inanmak yerine benim gibi inançsal kimliği öne çıkan insanın o sokakta ölmüş olmasından hareketle yorum yapacaklardır ..." 

İliksiz konuyla ilgili sözlerini şöyle tamamladı:

"Siz bu soruyu sorunca o hadise aklıma geldi. Ağzı olan konuşuyor ama olayın iç yüzü nedir bilmiyoruz. O evde samimane şekilde dertleşmek için buluşmuş, sorunlu iki insan da olabilir tam tersine bozuk niyetlerle biraraya gelmiş gaflete düşmüş iki insan da olabilir. Gerçeği asla bilemeyiz. Sadece zanda bulunabiliriz. İşte bu zanlardan haraketle Mehmet Köşker ağabey ile yaşadığım hatıram canlandı zihnimde. İnsanların ölümün her an kendi kapılarını çalabilecek gibi yaşamaları en güzeli. Fakat bu da çözüm değil. Düşünen insan var, düşünemeyen var. O insanların içinde yaşadıkları sosyal şartları dikkate almıyoruz. O şartların doğurduğu özel haller, dertler, tasalar var. İnsanlar iç yüzünü bilmediği şeyi bu kadar kolay eleştirmemeli. O insanların dünyasında bir kaç gün yaşamış olsalar, onların neler çektiklerini anlayabilirler, olayları nasıl yorumladıklarını görebilirler. O şartları bilemedikleri ve düşünce sistemini algılayamadıkları için bu kadar kolay eleştirdiklerini sanıyorum.

Öte yandan bunca dikkatli ve itinalı yaşam süren Mehmet ağabeyin başına gelen musibet var ki Allah'ın herşeye rağmen insanları nasıl zora sokup, imtihan edeceğinin açık ispatıdır. Hatırlarsanız, bir kurumun abonelerine hediye verdiği arabanın tefavuken Mehmet Köşker'e isabet etmesi onu sıkıntıya sokmuş ve "Kurum yandaş gazeciye kıyak çekti" diye manşetlere malzeme olmuştu. Kaderin insana ne getireceğini kimse tahmin edemez.  Olacak oluyor ve biz seyrediyoruz. Herkes kendisinin sonunun nasıl algılanabileceğini düşünmesinde ve yaşananlardan sadece ibret almaya bakmasında yarar var.

Hadiselere hüsnü niyetle bakmak en iyisi. Çünkü Peygamberimizin beni her duyduğumda üperten dehşet verici bir Hadisi var: "Bir Müminin başka bir müminde gördüğünde kınadığı hal, kendi başına gelmeden Allah onun canını almaz"...  O yüzden bu konularda zan yürütmek yerine "Allah rahmet eylesin" deyip geçmek en güzeli. Arkasından iddialar doğru ise gıybet ettikleri, zan ise iftiradan dolayı günaha girdikleri kişinin kendisini bu dünyada savunma hakkı yok artık"

***

Son İki Gün programı Radyo 7'de, Cumartesi-Pazar günleri 08.00 -10.00 arasında farklı konu ve konuklara yer veriyor...

(Haber 7)